Varlık ve Tapınak: Eski Yunan Tapınağının Kavramsal İnşası Üzerine Arkitektonik Bir Deneme
R. Eser KORTANOĞLU
ISBN: 9786059636339
Sayfa: 234
Baskı Yılı: 2018
Baskı Yeri: Ankara
Yayınevi: Bilgin Kültür Sanat Yayınları
LIBRI V (2019) 159-162
Geliş Tarihi: 05.08.2019 | Kabul Tarihi: 21.10.2019
Elektronik Yayın Tarihi: 11.11.2019
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2019
R. E. KORTANOĞLU, Varlık ve Tapınak: Eski Yunan Tapınağının Kavramsal İnşası Üzerine Arkitektonik Bir Deneme. Ankara 2018. Bilgin Kültür Sanat Yayınları, 234 sayfa (60 resim, 3 tablo ile birlikte). ISBN: 9786059636339
Tanıtılan kitap, her ne kadar bir arkeolog tarafından yazılmışsa da (kitabın adından da anlaşılacağı üzere) tapınak mimarisine yalnızca arkeolojik açıdan bakan bir çalışma değildir. Bir arkeoloğun çeşitli disiplinlere belirgin alt seviyelerde de olsa dokunabilmesi gerektiğini düşünen yazar, bu çalışmada arkeolojiyi özellikle felsefe alanına sokmuştur.
Önsöz’e (V-X) “Bu kısa denemeyi neden yazdım?” sorusuyla başlanması, metin içerisinde sıklıkla sorulacak soruların habercisi gibidir. Önsöz’deki açıklamalarda; Batı’nın, kültür tarihi ve arkeoloji disiplinlerinde kanıksanmış duruma getirdiği birçok düşüncenin aslında keyfî ifadeler olduğu görüşü ve bu tür sezgisel ve romantik anlatıların yazar tarafından “Klasik Paradigma” olarak tanımlandığı dile getirilmiştir. Yazar, isteğini; arkeoloji ve dinsel mimari arasındaki ilişkileri ve bu ilişkileri kavrayışımız üzerindeki felsefeyi takip etmek biçiminde açıklamıştır. “Deneme” türünde tanımladığı kitabının “Yunan Olan”ın nasıl üretildiğiyle ilgili olduğunu ve bu soruya dinsel mimari, felsefe ve mimarlık felsefesi üzerinden yanıt vermeyi denediğini belirtmiştir. Amaç; “Klasik Paradigma”nın varoluş düzlemi, söylem ve işaretlerini Eski Yunan mimarisi üzerinden görmek ve göstermektir.
İçindekiler’den (XI) sonra Bölüm 1: Eski Yunan Tapınağının İnşa Evreleri: Konstrüksiyon, de-Konstrüksiyon, re-Konstrüksiyon (1-55) adlı ilk ana bölüme geçilir. Bölüme ait kavramsal temelin, yine R. Eser Kortanoğlu tarafından yazılan Yunan Tapınağı Olarak İsimlendirilmiş Yapının Temel Doğasına Yüklenmiş Anlam/lar makalesine dayandığı, ilk dipnotta açıklanmıştır ki aslında bunun kavramsal temelden daha fazlası olduğu da söylenebilir. Bu bölümde ele alınan kimi kavramlar; yer yer İlk, Yeni ve Yakın çağlardan filozofların görüşleriyle birlikte değerlendirilmiştir. Çeşitli “Klasik Paradigma”lar ele alınmıştır. Sorgulanan tapınak ve sunak gibi kimi kavramlar yer yer sözlük anlamları ve araştırmacılarca bunlara yüklenen anlamlar ışığında, yer yer de Eski Yunanca (naos, temenos, bomos gibi) köklerine inilerek değerlendirilmiştir. Bu bölümde arkeoloji disiplini metodolojik açıdan da ele alınmıştır. Sorulan sorulardan bazıları şunlardır: “Yunan tapınağı nedir?”, “Tanrıların evleri nerede inşa edilmelidir?”, “Naos, tanrıya tapınılan yer/mi-dir?”, “Yunan tapınağının kökeni nedir?”.
