The Roman Baths and Related Structures/Smintheion Studies I
Davut KAPLAN
ISBN: 9786058376472
Sayfa: 113
Baskı Yılı: 2018
Baskı Yeri: Ankara
Yayınevi: Pozitif Matbaacılık
LIBRI V (2019) 183-189
Geliş Tarihi: 07.10.2019 | Kabul Tarihi: 20.11.2019
Elektronik Yayın Tarihi: 27.11.2019
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2019
D. KAPLAN, The Roman Baths and Related Structures/Smintheion Studies I. Ankara 2018. Pozitif Matbaacılık, 113 sayfa (23 Şekil ve 121 Levha ile birlikte). ISBN: 9786058376472
İlk mimari örneklerinden başlamak üzere sosyal yaşamın bir parçası olan yıkanma, hamam kültürü ve uygulamaları Roma Dönemi’nde en üst noktaya çıkarken sadece temizlik açısından değil dinsel ve özellikle sosyal açıdan da önemli işlev kazanmıştır. Erken dönemlerde temizlenme ve arınma gibi dinsel bir işleve sahip olsa da Roma dünyasında günlük yaşamın bir parçası olarak karşımıza çıkan hamamlar, bu dönemde kusursuz bir komplekse dönüşmüş ve mimari ve mühendislik açısından çok önemli gelişme göstermiştir.
Yunan Kutsal alanlarının Roma egemenliği ile yeni bir kimliğe büründüğü görülmektedir. Bu değişimin en güzel örneklerinden biri de Smintheion’dur. Smintheion Roma hamamlarında Roma mimari ve mühendisliğinin doruk noktaya ulaştığı görülmektedir. Apollon Smintheion Kutsal Alanı’nda yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan su depolarının varlığı kutsal alanda su ile bağlantılı yapıların varlığına işaret etmiş ve kutsal alanı daha iyi anlamlandırmak adına çalışmalar su ve dinin birlikteliği ile ilişkilendirilerek yürütülmüştür. Yapılan çalışmalar neticesinde kutsal alanda iki hamam kompleksi (Büyük-Küçük) ile karşılaşılmıştır. 1970 yılında ilk çalışmaların yürütüldüğü Küçük Hamam, ilk olarak mozaikli bir villa olarak isimlendirilmiş olup 1980 yılından itibaren yapılan çalışmalar sırasında yapı asıl kimliğine kavuşturularak hamam olarak adlandırılmıştır. Tek eksenli sıra tipi hamamlar kategorisine giren Küçük Hamam’da sadece apodyterium eksenin dışına çıkar. Bizans Dönemi’nde yıkanmaktan çok işlik olarak kullanılan ve tahrip edilen yapıyı kutsal yola bağlayan bölümü ve sıcak mekânlar metal üretim atölyesine dönüştürüldüğünden yapının kutsal yol ile olan bağlantısı tahrip olmuştur.
Büyük Hamam olarak adlandırılan diğer kutsal alan hamamı ise 2008-2011 yılında yürütülen çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılmıştır. Plan açısından İtalya’daki klasik Roma hamamlarını taklit etse de bulunduğu yer, arazinin topografyası, işlevi ve teknik özellikleriyle sanat ve mühendisliğin harmonisinin kutsal alanda uygulanmış en güzel örneklerinden birisidir. Antik yazarlardan Vitruvius’un hamamlar için: ‘‘ilk olarak mümkün olan en sıcak konum seçilmeli yani kuzey ve kuzeydoğu yönleri dışında bir yön seçilmelidir’’ kuralının buradaki hamamda uygulanmadığı, geleneksel kural yerine arazinin topografik durumu göz önüne alınarak bir planlamaya gidildiği görülmüştür. Planlamadaki ana mekânlar olan frigidarium (soğukluk), tepidarium (ılıklık) ve caldarium (sıcaklık) klasik örneklere ve sıra tipi hamam planına uygun olarak tasarlanmıştır. Farklılıkları ise; girişteki büyük salon (apodyterium) ve kendi bünyesinde tasarlanan bazı özel mekânları, bulunduğu yer ve ısıtma sistemleridir. Hamamın ısıtılan iki mekânı klasik özelliktedir. Ancak yapıya sonradan eklenmiş külhanın kuzeydoğusundaki hypocaustlu mekân sadece özel kişilere ayrılmış ısıtma mekânlarının varlığını işaret etmektedir. Bu düzenlemeyi hamamın frigidarium bölümünde de görmekteyiz. Frigidarium’un kuzeybatısındaki havuz soğuk su yüzme havuzudur ve herkese açıktır. Ancak bu havuzun güneybatısındaki minyatür havuz, ısıtılan mekânlardaki ayrıma ışık tutmaktadır.
