LIBRI
Epigrafi, Çeviri ve Eleştiri Dergisi
  • tr
  • en
  • Ana Sayfa
  • Dergi Hakkında
  • Son Sayı
  • Arşiv
  • Yayın Etiği
  • Yayın Gönderme
  • Yazım İlkeleri
  • Yayın Süreci
  • İletişim
Anasayfa » 2016 » Çocuklar için Ortaçağ

Çocuklar için Ortaçağ

Çocuklar için Ortaçağ

Jacques Le GOFF – Jean-Louis SCHELEGEL

ISBN: 9789750819643
Sayfa: 120
Baskı Yılı: 2011
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları

LIBRI II (2016) 399-401
DOI: 10.20480/lbr.2016025
Geliş Tarihi: 07.06.2016 | Kabul Tarihi: 22.07.2016
Elektronik Yayın Tarihi: 23.08.2016
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2016

pdf  PDF indir

references  PDF görüntüle

info  Atıf Düzeni

J. LE GOFF & J-L. SCHLEGEL, Çocuklar için Ortaçağ. İstanbul 2011. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları, 120 sayfa. Çev. O. Türkay. ISBN: 9789750819643

Tarihin hafızasına aldığı kapsamlı ve önemli bir zaman dilimi olan Ortaçağ, içinde barındırdığı ha­diselerle bir anlamda tarihin insani boyutta evrimleşme sürecinin resmidir. Eskinin yeniye in­kılâbın­da, tedrici bir şekilde nitelik ve nicelik olarak değişim sürecini bilmek elbette ki bugünü anlamlandırmak için gereklidir. Böylesine uzun bir dönemi kapsayan Ortaçağ’ın kavranması ve gelecek kuşaklara aktarılması hususunda oldukça disiplinli bir çalışma sürecine ihtiyaç duyul­maktadır. Tanıtımını yapacağımız bu eser de, Ortaçağ’ın gelecek kuşaklara aktarılması proble­matiğine odaklanmaktadır. Esere özgü bir metot ile hazırlanmış bu eser, okuyucular açısından oldukça dikkat çeken bir özelliktedir. Jean-Louis Schlegel’in soruları ışığında Ortaçağ’ın tüm yön­leriyle irdelendiği bu kitapta, cevaplar Ortaçağ kültürüyle yakından ilgilenen, Avrupa tarihi konusunda günümüzde sayılı uzmanlardan biri olarak kabul edilen Jacques Le Goff’ten gel­mektedir. Nouvelle Histoire akımının önemli temsilcilerinden olan Jacques Le Goff (1924-2014) Ortaçağ Batı Uygarlığı, Gençlere Avrupa Tarihi, Ortaçağda Entelektüeller, Ortaçağda Tüccarlar ve Bankerler ve Bir Başka Ortaçağ İçin adlı kitapların da yazarıdır.

İnceleme altına alınan eser Ortaçağ konusunda eğitimini sürdürmekte olan bir öğrencinin bakış açısıyla kaleme alınmıştır. Bu doğrultuda, dönemin tarihini anlamak için öncelikli olarak han­gi soruların sorulması gerektiği üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla hazırlanan kitap; İçindeki­ler’in (III-VI) ardından sekiz ana bölüme ayrılmakta, Sonuç (11-114) ve Kronoloji (115-120) kısımları ile de son bulmaktadır. Gençken ve Daha Sonrasında Bu Kitabı Anlayabilmek İçin (11-13) başlıklı kısım ise kitaba giriş niteliğindedir. Burada, geçmişi hangi açılardan devam ettirdiğimizi, hangi açılardan ise ondan koptuğumuzu anlayabilmek ve günümüzü kavrayabilmek adına geç­mişi bilmenin önemi vurgulanmaktadır.

Ortaçağ, Ne kadar Sürdü? “İyi” ve “Kötü” Ortaçağ (13-24) başlıklı birinci bölüm kapsamında “Ortaçağ ne zaman başlar ne zaman biter?” sorusuna odaklanılmaktadır. Bu soru özelinde, bir kralın tahttan indirilmesi ya da bir kral veya bir imparator soyunun sona erdirilmesi ile o çağın değişip değişmeyeceği sorunsalı üzerinde durulmaktadır. Buna ek olarak, Frank kralı Clovis’ın (MS ca. 500) karısı Clotilde’in ısrarı üzerine Hristiyan olduğu söylencesinin doğruluğu tartışıl­maktadır. Ayrıca Ortaçağ sözcüğünün etimolojisi, “kötü” olarak kabul edilen Ortaçağ imgesi ve de Roma İmparatorluğu sınırları içerisinde resmi dil olarak konuşulan Latince’nin Ortaçağ’daki mevcut durumu gibi konular da bu bölümde ele alınan sorular ve irdelenen konu başlıkları ara­sında yer almaktadır.

