Arrianus’un Karadeniz Seyahati
Arriani Periplus Ponti Euxini
Çeviren: Murat ARSLAN
DOI: 10.20480/lbr.2018115472
Geliş Tarihi: 22.10.2015 Kabul Tarihi: 26.10.2015
Elektronik Yayın Tarihi: 23.12.2015
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2015
Arriani Periplus Ponti Euxini [Arrianus’un Karadeniz Seyahati]. Çev.: Murat ARSLAN. LIBRI I (2015) 95-126.
ΑΡΡΙΑΝΟΥ ΠΕΡΙΠΛΟΥΣ ΕΥΞΕΙΝΟΥ ΠΟΝΤΟΥ
Αὐτοκράτορι Καίσαρι Τραϊανῷ Ἀδριανῷ Σεβαστῷ Ἀρριανὸς χαίρειν.
I
Εἰς Τραπεζοῦντα ἥκομεν, πόλιν Ἑλληνίδα, ὡς λέγει ὁ Ξενοφῶν ἐκεῖνος, ἐπὶ θαλάττῃ ᾠκισμένην, Σινωπέων ἄποικον∙ καὶ τὴν μὲν θάλατταν τὴν τοῦ Εὐξείνου ἄσμενοι κατείδομεν ὅθενπερ καὶ Ξενοφῶν καὶ σύ. (2) καὶ οἱ βωμοὶ ἀνεστᾶσιν ἤδη, λίθου μέντοι γε τοῦ τραχέος, καὶ τὰ γράμματα διὰ τοῦτο οὐκ εὔδηλα κεχάρακται∙ τὸ δὲ Ἑλληνικὸν ἐπίγραμμα καὶ ἡμαρτημένως γέγραπται, οἷα δὴ ὑπὸ βαρβάρων γραφέν. ἔγνωκα οὖν τούς τε βωμοὺς λίθου λευκοῦ ἀναθεῖναι, καὶ τὰ ἐπιγράμματα ἐγχαράξαι εὐσήμοις τοῖς γράμμασιν. (3) ὁ μὲν γὰρ ἀνδριὰς ἕστηκεν ὁ σός τῷ μὲν σχήματι ἡδέως —ἀποδείκνυσι γὰρ τὴν θάλατταν— τὴν δὲ ἐργασίαν οὔτε ὅμοιός σοι οὔτε ἄλλως καλός∙ (4) ὥστε πέμψον ἀνδριάντα ἄξιον ἐπονομάζεσθαι σὸν ἐν τῷ αὐτῷ τούτῳ σχήματι∙ τὸ γὰρ χωρίον ἐπιτηδειότατον εἰς μνήμην αἰώνιον.
ARRIANUS’UN KARADENİZ SEYAHATİ
Arrianus, Imperator Caesar Traianus Hadrianus Augustus’u selamlar.
I
O ünlü Ksenōphōn’un söylediği gibi, deniz kenarında kurulmuş olan Sinōpēlilerin kolonisi, Hellen kenti Trapezous’a geldik; Karadeniz’e yukarıdan, Ksenōphōn ve senin seyrettiğin yerden hayranlıkla bakıyoruz. (2) Halihazırdaki sunaklar eskiden kaba taştan inşa edildiklerinden harfler okunaklı bir şekilde kazınmamış; üzerlerindeki Hellen yazısı ise, barbarlar tarafından yazıldığını açığa vurur gibi, hatalı bir şekilde yazılmıştır. Bu yüzden sunakları beyaz taştan yeniden inşa etmeyi ve üzerlerindeki yazının belirgin harflerle kazınmasını kararlaştırdım. (3) Sizin ayakta duran heykelinize gelince, her ne kadar tasarım bakımından hoşsa da –zira denizi işaret ediyor– işçiliği bakımından ise, ne size benziyor ne de diğer bir açıdan güzel; (4) bu yüzden aynı bu pozda sizin adınızı taşımaya layık bir heykelinizi gönderin; çünkü sizin ebediyen anımsanmanız için burası son derece uygun bir yer.