İki evreli gelişim gösteren büyük hamamın ısıtma sistemlerindeki teknik özellikler ve duvardan ısıtma sistemine sahip erken evreye ait tuğlalar (tegula mammatae), yapının erken evresinin MS 1. yüzyılda inşa edilmiş olduğunu ve erken olmasına rağmen teknik ve sanatsal açıdan her türlü birikimin kullanıldığını göstermektedir. Smintheion Büyük Hamam erken ve geç evresindeki ısıtma sisteminde kullanılan tegula mammatae örnekleri ilgili yazar tarafından detaylı olarak daha önce de çalışılmıştır (7-33).
Kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan Büyük Hamam’ın salon (apodyterium) kısmından bağlanan caddenin kalıntısı tespit edilmiş ve bu cadde üzerinde bulunan heykel kaideleri kültür, sanat ve sosyal açıdan önemli epigrafik bilgiler vermiştir. Bu kaidelerin varlığı hamamın Apollon Smintheia Pauleia şenliklerinde düzenlenen çeşitli oyunlarda ödül ve derece almış sporcuların onurlandırıldıkları yazıtları göstermektedir. Tüm bunlara bakılarak kutsal alanın ve ev sahipliği yaptığı şenliklere katılımın geniş bir coğrafyaya yayıldığını ve hamamın kutsal alana gelen ziyaretçiler, sporcular ve kutsal alana hizmet edenler tarafından kullanılmış olabileceğini, şenliklerin (agonistik oyunlar) Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nı ve mimarisini etkilediği yorumu yapılabilmelidir.
The Roman Baths And Related Structure/Smintheion Studies 1 (Roma Hamamları ve İlgili Yapılar) adlı kitap Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Davut Kaplan tarafından 2018 yılında Pozitif Matbaacılık aracılığıyla yayımlanmıştır. Yayın dili İngilizce olan kitap toplamda 113 sayfadan oluşmaktadır. Kitapta; 23 şekil ve 121 levhaya yer verilmiştir. Toplamda 4 ana bölümden ve bu bölümler adı altında düzenlenmiş alt başlıklardan oluşmaktadır. Kitap; Önsöz (iii-v), Teşekkür (vii), Şekiller Listesi (i), Levhalar Listesi (xii), Giriş: Apollon Smintheion Kutsal Alanı’nda Roma hamamlarının önemi (1-4), Birinci Bölüm: Kutsal kaynak ve mağara (5-16), İkinci Bölüm, Büyük Hamam başlığı altında (17-66), toplamda 9 alt başlığa ayrılmıştır. Bu alt başlıklar; Erken Evre (18-22), Geç Evre (22), Apodyterium (24-28), Frigidarium (29-30), Tepidarium (30-31), Caldarium (31-32), Service Passage (33), Praefurnium (33-34), Abandonment (35). Üçüncü Bölüm; Küçük Hamam (67-87) başlığı adı altında; Apodyterium(67), Frigidarium (67-69), Tepidarium (70), Caldarium (71), Preafurnium (71-72), Abandonment (72) adlı alt bölümler 5 alt başlıkta incelenmiştir. Dördüncü Bölüm; Su Depoları (89-90) ana başlığı altında; Su Deposu 1 (90), Su Deposu 2 (90-92), Su Deposu 3 (92-93), Su Deposu 4 (93), Su Deposu 5 (94-95) adlı 5 alt başlıkta, Kaynakça (107-112) ve Index (113) bölümleri ile tamamlanmıştır.