Bölüm 2: Eski Yunan Mimarisinde Klasik Modelin Oluşumu ve Geçiş Yapıları (57-96) adındaki bölüme felsefi bir giriş yapıldıktan sonra Eski Yunan mimarisinde oranlar sistemine, Akropolis’teki Eski Athena (ya da Athena Polias) Tapınağı ile Aigina’daki Aphaia Tapınağı arasındaki benzerlikler üzerinden (bir tablo yardımıyla da) girilmiştir. Bölümün ana argümanının, Aphaia Tapınağı’nın geçiş yapısı olup olamayacağı ve bu tapınağı geçiş yapısı olarak epistemede konumlandıran kavramların, hangi karşıtlık ilişkileri ve hiyerarşiler ya da söylemler çerçevesinde bu durumu oluşturduğunun tartışabilmesi olduğu açıklanmıştır. Diğer bölümlerde de başlık gibi düşünülebilecek (koyu yazılmış) ifadeler olsa da İçindekiler’de de gösterilen alt başlıklara ayrılmış tek bölüm budur. Mimari a: Plan Şemaları (60-80) adlı ilk alt bölüm, adından da anlaşılacağı üzere daha çok arkeolojik mimari ile ilgili olsa da bununla sınırlı kalmamıştır. Başlangıçta daha çok Atina Athena Polias, sonrasında da Aigina Aphaia Tapınağı çeşitli “Klasik Paradigma”lar çerçevesinde değerlendirilmiştir. Mimari b: Yapısal ve Oransal Nitelikler (80-84) adlı ikinci alt bölümde ise bu iki tapınağın stylobates ve peristatis oranları, basamak sayıları, yapı malzemeleri, naos ölçüleri gibi ayrıntıları karşılaştırılmıştır. Görsel Şemalar: Alınlık Heykeltraşisi, Kompozisyon ve İletişim (84-90) adlı üçüncü alt bölümde de aynı tapınakların alınlık betimlemeleri verilerek buralarda betimlenen konu ve kişilere yüklenen anlamlara değinilmiştir. Bölümün son alt başlığı Metinsel Şemalar: Dil ve Anlam’dır (90-96). Burada, antik ve modern yazında sıkça değinilen Akropolis, daha çok antik kaynaklardan alıntılarla ele alınmıştır. Aigina Aphaia Tapınağı ile ilgili olaraksa yalnızca Herodotos’tan alıntı yapılmış, tapınağın geçiş yapısı olduğu “Klasik Paradigma”sı üzerinde daha çok durulmuştur.
Bölüm 3: Eski Yunan Tapınak Mimarisinde İçkin İstikrarsızlık (97-134) adlı bölüme ait ana argüman olarak, tasarımın tamamlanamayış olasılığı parametrelerinin yaklaşık 2500 yıl önce oluşturulmuş olabileceği gösterilmiştir. Ayrıca bölümün, Eski Yunan dinsel mimarisindeki kimi anıtsal kütlelerin tekil yapılarındaki içkin istikrarsızlık üzerine bir değerlendirme olduğu ve Platon doğmadan önce platonik yapıya mimari temsilin verebileceği en güçlü yanıta ışık tutma amacını taşıdığı da okuyucuya açıklanmıştır. Bu bölümde, anıtsallık kavramının mimariden çok felsefi anlamı üzerinde durulmuştur ki mimarlık da felsefenin metaforlarından biri olarak sunulmuştur. Eski Yunan mimarisinin çelişkilerine tekillik-ikilik gibi kavramlar üzerinden değinilmiştir. Tapınaklardaki simgesel anlatım, ana tanrıça kültü gibi konulara da girilen bölümde Roma Uygarlığı da ele alınmıştır. Roma’nın Eski Yunan temeli üzerinde yükselmesinin nedenleri sorgulanmış, “Bir imparatorluk kendini ifade ederken arkitektoniği nasıl ve neden kullanmaktadır?” sorusu yanıtlanmıştır. Platon ile başlayan bölüm, Batı düşüncesi ve metafiziğinin temel taşı rolünden ötürü Platon ve Platonculuk ile ilgili kavramlar üzerinde durulup Yeni ve Yakın çağlardan düşünürlerin bu konuya yaklaşımları aktarılarak sonlandırılmıştır.