II
Πεποίηται δὲ καὶ ὁ νεὼς λίθου τετραγώνου οὐ φαῦλως∙ ἀλλὰ τὸ τοῦ Ἑρμοῦ ἄγαλμα οὔτε τοῦ νεὼ ἄξιόν ἐστιν οὔτε αὐτοῦ τοῦ χωρίου. εἰ δέ σοι δοκεῖ, πέμψον μοι πεντάπουν μάλιστα Ἑρμοῦ ἄγαλμα —τηλικοῦτον γάρ μοι δοκεῖ ἔσεσθαι ὥς γε πρὸς τὸν νεὼν σύμμετρον— καὶ ἄλλο τοῦ Φιλησίου τετράπουν∙ (2) οὐ γὰρ ἀπὸ τρόπου δοκεῖ μοι σύνναος καὶ σύμβωμος ἔσεσθαι τῷ προπάτορι, καὶ ὃ μέν τις τῷ Ἑρμῇ, ὃ δὲ τῷ Φιλησίῳ, ὃ δὲ καὶ ἀμφοῖν θύσει παριών. χαριοῦνται δὲ καὶ οὗτοι κἀκεῖνοι τῷ τε Ἑρμῇ καὶ τῷ Φιλησίῳ∙ τῷ μὲν Ἑρμῇ, ὅτι τὸν ἔγγονον αὐτοῦ τιμῶσιν, τῷ δὲ Φιλησίῳ, ὅτι τὸν αὐτοῦ προπάτορα. (3) ὡς ἔγωγε καὶ ἐβουθύτησα ἐνταῦθα, οὐχ ὥσπερ ὁ Ξενοφῶν ἐκεῖνος ἐν Κάλπης λιμένι ὑφ᾽ ἁμάξης βοῦν λαβὼν δι᾽ ἀπορίαν ἱερείων, ἀλλὰ τῶν Τραπεζουντίων αὐτῶν παρασκευασάντων ἱερεῖον οὐκ ἀγεννές. καὶ ἐσπλαγχνευσάμεθα αὐτόθι καὶ ἐπὶ τοῖς σπλάγχνοις ἐπεσπείσαμεν. (4) ὅτῳ δὲ πρώτῳ τἀγαθὰ ηὐχόμεθα, οὐ λανθάνομέν σε τόν τε τρόπον τὸν ἡμέτερον οὐκ ἀγνοοῦντα καὶ σαυτῷ συνειδότα ὅτι ἄξιος εἶ ὑπὲρ ὅτου πάντες εὔξαιντο τἀγαθὰ καὶ ὅσοι ἡμῶν ἔλαττον ὑπὸ σοῦ εὖ πεπόνθασιν.
II
Tapınak dikdörtgen taştan özenli bir şekilde yapılmıştır; fakat Hermēs heykeli ne tapınağa ne de onun konumuna layıktır. Eğer siz de uygun bulursanız, bana Hermes’in yaklaşık beş ayak boyunda heykelini –zira bana öyle geliyor ki, bu ebattaki tapınağın boyutuna uyum sağlayacaktır– ve ayrıca Philēsios’un dört ayak uzunluğunda bir heykelini yollayın; (2) çünkü ortak bir tapınak ve sunakta atasıyla birlikte tapınım görmesinin sebepsiz olmayacağını düşünüyorum; ayrıca bakarsınız biri Hermēs’e, bir diğeri Philēsios’a, bir başkası ise, buradan geçerken her ikisi için de kurban sunacaktır. Bu şekilde davrananlar hem Hermēs’i hem de Philēsios’u memnun etmiş olacaklardır. Hermēs için, kendi soyunu; Philēsios için ise, kendi atasını onurlandırırlar. (3) Bu yüzden ben de, orada kendi payıma bir boğa kurban ettim, Kalpē Limanı’nda kurban edilecek hayvan yoksunluğundan ötürü öküz arabasından bir sığır çıkartan ünlü Ksenōphōn’un başına gelen benim başıma gelmedi; tersine kusursuz bir kurbanlığı Trapezousluların kendileri sağladılar. Ayrıca orada hayvanın iç organlarını inceledik ve onların üzerine libasyon yaptık. (4) İyiliği için en başta dua ettiğimiz kişiyi, yani hem bizim geleneklerimizi yakından tanıyan hem de herkesin; hatta iyiliğinize bizden daha az mahzar olanların bile iyiliği için dua etmelerine layık olduğunun bizzat kendinin de farkında olan sizi de unutmadık.
Ἐκ Τραπεζοῦντος δὲ ὁρμηθέντες τῇ μὲν πρώτῃ εἰς Ὕσσου λιμένα κατήραμεν καὶ τοὺς πεζοὺς τοὺς ταύτῃ ἐγυμνάσαμεν∙ ἡ γὰρ τάξις αὕτη, ὡς οἶσθα, πεζῶν ἐστιν καὶ ἱππέας εἴκοσιν ὅσον εἰς διακονίαν ἔχει∙ ἀλλὰ καὶ τούτους τὰς λόγχας ἀκοντίσαι ἐδέησεν. (2) ἐνθένδε ἐπλέομεν τὰ μὲν πρῶτα ταῖς αὔραις ταῖς ἐκ τῶν ποταμῶν πνεούσαις ἕωθεν καὶ ἅμα ταῖς κώπαις διαχρώμενοι∙ ψυχραὶ μὲν γὰρ ἦσαν αἱ αὖραι, ὡς λέγει καὶ Ὅμηρος, οὐχ ἱκαναὶ δὲ τοῖς ταχυναυτεῖν βουλομένοις. εἶτα γαλήνη ἐπέλαβεν, ὥστε καὶ ἡμεῖς τῇ εἰρεσίᾳ μόνῃ ἐχρώμεθα. (3) ἔπειτα δὲ ἄφνω νεφέλη ἐπαναστᾶσα ἐξερράγη κατ᾽ εὖρον μάλιστα, καὶ ἐπήνεγκεν πνεῦμα ἐξαίσιον καὶ τοῦτο ἀκριβῶς ἐναντίον, ὅπερ καὶ μόνον ὤνησεν ἡμᾶς∙ κοίλην μὲν γὰρ δι᾽ ὀλίγου τὴν θάλατταν ἐποίησεν, ὡς μὴ κατὰ τὰς κώπας μόνον ἀλλὰ καὶ ὑπὲρ τὰς παρεξειρεσίας ἐπεισρεῖν ἡμῖν ἐκατέρωθεν ἀφθόνως τοῦ ὕδατος, τοῦτο δὴ τὸ τραγικόν, (4)
“καὶ τὴν μὲν ἐξαντλοῦμεν, ἣ δ᾽ ἐπεισέρρει.”