Eserin Giriş: Apollon Kutsal Alanı’nda Roma Hamamlarının önemi (1-4) başlığı altında; Apollon Smintheion Kutsal Alanı’nda çalışılan her iki hamam (Büyük-Küçük) doğrultusunda temel hamam yapıları hakkında bilgi verilmektedir. Ayrıca planlama, malzeme ve yapım yöntemleri, ısıtma, su temini ve dekorasyon gibi soruların cevaplanması sağlanmaktadır. Burada yapılan çalışmada iki hamam yapısının da kent hamamlarından ayrı tutulması ve değerlendirilmesi gereken kutsal hamamlar olduğu vurgulanır. Ayrıca kutsal hamamların Anadolu’da detaylı incelenemediği, kutsal hamamların genel planlamalarının normal şehir hamamlarından farklı olmadığı açıklanır. Bu açıklamaya göre standart hamam planının ve ritüellerin buradaki hamamlarda da uygulandığı anlatılır. Buradaki hamamların başlıca amaçlarının sporcuların yıkanma ihtiyaçlarına hizmet etmelerinin yanında dışarıdan gelen ziyaretçilere ve kutsal alandan sorumlu görevlilere de hizmet ettiği belirtilir. Kalifornia Üniversitesi’nden Fikret K. Yegül’ün kaleme aldığı bu giriş bölümünde Smintheion’daki hamamların italik kökenleri, Roma hamam gelenekleri, yaşanılan geçmiş olayların ve kazanılan zaferlerin anılarının yaşatıldığı, yapılan spor yarışmalarıyla özel anlam kazandığı agonistik oyunların merkezi olabileceği önerisi getirmiştir. Yegül’ün usta kalemiyle hamamların Bizans Dönemi’nde terk edilmesi; değişen alışkanlıklara ve halkın yaşamındaki rolüyle ilişkili olduğunu ve Bizans Dönemi’nde kutsal alandaki agonistik oyunların devam etmemesinin de bu sürecin arkasındaki bir başka itici güç olabileceği yorumunu yapmıştır.
Birinci bölümde Kutsal Kaynak ve Mağara (5-16) başlığı adı altında öncelikle Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nın hangi bölgede yer aldığına ve önemine vurgu yapılmış, daha sonra da bölgenin jeolojik yapısı anlatılmıştır. Jeolojik yapısından dolayı fazla su kaynağına sahip olmayan bu alanda tek su kaynağını dini özelliği ile mağaraya sahip olan kutsal kaynağın oluşturduğundan söz edilmiştir. Kutsal kaynak etrafında inşa edilen yapıların dinsel amaca hizmet ettiklerinden bu yapıların en erken örneğinin mağaralardan başlaması gerektiği anlatılmıştır. Mağara ve mağaradan fışkıran kaynak suyunun olması bölgede bir kutsal alan kurulmasına zemin hazırlamış ve mimari yapılanmayı getirmiştir. Bu bölümde Apollon Smintheus Tapınağı inşa edilmeden önce ilk tapınım merkezinin mağaralar olduğu ve insanların bir taraftan yaşamlarını sürdürürken diğer taraftan da mağaralarda tanrılarına tapınım gerçekleştirdiğinden bahsedilmiştir. Bu mağaraların etkisiyle küçük boyutlu tapınakların ortaya çıktığı zamanla da gelişimini tamamlayarak görkemli tapınaklara dönüştüğü anlatılır. Aynı zamanda kutsal kaynak ve mağaraların sadece dini amaçlı (Apollon Kültü) olarak kullanılmadığı kutsal alanın su ihtiyacını karşılamak amacıyla suyun mağaralardan kutsal alana taşındığı anlatılmıştır. Birinci Bölümde toplamda 4 tane şekil ve 10 tane levha kullanılmıştır. Kullanılan şekiller genelden özele doğru sıralanarak öncelikle Troas Bölgesi’nin haritasına, Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nın planına ve mağara yapılarına yer verilmiştir. Levhalarda ise öncelikle Apollon Smintheion Kutsal Alanı ve çevre sitleri gösteren bir haritaya, kutsal alana ve mağaralara yer verilmiştir.