Son bölüm, Bölüm 4: Model-Kopya-Model Döngüsünde Kyklosun Uzamı (135-174) adını taşımaktadır. Mimari etkileşim açısından model-kopya-model döngüsünün göstergesi ve bu döngünün anlamsal üretimlerinin çevirisi, bölümün ana argümanı olarak sunulmuştur. Ana argümanın dışında Apollon ve Zeus gibi tanrıların değerlendirmesi, Yunan Uygarlığı’nı Batı ile özdeşleştiren görüşün sorgulanması gibi konular da bu bölümde ele alınmıştır. Değerlendirilen kimi yapıların çeşitli oran yakınlıkları iki tablo yardımıyla gösterilmiştir. Bu oran ilişkilerinin nelere işaret ettiği sorulmuş ve bu soru altında Delphoi Apollon (5 ve 6. ya da arkeolojik 1 ve 2. evreleri), Bassai Apollon, Tegea Athena gibi çeşitli açılardan birbiriyle ilişkilendirilen tapınaklar ele alınmıştır. Bu tapınaklar her zaman oranla ilgili soruya yanıt olarak değil, yer yer antik kaynaklardan alıntılarla da anılmış, Bassai Apollon Tapınağı’nın mimarı Iktinos üzerinde de özellikle durulmuştur. Mimarlık ve mimarinin ifade ettikleri vurgulanarak son 12000 yıldır mimariyi neden ürettiğimizin sorgusuyla metin bölümüne son verilmiştir.
Bibliyografya’da (175-194) önce Klasikler (ilk iki sayfada) sonra Modern Çalışmalar verilmiştir. Levhalar Listesi (195-198) sonrası Levhalar’a (199-230) geçilmiştir. Mimari planlar, çizimler, rekonstrüksiyonlar ve fotoğraflardan oluşan (renksiz) 60 levha, elbette metindeki konularla ilgilidir. Ancak metin içerisinde bu levhalara hiç atıf yapılmamıştır. Alışıldıktan kısa bir Dizin (231-234) ile kitap sonlandırılmıştır. Bu bölüm kimi yanlışlıklar da içermektedir. Örneğin kitabın birçok noktasında geçen “Episteme” sözcüğü, yalnızca 93. sayfada gösterilmiştir ki belirtilen sayfada bu sözcük bulunmamaktadır.
Genel olarak bakıldığında felsefi bir metnin karmaşası içerisinde, ele alınanların yer yer başlık konularından değişik noktalara sürüklendiği söylenebilir. Metnin dili de felsefi ve arkeolojik jargonun iç içe geçmesiyle oluştuğundan bu iki disiplinin terminolojisine hâkimiyeti olmayanlar için zorlayıcı olabilir. Böyle bir çalışmadan bekleneceği üzere kitapta çokça soru vardır. Ancak yine felsefi yaklaşımdan bekleneceği gibi her zaman bu soruların yanıtı ya da açık bir yanıtı yoktur.
Kitapta, her bölümde baştan başlayan, toplamda 594 dipnot bulunmaktadır. Hem bu dipnotlarda hem de metin içerisinde, antikiteden modern zamanlara uzanan süreçteki düşünürlerin (İlk Çağ’dan ozan ve tarihçilerin de) görüşlerinden sık sık alıntılar yapılmıştır. Antik ve yakın dönemlerden filozofların görüşleriyle arkeolojinin (mimari alanında) temel kaynaklarını oluşturan (dolayısıyla “Klasik Paradigma” yaratan) kişilerin görüşleri iç içe geçirilerek Eski Yunan mimarisi değişik bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Kitap, kendi uzmanlık alanlarına ya da ilgilerine değişik bir gözle yaklaşmak isteyenler için ilgi çekici olabilir. Bu bağlamda Eski Yunan mimarisine felsefi açıdan bakmak isteyen arkeologlar (ve arkeolojiyle ilgilenenler) ya da felsefe konusu olarak Eski Yunan mimarisini alan bir deneme okumak isteyen felsefeyle ilgililer için önerilebilir.
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
Özgür KAYA (PhD.)
ozgurkayaa91@gmail.com
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2019/lbr-0204