ἀλλ᾽ οὐ πλάγιόν γε ἦν τὸ κλυδώνιον. ταύτῃ καὶ ἠνύτομεν μόγις καὶ χαλεπῶς τῇ εἰρεσίᾳ, καὶ μέντοι πολλὰ παθόντες ἥκομεν εἰς τὰς Ἀθήνας.
Trapezous’tan gemilerle yelken açtıktan sonraki ilk günde Hyssos Limanı’na vardık ve orada yaya askerlere talim yaptırdık; zira bu birlik= cohors, bildiğiniz gibi piyadelerden oluşmaktadır ve yirmi kişilik atlı birliği hizmetine sahiptir; ayrıca onların mızrak fırlatma talimi yapmaları gerekiyordu. (2) Oradan, sabahleyin ırmaklardan esen rüzgarlarla yelken açtık ve aynı zamanda düzenli olarak kürek çekerek ilerledik; Homēros’un dediği gibi; zira rüzgarlar soğuk esiyorlardı; gene de hızlı gitmek isteyenler için yeterli değillerdi. Daha sonra deniz duruldu, bu yüzden sadece kürekle ilerledik. (3) Ardından birdenbire ufukta özellikle doğuya doğru yükselen bir bulut belirdi ve korkunç bir rüzgar tam olarak ters yönden esti, bu bizim tek avantajımızdı; çünkü kısa süre içinde denizi dalgalandırdı, sadece küreklerin boşluklarından değil; fakat aynı zamanda güvertelerin üzerinden ve yanlardan da, her iki taraftan bol miktarda su aldığımız için, sanki bu tragedya mısrasında anlatıldığı gibi, (4)
“ve biz onu dışarı atıyorduk, o ise içeri giriyordu.”
en azından küçük dalga gemi parapetini aşmıyordu. Bu bakımdan meşakkatle ve zorlukla kürek çekmeyi başarıyorduk ve birçok güçlüklerden sonra, Athēnai’a ulaştık.
ΙV
Ἔστι γάρ τοι καὶ ἐν Πόντῳ τῷ Εὐξείνῳ χωρίον οὕτω καλούμενον, καί τι καὶ Ἀθηνᾶς ἱερόν ἐστιν αὐτόθι Ἑλληνικόν, ὅθεν μοι δοκεῖ καὶ τὸ ὄνομα εἶναι τοῦτο τῷ χωρίῳ, καὶ φρούριόν τι ἐστὶν ἠμελημένον. (2) ὁ δὲ ὅρμος οἷος ὥρᾳ ἔτους δέχεσθαι οὐ πολλὰς ναῦς καὶ σκέπην ταύταις παρέχειν ἀπὸ νότου ἀνέμου καὶ αὐτοῦ τοῦ εὔρου∙ σῴζοιτο δ᾽ ἂν καὶ τοῦ βορρᾶ τὰ ὁρμοῦντα πλοῖα, ἀλλ᾿ οὐ τοῦ γε ἀπαρκίου οὐδὲ τοῦ θρασκίου μὲν ἐν τῷ Πόντῳ, σκίρωνος δὲ ἐν τῇ Ἑλλάδι καλουμένου. (3) εἰς δὲ τὴν νύκτα βρονταί τε σκληραὶ καὶ ἀστραπαὶ κατεῖχον, καὶ πνεῦμα οὐ τὸ αὐτὸ ἔτι, ἀλλ᾿ εἰς νότον μεθειστήκει, καὶ δι᾽ ὀλίγου ἀπὸ τοῦ νότου εἰς λίβα ἄνεμον, καὶ ταῖς ναυσὶν οὐκέτι ἀσφαλὴς ὁ ὅρμος ἦν. (4) πρὶν οὖν παντάπασιν ἀγριωθῆναι τὴν θάλατταν, ὅσας μὲν αὐτὸ τὸ χωρίον αἱ Ἀθῆναι δέξασθαι ἠδύναντο, ταύτας αὐτοῦ ἐνεωλκήσαμεν, πλὴν τῆς τριήρους∙ αὕτη γὰρ πέτρᾳ τινὶ ὑφορμοῦσα ἀσφαλῶς ἐσάλευεν.