Kitabın ikinci bölümü; Büyük Hamam başlığı adı altında (17-66), toplamda 9 alt başlığa ayrılmıştır. Burada öncelikle Apollon Smintheion Kutsal Alanı’nda yer alan Büyük Hamam’ın mimarisinden, geçirmiş olduğu gelişim evrelerinden özellikle de erken evre ile geç evresinin plan açısından farklı oldukları ve erken evrede duvardan ısıtma sistemi kullanıldığına değinilmiştir. Yüzeyden 1.80 metre derinlikteki erken evre kalıntılarına bakıldığında; bir hypocaust tabanına sahip olduğuna, duvarlarının büyük bir kısmında ve hypocaust’ta tüf bloklar kullanıldığı görülmektedir. Hamamın temellerinin bu tüf temellere oturtulduğu yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Kutsal alanın tüf yatakları açısından zengin olması, kolay işlenebilir ve su emici özelliğinin yanında hamamlarda ateşe karşı dayanıklı olarak erime ve çatlamayı önlediği bilinmektedir. Oturtulduğu geç evre hamam kalıntısının plan açısından Anadolu ve diğer Roma egemenliği altındaki bölgelerde inşa edilen örneklerden farklı olduğu ve plan ve boyut olarak bölge açısından da ünik olduğu anlatılmıştır. Plan açısından bakıldığında ana mekânları birbirine bitişik ve paralel dört odadan oluşan Büyük Hamam, mimari anlamda ve yıkanma aşaması olarak ılıktan sıcağa doğru bir sıranın takip edildiği söylenebilmektedir. Ayrıca antik kaynaklardan Vitruvius’un hamalar için: ‘‘İlk olarak, mümkün olan en sıcak konum seçilmeli yani kuzey ve kuzey- doğu yönleri dışında bir yön seçilmelidir’’ kuralının buradaki hamamda uygulanmadığı, bu kural yerine arazinin topografik durumu göz önüne alınarak bir planlamaya gidildiği anlatılmıştır. Tüm bunlarla birlikte hamamın erken ve geç evreleri alt başlıklar altında detaylı incelendikten sonra hamamın apodyterium, frigidarium, tepidarium, caldarium, service passage, praefurnium bölümleri ve abandonment alt başlıklar adı altında açıklanarak büyük hamamın mimari özellikleri, ısıtma sistemleri, bölümleri ve işlevini ne zaman kaybettiği hakkında bilgi edinmemiz sağlanmıştır. Her bir alt başlık hamamın bölümüne ayrılarak bölümlerin daha rahat kavranabilmesi amaçlanmıştır. İkinci bölümde toplamda 61 adet levha ile 12 adet şekil kullanılmıştır. Bölümdeki levhalar genelden özele doğru sıralanmış olup kitapta anlatılan büyük ve küçük hamam ile su depoları bir arada verilerek birbirleriyle olan ilişkileri gösterilmeye çalışılmıştır. Daha sonra her bir levhada büyük hamamın bölümleri, uygulanan duvar teknikleri, ısıtma sistemine ait parçalar, terracotta ve mermer buluntular anlatılmıştır. 12 adet şekilde ise; büyük hamamın erken ve geç evresine ait planına, bölümlerine, ısıtma sistemlerine, rekonstrüksiyon denemelerine yer verilmiştir.