Şövalyeler, Hanım ve Meryem Ana (24-38) başlıklı ikinci bölüm, yine soru ve cevap şeklinde devam etmektedir. Burada şövalye ve cheaval kavramları arasında bir bağlantının bulunup bu­lun­madığı, şövalyelerin gerçekten şahinle avlanıp avlanmadığı, müzelerde zırhla kuşanmış ve de kendisi gibi zırhlı, koşumlu bir ata binmiş figürlerin ne şekilde algılanması gerektiği gibi farklı konular hakkında bilgiler verilmektedir. Diğer yandan, şövalye kelimesinin aslında ‘savaş atına sahip olan’ anlamına geldiğine değinilmekte ve bu kelimenin Ortaçağ belleğinde yer edinmiş olan ‘savaşçı’ anlamıyla karşılanmasına eleştiri getirilmektedir. Diğer taraftan, Ortaçağ ile bütün­le­şen şövalye karakteri ve de rahibin sahip olduğu roller kıyaslanarak birbirleri arasındaki farklar irdelenmektedir. Ortaçağ’ın savaş imgesi olan kahraman şövalyelerin (örneğin İngiltere’nin ünlü kralı Aslan Yürekli Richard gibi gerçek kişiler ile yalnızca romanlarda var olan roman karakterleri) yuvarlak masa şövalyeleri’nden ayrı tutulması gerektiği vurgulanırken, bu konuda da tarihi gerçeklerle söylencelerin birbirine karıştığına dikkat çekilmektedir. Son olarak, kutsal kâse ile ilgili mitolojik imgeler vasıtasıyla söylence tarihinin başarı ve etkinliğine vurgu yapılmak suretiyle ‘kral ve şövalye’ eksenli hikâyenin değerlendirilmesi yapılmaktadır.

Şatolar ve Katedraller (38-44) başlıklı üçüncü bölüm, Ortaçağ ile özdeşleşen iki önemli simge olan şato ve de katedrallere ayrılmaktadır. Ortaçağ özelinde bir şato, şövalyelerin gücünü temsil ederken, katedraller ise piskoposların aracılığıyla tanrının saygınlığını pekiştirmektedirler. Bu iki yapı dışında, halka ait evlerin gösterişsiz ve de çoğunlukla ahşap malzemeden yapılmış olan yapılar olduğundan da söz edilmektedir. Şato ve katedral gibi yapılar gösterişli ve sağlam taş blok­lardan inşa edilen sağlam binalar iken; halka ait konutların gösterişsiz bir biçimde ve de ah­şaptan yapılmış olmasından yola çıkılarak, Ortaçağ’da halk ve erk ekseni arasındaki sınıf farkı üzerine gözlemler aktarılmaktadır. Buna ek olarak, şatoların ve katedrallerin neden birlikte anıl­dığından ve de mimari özelliklerinin ne anlama geldiğinden ayrı ayrı bahsedilmektedir. Bu kap­samda, camilerdeki minareler ile katedrallerdeki kulelerin benzerliğinden de söz edilmektedir.

Ortaçağ İnsanları (52-63) başlığındaki dördüncü bölüm, Ortaçağ’ın öcüsü halini alan dere­beylerinin egemenliğini inceleme altına almaktadır. Bu bölüm kapsamında, öncelikli olarak dere­beyliği sisteminin geniş bir değerlendirmesi yapılırken, diğer yandan Ortaçağ sosyal yapısı özelin­de rahipler, keşişler ve diğer din adamları liderliğindeki tarikatların mevcut durumları değerlen­dirilmektedir. Ayrıca, XI. ve XII. yüzyıllarda ekilebilir alanların çoğalmasına paralel olarak tarım ürünlerinde görülen artışla birlikte gelişen ürün değiş tokuşu ihtiyacı sonucunda ortaya çıkan tüccar ve gezginler sınıfından da bahsedilmektedir. Ortaçağ’ın irdelenmeye değer önemli konu­larından biri de dönem boyunca süre gelen yoksulluktur. Zenginler ve fakirler arasındaki derin uçurumlar, kıtlıklar sonucunda gerçekleşen ölümler, bitmeyen sefalet, hastalıkların tedavi süreç­leri, dilencilik ve büyücülük gibi kavramlar bu mevcut yoksulluğun ana yansımalarıdır.

Güçlüler (68-77) başlığını taşıyan beşinci bölümdeyse, krallar, papa ve imparatorun Ortaçağ özelindeki profilleri incelenmektedir. Bu inceleme kapsamında, insan nasıl kral olur?, krallar kutsal mıdır?, imparatorlarla krallar arasında ne fark vardır?, krallarla derebeylerini birbirinden ayı­ran şeyler nelerdir?, kralların o zaman da sarayları var mıydı? ve de Ortaçağ krallarının bir or­dusu var mıydı? gibi ilginç sorulara tatmin edici cevaplar verilmektedir.