IV
Zira Karadeniz’de, bu şekilde adlandırılan bir yer ve orada Hellenlere ait bir Athēna Tapınağı vardır ve bu sebepten dolayı, bu yere bu adın verildiğini sanıyorum ve ayrıca burada terk edilmiş bir kale de bulunur. (2) Yılın bu mevsiminde az sayıda gemiyi barındıran ve onları güney (lodos) ve bilhassa doğu rüzgarından koruyan demir atma yeri; kuzey/kuzeydoğu rüzgarından (poyraz) sığınan gemileri de koruyabilirken; fakat Karadeniz’de aparkias ve thraskios, Hellas’ta ise, skirōn olarak adlandırılan kuzeybatı rüzgarına karşı aynı derecede korumayabilir. (3) Akşama doğru kuvvetli yankılar uyandıran gök gürültüleri ve şimşekler ortalığı kapladı ve rüzgar hep aynı kalmayıp; ama önce güneye ve kısa süre sonra da güneyden güneybatı rüzgarına doğru yönünü değiştirdi ve liman artık gemiler için güvenli olmaktan çıktı. (4) Bundan dolayı denizin tamamen patlamasından önce, bir triērēs haricindeki bütün gemileri Athēnai barınağının kabul edebildiği ölçüde karaya çektik; çünkü bu üç sıra kürekli savaş gemisi bir kayalığa yanaşıp güvenle demir atmıştı.
Τὰς δὲ πολλὰς ἐδόκει πέμπειν εἰς τοὺς αἰγιαλοὺς τοὺς πλησίον νεωλκηθησομένας. καὶ ἐνεωλκήθησαν ὥστε ἀπαθεῖς διαγενέσθαι πάσας πλὴν μιᾶς, ἥντινα ἐν τῷ ὁρμίζεσθαι πρὸ τοῦ καιροῦ ἐπιστρέψασαν πλαγίαν ὑπολαβὸν τὸ κῦμα ἐξήνεγκεν εἰς τὴν ἠϊόνα καὶ συνέτριψεν. (2) ἀπεσώθη μέντοι πάντα, οὐ τὰ ἱστία μόνον καὶ τὰ σκεύη τὰ ναυτικὰ καὶ οἱ ἄνθρωποι, ἀλλὰ καὶ οἱ ἧλοι, καὶ ὁ κηρὸς ἀπεξύσθη, ὡς μηδενὸς ἄλλου ἢ ξύλων δεῖσθαι ναυπηγησίμων εἰς τὴν κατασκευήν, ὧν παμπόλλη, ὡς οἶσθα, ἀφθονία ἐστὶν κατὰ τὸν Πόντον. (3) οὗτος ὁ χειμὼν ἐπὶ δύο ἡμέρας κατεῖχεν, καὶ ἦν ἀνάγκη μένειν. ἐχρῆν γὰρ ἄρα μηδὲ τὰς ἐν τῷ Πόντῳ Ἀθήνας παραπλεῦσαι ἡμᾶς ὥσπερ τινὰ ὅρμον ἔρημον καὶ ἀνώνυμον.
Gemilerin büyük bir bölümünü, karaya çekilmeleri amacıyla komşu sahillere göndermek bana uygun görünüyordu. Öyle ki, biri dışında gemilerin hepsi kolaylıkla kıyıya çekilebildi, ki tam onun limana getirildiği sırada çarpan bir dalga altına girip gemiyi kaldırarak, onu alabora ettikten sonra, sahile doğru fırlattı ve paramparça etti. (2) Böylelikle sadece yelkenler, deniz donanımları ve mürettebat değil; her şey kurtarılmış oldu; fakat aynı zamanda çiviler ve balmumu da söküldü. Bu yüzden gemi yapımı için tahtadan başka hiçbir şey eksik değildi. Sizin de bildiğiniz gibi, gerçekten bunlardan Karadeniz kıyısı boyunca oldukça bol miktarda var. (3) Bu fırtına iki gün boyunca sürdü ve orada kalmak zorunluydu. Zira Karadeniz’deki Athēnai kentinden sanki terk edilmiş ve isimsiz bir liman yeri gibi, geçip gitmek bize uygun görünmemişti.
Ἐνθένδε ἄραντες ὑπὸ μὲν τὴν ἕω πλαγίου τοῦ κλύδωνος ἐπειρώμεθα, προϊούσης δὲ τῆς ἡμέρας βορρᾶς ἐπιπνεύσας ὀλίγος κατέστησε τὴν θάλατταν καὶ διατρεμῆσαι ἐποίησεν. καὶ ἤλθομεν πρὸ τῆς μεσημβρίας σταδίους πλείονας ἢ πεντ[ήκοντα καὶ δι]ακοσίους εἰς Ἄψαρον, ἵναπερ αἱ πέντε σπεῖραί εἰσιν ἱδρυμέναι. (2) καὶ τὴν μισθοφορὰν τῇ στρατιᾷ ἔδωκα καὶ τὰ ὅπλα εἶδον καὶ τὸ τεῖχος καὶ τὴν τάφρον καὶ τοὺς κάμνοντας καὶ τοῦ σίτου τὴν παρασκευὴν τὴν ἐνοῦσαν. ἥντινα δὲ ὑπὲρ αὐτῶν τὴν γνώμην ἔσχον, ἐν τοῖς Ῥωμαϊκοῖς γράμμασιν γέγραπται. (3) ὁ δὲ Ἄψαρος τὸ χωρίον λέγουσιν ὅτι Ἄψυρτος ἐκαλεῖτο πάλαι ποτέ∙ ἐνταῦθα γὰρ τὸν Ἄψυρτον ὑπὸ τῆς Μηδείας ἀποθανεῖν, καὶ τάφος Ἀψύρτου δείκνυται. ἔπειτα διαφθαρῆναι τὸ ὄνομα ὑπὸ τῶν περιοίκων βαρβάρων, καθάπερ καὶ ἄλλα πολλὰ διέφθαρται∙ (4) ὁπότε καὶ τὰ Τύανα τὰ ἐν τοῖς Καππαδόκαις Θόανα λέγουσιν ὅτι ὠνομάζετο ἐπὶ Θόαντι τῷ βασιλεῖ τῶν Ταύρων, ὃς τοὺς ἀμφὶ Ὀρέστην καὶ Πυλάδην διώκων ἄχρι τῆσδε τῆς χώρας ἐλθεῖν φημίζεται καὶ ἐνταῦθα νόσῳ ἀποθανεῖν.