Üçüncü Bölüm; Küçük Hamam başlığı altında (67-87) küçük hamamın bölümleri; Apodyterium, frigidarium, tepidarium, caldarium, praefurnium anlatıldıktan sonra abandonment bölümünde küçük hamamın işlevinin ne zaman bittiğine ve asıl kullanım amacından çıkarılarak ne tür yapılara dönüştürüldüğüne değinilmiştir. İlk çalışmaların 1970 yılında Çanakkale Müzesi tarafından yürütüldüğü Küçük Hamam, ilk olarak mozaikli bir villa olarak isimlendirilmiş olup 1980 yılından itibaren yapılan bilimsel kazı çalışmaları sırasında yapı, asıl kimliğine kavuşturularak hamam olarak adlandırılmıştır. Tek eksenli sıra tipi hamamlar kategorisine giren Küçük Hamam’da sadece apodyterium eksenin dışına çıkar. Konum olarak kutsal yol yakınında kalan yapı, Bizans Dönemi’nde yıkanmaktan çok işlik olarak kullanılarak asıl işlevini kaybeder ve yapının tahrip edilmesinden dolayı kutsal yolu girişe bağlayan yapının kutsal yol ile olan bağlantısı tahrip olmuştur. Bu bölümün her bir alt başlığı küçük hamamın bölümleri adı altında düzenlenmiş olup, her bir bölüm kendi içerisinde anlatılmaya çalışılmıştır. Bu bölüm adı altında toplamda 28 adet levha ve 3 adet şekil kullanılmıştır. Kullanılan levhalar genelden özele doğru yani öncelikle yapının genel bir planı verilerek hamam bir bütün olarak değerlendirilmiş ve daha sonra hamamın bölümleri, mimari özellikleri, uygulanan duvar teknikleri, hypocaust sistemi, mozaikleri, Bizans mezarı ve iki adet Bizans altınına yer verilmiştir. Şekiller ise, küçük Hamam’ın planı, rekonstrüksiyonu ve su deposu 3’ten praefurnium içinde bulunan kazana aktarılan ters sifon sisteminin geçici bir rekonstrüksiyonuna yer verilmiştir.
Kitabın dördüncü ve son bölümü öncelikle Su Depoları (89-90) başlığı altında; Romalıların su sistemleri konusunda uzman oldukları, kutsal alanda toplamda kaç tane su deposu tespit edildiğini ve su depolarının suyun toplanması, dağıtılması ve ayarlanması gibi birçok fonksiyona hizmet ettiği anlatılmıştır. Kutsal alan içerisinde suyun kült ve agonistik oyunlar için çeşitli nedenlerden dolayı önemli olduğu ve günümüze ulaşan yazıtlı kaidelerin, bizlere su sistemlerinin sadece sporcuların ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmadığı aynı zamanda oyunları izlemeye gelen ziyaretçiler ile tapınak personelinin de ihtiyaçlarını gidermek amacıyla yapıldığı anlatılmaya çalışılmıştır. Burada ortaya çıkan sonuca bakıldığında su sistemlerinin kutsal alanı anlamlandırmak adına en önemli arkeolojik bulgular olduğu ortaya çıkarılmıştır. Su depoları hakkında genel bir bilgilendirme verildikten sonra hamamlar ile su depoları çalışma sistemi içerisinde bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinden kutsal alanda yer alan su depolarının sayısı, kutsal alandaki konumları ve mimari planları hamamlar ile ilişkilendirilerek anlatılmıştır. Bu bölümde 5 adet su deposu (90-95) her biri alt başlıklar halinde verilmiştir. Her bir su deposunun mimarisine, boyutlarına, kutsal alandaki konumuna ve çalışma mekanizmalarına değinilerek hamamlara nasıl su taşındığı anlatılmıştır. Kitabın bu bölümünde toplamda 22 adet levha ile 4 adet şekil kullanılmıştır. Kullanılan her bir levha su depolarının mimari özelliklerini ve tekniğini anlatmaya yöneliktir. Kullanılan şekillerde ise; su depolarının planlarına yer verilmiştir.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Arkeoloji Anabilim Dalı
Onurcan YAVUZ (MA.)
Onurcan13yvz@gmail.com
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2019/lbr-0210