Din ve Avrupa Birliği (77-92) başlıklı altıncı bölüm, Hristiyanlık, Yahudilik, sapkın mezhepler ve Haçlı Seferleri gibi dini konulara ayrılmıştır. Bu doğrultuda, İsa’nın ölüp yeniden dirilmesine ve kutsal toprakları fethetmek olarak nitelenen Filistin’deki Müslümanlara karşı yürütülen toplu savaşlardan bahsedilmektedir. Ayrıca Hristiyanlık ve Yahudiliğin yönetim ve halk üzerindeki etki ve güçleri de ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.

Ortaçağda Dinsel İmgelem (92-101) başlığındaki yedinci bölümde, melekler ve iblisler, azizler ve azizeler, doğaüstü güçler, ejderhalar ve de periler ele alınmaktadır. Bu doğrultuda, Ortaçağ Hristiyan dünyasında dinsel imgelerin varlığı ve de doğaüstü varlıkların günlük yaşam üzerindeki etkileri tafsilatlı bir şekilde incelenmektedir. Buna ek olarak, çok tanrıcılıkla Hristiyanlık arasın­daki farklılıklara da yer verilmektedir.

Kültür (101-108) başlıklı sekizinci bölüm ise, güzel sanatlar ve yazın, bilgiye erişim ve öğretim ile şölen gibi eğitsel-sanatsal konuları içermektedir. Bu bölümde, manastırların Ortaçağ dünya­sındaki yeri-önemi, XIII. yüzyıl keşişlerinin dini eserler kaleme almaları ya da tasvir etmeleri ve antikçağdan kalma el yazmalarının yine bu manastırlarda kopya edilmesi gibi kültürel hususlar ele alınmaktadır. Diğer yandan, Ortaçağ bu bölüm özelinde önemli bir müzikal süreç olarak de­ğerlen­dirilmektedir. Birçok müzik aletinin varlığının ilk kez bu dönemde ortaya çıktığına vurgu yapılmaktadır. Yazım sanatının da bu dönemde oldukça önemli olduğuna değinilmektedir. Bu doğ­rultuda öyküler, söylenceler, yiğitlik destanları ve de aşkın ön planda tutulduğu saray roman­ları gibi Ortaçağ’a ait önemli yazınsal veriler detaylı olarak ele alınmaktadır.

Sonuç (111-115) kısmında özellikle Avrupa’nın doğuşu konusu üzerinde durulmaktadır. Bu minvalde yazar, çeşitli bölgelerde yayılım gösteren Hristiyanlığı örnek göstererek, Ortaçağ’ın ulusları oluşturacak derecede bir etnik çeşitliliği bir araya getiren bir unsur olduğunu belirt­mektedir. Kitabın en sonunda ise küçük bir kronoloji kısmı yer almaktadır. Ortaçağ’ı etkileyen önemli hadiseler tarih sırasına göre burada listelenmektedir. Kronolojide daha çok Avrupa öze­lindeki gelişmelerin tarihi sıralaması verilmiş olsa da, zaman zaman İslam Dünyası’nın tarihi olaylarına da değinilmektedir (632 yılında Hz. Muhammed’in ölümü gibi).

Söz konusu eserde yazar, olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirerek, bir dönemi geniş bir çerçeve üzerinden incelemiş ve tarihi bir tablo çizmiştir. Kitap genel olarak, Ortaçağ’a mevcut bakış açısını eleştiren bir üsluba sahiptir. Eser temel anlamda “Ortaçağ, bazı Romantikle­rin düşledikleri gibi parlak bir dönem olmadığı gibi, hoşumuza gitmeyen zayıflıklarına ve görü­nümlerine karşın; Hümanistlerle Aydınlanmacıların ileri sürdükleri gibi karanlık bir çağ da değildir. Onu bütün olarak değerlendirmek gerekir” tezini savunmaktadır. Buna ek olarak, köylü­lere zulmeden derebeylerinin, hoşgörüsüz kiliselerin ve engizisyon mahkemelerin var olduğu kötü Ortaçağ algısının mevcudiyetini yazar kabul etmektedir. Diğer yandan ise, şövalyelerin, şatoların, katedrallerin, Roma-Gotik sanatının ve de daha özgür-eşit kadın statülerin bulunduğu iyi Ortaçağ’ın da göz ardı edilmemesi gerektiğini anti parantez olarak belirtmektedir. Sonuç olarak değerlendirildiğinde eser, ebat olarak küçük olsa da içerdiği bin yıllık bir dönemin tarihi yolculuğunun aktarılması açısından önemli bir çalışmadır. Bu çalışmayı önemli kılan, Ortaçağ’ı alışılmışın dışında, derli toplu ve gerçekçi bir yaklaşım çerçevesinde, tarafsız ve masalımsı bir üs­lupla anlatma becerisidir. Ortaçağ yolculuğunu başka bir ülkeye seyahat gibi değerlendirerek “insanın hem bir başkasıyla hem de kendisiyle buluşmasından kaynaklanan ikili bir haz verece­ğini” dile getiren bu kitap, Ortaçağ Avrupası’nın anlatıldığı bütüncül bir çalışma niteliğine sahip­tir.

Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü,
Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalı, Antalya

Meryem BEYAZAL (MA)
meryembeyazal@yahoo.com

  • Atıf Düzeni
  • Direkt Link

M. Beyazal, Çocuklar İçin Ortaçağ. Yazarlar: J. L. Goff – J.-L. Schelegel. Libri II (2016) 399-401. DOI: 10.20480/lbr.2016025

Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2016/025

1 Eylül 2016 Aykan A.
← Strategikon: Bizans Kültüründe Strateji Sanatı
Kader Üzerine →

eISSN: 2458-7826

Yayın Gönderme

Çalışmalarınızı Editöryal Prensiplere ve Yazım İlkelerine göre düzenledikten sonra,  libri@akdeniz.edu.tr
adresine gönderebilirsiniz.

SCImago Journal & Country Rank

eISSN: 2458-7826

    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb

    SAYI I (2015)

    SAYI II (2016)

    SAYI III (2017)

    SAYI IV (2018)

    Search for Publication

    En çok okunanlar

    • Manisa Müzesi Heykeltıraşlık Eserleri
      Manisa Müzesi Heykeltıraşlık Eserle...
    • Cumhuriyet Dönemi Roma Vergi Sistemi
      Cumhuriyet Dönemi Roma Vergi Sistem...
    • Antik Kentler: Antik Yakındoğu, Mısır, Yunan ve Roma’da Kentsel Yaşamın Arkeolojisi.
      Antik Kentler: Antik Yakındoğu, Mıs...
    • L. Catilina Söylevi
      L. Catilina Söylevi
    • Can We Talk Mediterranean? Conversations on an Emerging Field in Medieval and Early Modern Studies
      Can We Talk Mediterranean? Conversa...
    • Ortaçağ Tüccarları ve Bankerleri
      Ortaçağ Tüccarları ve Bankerleri
    • Geç Antikçağda Düş Görme, Bir Kültürün Düş Gücüne İlişkin Araştırmalar
      Geç Antikçağda Düş Görme, Bir Kültü...
    • Berenice II Euergetis: Essays in Early Hellenistic Queenship
      Berenice II Euergetis: Essays in Ea...
    • Kayıp Medeniyet II: Selçuklular
      Kayıp Medeniyet II: Selçuklular
    • Malazgirt Kıyametin İlk Günü 1071
      Malazgirt Kıyametin İlk Günü 1071
    • Bir Ortaçağ Şairinin Kaleminden Selçuklular
      Bir Ortaçağ Şairinin Kaleminden Sel...
    • Memlûk Ordusunun Yapısı Üzerine Araştırmalar I-II-III
      Memlûk Ordusunun Yapısı Üzerine Ara...
    • Arrianus, İskender’den Sonraki Olaylar
      Arrianus, İskender’den Sonraki Olay...
    • Antalya’da Tek Kubbeli Cami ve Mescitler (Osmanlı Dönemi)
      Antalya’da Tek Kubbeli Cami ve Mesc...
    • Geç Roma İmparatorluğu Tarihi, MS. 284-641
      Geç Roma İmparatorluğu Tarihi, MS. ...

    PhaseKapakWeb

    eISSN: 2149-7826

    Libri

    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim

    Creative Commons Lisansı
    Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

    Son Çıkan Yayınlar

    • New and Revised Funerary Inscriptions from Nikaia XX 24 Aralık 2025
    • Pierres Errantes: Two Latin Inscriptions transported from the Docimium Quarries to Istanbul 24 Aralık 2025
    • Three New Inscriptions from Phaselis: An Imperial Dedication, an Honorific Inscription for Aurelia Apphia, and Christian Dipinto 23 Aralık 2025
    • Neue Inschriften aus Blaundos 23 Aralık 2025
    • A New Pankration Inscription from Attouda 23 Aralık 2025
    • The Themis Leonideios in the Light of a New Inscription 23 Aralık 2025
    • The Stone Memory of Space: Inscription–Architecture Integration and Urban Memory Engineering in Phaselis 17 Kasım 2025
    • Eine neue Agdistis-Inschrift aus Termessos und einige Gedanken zum Tempel N6 22 Ekim 2025

    Yayın Arama

    Arşiv

    Flag Counter
    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yayın Etiği
    • Yayın Gönderme
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim
    Copyright © 2015 www.libridergi.org
    • Türkçe