Oradan şafağa doğru demir alıp, yandan gelen dalga vasıtasıyla ilerlemeyi denedik; gün boyunca karşı yönden poyraz estiği için denizi biraz yatıştırdı ve çarşaf gibi yaptı. Bu bakımdan, öğleden önce 250 stadia’dan fazla yol kat ederek beş cohors’un konuşlandığı Apsaros’a geldik. (2) Ordunun ücretini ödedim, silahları, suru, hendeği, hastaları ve erzakın mevcut durumunu teftiş ettim. Bu konular üzerindeki görüşümü size yazmış olduğum Latince belgelerde bildirmiştim. (3) Apsaros yöresinin çok eski zamanlarda Apsyrtos, Mēdeia tarafından burada öldürüldüğü ve Apsyrtos’un mezarı burada görüldüğü için Apsyrtos olarak adlandırıldığını söylüyorlar. Tıpkı birçok başka şeylerin isimlerinin değiştirildiği gibi, söz konusu isim de daha sonraları çevrede ikamet eden barbarlar tarafından değiştirilmiştir: (4) Örneğin Kappadokia’daki Tyana kentini Thoana olarak söylüyorlar, ki ismini Tauros’ların kralı Thoas’tan alıyordu; zira Thoas’ın Orestēs ve Pyladēs’i izlerken, bu ülkeye kadar geldiği ve orada hastalıktan öldüğü söyleniyor.
Ποταμοὺς δὲ παρημείψαμεν ἐν τῷ παράπλῳ τῷ ἀπὸ Τραπεζοῦντος τόν τε Ὕσσον, ὅτου ἐπώνυμος Ὕσσου λιμήν, ὃς ἀπέχει Τραπεζοῦντος σταδίους ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν, καὶ τὸν Ὄφιν, ὃς ἀπέχει Ὕσσου λιμένος εἰς ἐνενήκοντα σταδίους μάλιστα καὶ ὁρίζει τὴν Κόλχων χώραν ἀπὸ τῆς Θιαννικῆς. (2) ἔπειτα τὸν Ψυχρὸν καλούμενον ποταμὸν διέχοντα ὅσον τριάκοντα σταδίους ἀπὸ τοῦ Ὄφεως. ἔπειτα τὸν Καλὸν ποταμόν∙ καὶ οὗτος τριάκοντα διέχει ἀπὸ τοῦ Ψυχροῦ. ἐχόμενος δὲ τοῦ Ψυχροῦ ἐστιν ὁ Ῥίζιος ποταμός, ἑκατὸν εἴκοσι στάδια διέχων ἀπὸ τοῦ Καλοῦ. (3) καὶ ἀπὸ τούτου τριάκοντα Ἄσκουρος ἄλλος ποταμός, καὶ Ἀδιηνός τις ἀπὸ τοῦ Ἀσκούρου ἑξήκοντα∙ ἐνθένδε εἰς Ἀθήνας ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν. ταῖς δὲ Ἀθήναις Ζάγατις ποταμὸς ἑπτὰ μάλιστα στάδια ἀπ᾽ αὐτῶν διέχων πρόσκειται. ἀπὸ δὲ τῶν Ἀθηνῶν ὁρμηθέντες τὸν Πρύτανιν παρημείψαμεν, ἵναπερ καὶ τὰ Ἀγχιάλου βασίλειά ἐστιν. καὶ οὗτος ἀπέχει τετταράκοντα στάδια ἀπὸ τῶν Ἀθηνῶν. (4) τοῦ Πρυτάνεως δὲ ἔχεται ὁ Πυξίτης ποταμός∙ στάδιοι ἐνενήκοντα ἐν μέσῳ ἀμφοῖν. καὶ ἀπὸ τοῦ Πυξίτου εἰς Ἄρχαβιν ἄλλοι ἐνενήκοντα, ἀπὸ δὲ Ἀρχάβιος εἰς Ἄψαρον ἑξήκοντα. ἀπὸ δὲ Ἀψάρου ἄραντες τὸν Ἄκαμψιν παρημείψαμεν νύκτωρ, εἰς πεντεκαίδεκα σταδίους ἀπέχοντα τοῦ Ἀψάρου. (5) ὁ δὲ Βαθὺς ποταμὸς ἑβδομήκοντα καὶ πέντε ἀπέχει τούτου, καὶ ὁ Ἀκινάσης ἀπὸ τοῦ Βαθέος ἐνενήκοντα, ἐνενήκοντα δὲ καὶ ἀπ᾿ Ἀκινάσου ὁ Ἶσις. ναυσίποροι δέ εἰσιν ὅ τε Ἄκαμψις καὶ ὁ Ἶσις, καὶ αὔρας τὰς ἑωθινὰς ἰσχυρὰς ἐκπέμπουσιν. ἀπὸ δὲ Ἴσιος τὸν Μῶγρον παρημείψαμεν. ἐνενήκοντα στάδιοι μεταξὺ τοῦ Μώγρου εἰσὶν καὶ τοῦ Ἴσιος. καὶ οὗτος ναυσίπορος.
Trapezous’tan başlayan deniz yolculuğumuzda Trapezous’tan 180 stadia uzaklıkta olan ve adını Hyssos Limanı’na veren Hyssos Irmağı’nı ve Hyssos Limanı’ndan yaklaşık 90 stadia mesafede olan ve Kolkhislilerin ülkesiyle Thiannikē arasındaki sınırı belirleyen Ophis Irmağı’nı aştık. (2) Ardından, Psykhros olarak adlandırılan ırmak Ophis’ten 30 stadia uzaklıktadır. Daha sonra Psykhros Irmağı’na 30 stadia mesafedeki diğer bir ırmak olan Kalos’a gelinir. Psykhros’tan sonra Rhizios Irmağı vardır ve Kalos Irmağı’ndan 120 stadia uzaklıktadır. (3) Ondan 30 stadia mesafede diğer bir ırmak olan Askouros ve Askouros’tan 60 stadia sonra Adiēnos adlı bir ırmak vardır; oradan Athēnai’a 180 stadia’dır. Zagatis Irmağı ise, Athēnai’ya yaklaşık 7 stadia uzaklıktadır. Biz o sabah Athēnai’dan demir alıp harekete geçtikten sonra, Athēnai ile aralarında 40 stadia mesafe olan ve topraklarında Ankhialos’un sarayının bulunduğu Prytanis’in önünden geçtik. (4) Prytanis’ten sonra, Pyksitēs Irmağı’na gelinir ve her ikisi arasında 90 stadia uzaklık vardır. Pyksitēs ile Arkhabis’in aralarında gene 90 stadia, Arkhabis’ten Apsaros’a ise, 60 stadia mesafe bulunur. Apsaros Limanı’ndan demir aldıktan sonra, Apsaros’la aralarında aşağı yukarı 15 stadia mesafe olan Akampsis’i gece geçtik. (5) Bathys Irmağı ise, buradan 75 stadia ve Akinasēs, Bathys’tan 90 stadia, Akinasēs Isis arası ise, gene 90 stadia çeker. Hem Akampsis hem de Isis ırmağı, gemilerin yüzebileceği kadar derindir ve sabahları ırmaklardan denize doğru kuvvetli rüzgarlar eserler. Isis’ten sonra Mōgros’a geçtik. Mōgros ile Isis arası 90 stadia’dır ve Mōgros Irmağı da deniz taşımacılığı yapılabilecek ölçüde derindir.
Ἐνθένδε εἰς τὸν Φᾶσιν εἰσεπλεύσαμεν ἐνενήκοντα τοῦ Μώγρου διέχοντα, ποταμῶν ὧν ἐγὼ ἔγνων κουφότατον ὕδωρ παρεχόμενον καὶ τὴν χρόαν μάλιστα ἐξηλλαγμένον. (2) τὴν μὲν γὰρ κουφότητα τῷ τε σταθμῷ τεκμαίροιτο ἄν τις, καὶ πρὸ τούτου, ὅτι ἐπιπλεῖ τῇ θαλάττῃ, οὐχὶ δὲ συμμίγνυται, καθάπερ τῷ Πηνειῷ τὸν Τιταρήσιον λέγει ἐπιρρεῖν Ὅμηρος “καθύπερθεν ἠύτ᾽ ἔλαιον”. (3) καὶ ἦν κατὰ μὲν τοῦ ἐπιρρέοντος βάψαντα γλυκὺ τὸ ὕδωρ ἀνιμήσασθαι, εἰ δὲ εἰς βάθος τις καθῆκεν τὴν κάλπιν, ἁλμυρόν. καίτοι ὁ πᾶς Πόντος πολύ τι γλυκυτέρου τοῦ ὕδατός ἐστιν ἤπερ ἡ ἔξω θάλαττα∙ καὶ τούτου τὸ αἴτιον οἱ ποταμοί εἰσιν, οὔτε πλῆθος οὔτε μέγεθος σταθμητοὶ ὄντες. (4) τεκμήριον δὲ τῆς γλυκύτητος, εἰ τεκμηρίων δεῖ ἐπὶ τοῖς αἰσθήσει φαινομένοις, ὅτι πάντα τὰ βοσκήματα οἱ προσοικοῦντες τῇ θαλάττῃ ἐπὶ τὴν θάλατταν κατάγουσιν καὶ ἀπ᾽ αὐτῆς ποτίζουσιν∙ τὰ δὲ πίνοντά τε ἡδέως ὁρᾶται, καὶ λόγος κατέχει ὅτι καὶ ὠφέλιμον αὐτοῖς τοῦτο τὸ ποτόν ἐστιν τοῦ γλυκέος μᾶλλον. (5) ἡ δὲ χρόα τῷ Φάσιδι οἵα ἀπὸ μολίβδου ἢ καττιτέρου βεβαμμένου τοῦ ὕδατος∙ καταστὰν δὲ καθαρώτατον γίγνεται. οὐ τοίνυν νενόμισται εἰσκομίσαι ὕδωρ εἰς τὸν Φᾶσιν τοὺς εἰσπλέοντας, ἀλλ᾽ ἐπειδὰν εἰσβαίωσιν ἤδη εἰς τὸν ῥοῦν, παραγγέλλεται πᾶν ἐκχέαι τὸ ἐνὸν ὕδωρ ἐν ταῖς ναυσίν∙ εἰ δὲ μή, λόγος κατέχει ὅτι οἱ τούτου ἀμελήσαντες οὐκ εὐπλοοῦσιν. τὸ δὲ ὕδωρ τοῦ Φάσιδος οὐ σήπεται, ἀλλὰ μένει ἀκραιφνὲς καὶ ὑπὲρ δέκατον ἔτος, πλήν γε δὴ ὅτι εἰς τὸ γλυκύτερον μεταβάλλει.
Oradan, yani Mōgros’tan 90 stadia boyunca ilerleyip, tanıdığım ırmaklar arasında en hafif suya sahip olan ve özellikle rengi bakımından sıra dışı olan Phasis’e doğru yelken açtık. (2) Zira suyun hafifliğine Homēros’un Titarēsios Irmağı’nın Pēneios’un üzerinden “yağ gibi akıp gittiğini” söylediği gibi, Phasis’in suyunun da deniz üzerinde yüzüp, karışmamasından hükmedilebilir. (3) Öyle ki, birinin denize akan suyun yüzüne bir kova daldırınca tatlı su çekmesi; fakat eğer kovayı daha derine batırdıysa, tuzlu su çekmesi mümkündü. Zaten bütün Karadeniz, dışarıdaki denizden çok daha tatlı suya sahiptir; bunun sebebi ise, çok fazla sayıda ve çok büyük su kütlesine sahip olan ırmaklardır. (4) Son derece tatlı olmasının kanıtı ise –eğer kanıtlamak gerekliyse bu açıklamalar üzerine kavranacaktır–, ki deniz kıyısında ikamet edenler bütün hayvanlarını deniz kenarına doğru sürerler ve hayvanlar denizden su içerler; ve bu içeceği hayvanların zevkle içtiği görülür; zira hayvanlar için bu içeceği içmenin tatlı su içmekten daha yararlı olduğuna ilişkin yaygın bir kanı vardır. (5) Suyu kurşun ya da kalay tarafından boyanmış olduğu için Phasis’in yüzeyi son derece temiz olmuştur. Bundan dolayı Phasis’e yelken açanların su getirmiş olmaları geleneksel olarak yasaklanmıştır. Gemiyle Phasis’in akıntısına girdikten sonra, gemilerdeki bütün suyun dökülmesi emredilir: Eğer suyu dökmezlerse, bu emre itaat etmeyenlerin rahat deniz yolculuğu yapamayacaklarına ilişkin bir kanı vardır. Phasis’in suyu bayatlamaz; tersine on yıldan uzun süre saf kalır; ama suyu biraz karıştırıldığında ise, daha tatlı olur.
IX
Εἰσβαλλόντων δὲ εἰς τὸν Φᾶσιν ἐν ἀριστερᾷ ἵδρυται ἡ Φασιανὴ θεός. εἴη δ᾽ ἂν ἀπό γε τοῦ σχήματος τεκμαιρομένῳ ἡ Ῥέα∙ καὶ γὰρ κύμβαλον μετὰ χεῖρας ἔχει καὶ λέοντας ὑπὸ τῷ θρόνῳ, καὶ κάθηται ὥσπερ ἐν τῷ Μητρῴῳ Ἀθήνησιν ἡ τοῦ Φειδίου. ἐνταῦθα καὶ ἡ ἄγκυρα δείκνυται τῆς Ἀργοῦς. (2) καὶ ἡ μὲν σιδηρᾶ οὐκ ἔδοξέ μοι εἶναι παλαιά —καίτοι τὸ μέγεθος οὐ κατὰ τὰς νῦν ἀγκύρας ἐστίν, καὶ τὸ σχῆμα ἀμηγέπη ἐξηλλαγμένη—, ἀλλὰ νεωτέρα μοι ἐφάνη εἶναι τοῦ χρόνου. λιθίνης δέ τινος ἄλλης θραύσματα ἐδείκνυτο παλαιά, ὡς ταῦτα μᾶλλον εἰκάσαι ἐκεῖνα εἶναι τὰ λείψανα τῆς ἀγκύρας τῆς Ἀργοῦς. ἄλλο δὲ οὐδὲν ὑπόμνημα ἦν ἐνταῦθα τῶν μύθων τῶν ἀμφὶ τὸν Ἰάσονα. (3) τὸ μέντοι φρούριον αὐτό, ἵναπερ κάθηνται τετρακόσιοι στρατιῶται ἐπίλεκτοι, τῇ τε φύσει τοῦ χωρίου ὀχυρώτατον εἶναί μοι ἔδοξεν, καὶ ἐν ἐπιτηδειοτάτῳ κεῖσθαι πρὸς ἀσφάλειαν τῶν ταύτῃ πλεόντων. καὶ τάφρος διπλῆ περιβέβληται τῷ τείχει, εὐρεῖα ἑκατέρα. (4) πάλαι μὲν οὖν γήινον τὸ τεῖχος ἦν, καὶ οἱ πύργοι ξύλινοι ἐφειστήκεσαν∙ νῦν δὲ ἐκ πλίνθου ὀπτῆς πεποίηται καὶ αὐτὸ καὶ οἱ πύργοι∙ καὶ τεθεμελίωται ἀσφαλῶς, καὶ μηχαναὶ ἐφεστᾶσιν, καὶ ἐν ὀλίγῳ πᾶσιν ἐξήρτυται πρὸς τὸ μηδὲ πελάσαι ἄν τινα αὐτῷ τῶν βαρβάρων, μήτι γε δὴ εἰς κίνδυνον καταστῆσαι πολιορκίας τοὺς ἐν αὐτῷ φρουροῦντας. (5) ἐπειδὴ δὲ καὶ τὸν ὅρμον ἐχρῆν ἀσφαλῆ εἶναι ταῖς ναυσὶ καὶ ὅσα ἔξω τοῦ φρουρίου κατῳκεῖτο ὑπό τε τῶν πεπαυμένων τῆς στρατιᾶς καί τινων καὶ ἄλλων ἐμπορικῶν ἀνθρώπων, ἔδοξέ μοι ἀπὸ τῆς διπλῆς τάφρου, ἣ περιβέβληται τῷ τείχει, ἄλλην τάφρον ἐκβαλεῖν ὡς ἐπὶ τὸν ποταμόν, ἣ τό τε ναύσταθμον περιέξει καὶ τὰς ἔξω τοῦ τείχους οἰκίας.
Gemiyle Phasis’e doğru girerken solda Phasis tanrıçasının bir heykeli bulunmaktadır. Atribüsünden yola çıkarak karar verilince, Rhea olduğu da düşünülebilir: çünkü eliyle büyük bir zil tutmaktadır ve tahtında aslanlar vardır; ayrıca aynı Pheidias’ın yapmış olduğu Athēna Ana Tanrıçası’nda olduğu gibi oturmuştur. Burada Argō gemisinin çapası da sergilenmektedir. (2) Ancak çapanın demiri bana o kadar eski görünmedi –ayrıca büyüklük bakımından bizim şimdiki çapalara oranla daha küçük, biçim bakımından ise, biraz tuhaftı–: Yine de bende (Argōnautēs’lerin) zamanından daha geç olduğu izlenimi uyandırıyor. Orada ayrıca, taştan yapılmış bir başka çapanın kırılmış eski fragmanları sergileniyordu. Öyle ki, bu şeylerin Argō gemisinin çapasının kalıntıları olması, o şeylerin varsayıma dayanan betimlemesinden daha uygun görünüyordu. Burada başkaca hiçbir şey Iasōn’a ilişkin efsaneleri anımsatmıyordu. (3) Bizzat kaleye 400 kişilik seçme askeri birlik yerleştirilmiştir. Kalenin, arazinin topoğrafyasına uygun olarak son derece sağlam olduğunu ve buraya yelken açmak isteyenlerin güvenliği açısından son derece stratejik mevkide kurulduğunu zannediyorum. Ayrıca ikisinin her biri aynı genişlikte olan iki sıra hendek suru çevirmiştir. (4) Eskiden sur topraktan yapılmış, kuleler ise, tahtadan inşa edilmiştiler. Şimdi ise, sur ve kuleler pişmiş tuğladan yeniden yapılmıştır. Dahası, temeli kuvvetlice atılmış ve üzerine savaş makineleri yerleştirilmiştir –kısaca sadece kaleye barbar kavimlerden herhangi birinin yürüyebilme olasılığına karşı bütün gerekli önlemler alınmakla kalmamış; aynı zamanda garnizon askerlerini olası bir kuşatmanın tehlikesinden koruyabilmesi için de uygun şekilde donatılmıştı. (5) Gemiler için demir atma yerinin güvenli olması ne kadar gerekliyse, kalenin dışında ikamet eden emekli askerlerin, başkalarının ve tüccarların güvende olması da o kadar gerekliydi. Bu yüzden suru kuşatmış iki sıra hendekten ırmağa kadar sadece limanı değil; aynı zamanda surun dışındaki evleri de çevreleyecek diğer bir hendeğin yapımı bana uygun göründü.
X
Ἀπὸ δὲ τοῦ Φάσιδος Χαρίεντα ποταμὸν παρημείψαμεν ναυσίπορον∙ στάδιοι μεταξὺ ἀμφοῖν ἐνενήκοντα. καὶ ἀπὸ τοῦ Χαρίεντος εἰς Χῶβον ποταμὸν ναυσίπορον εἰσεπλεύσαμεν ἄλλους ἐνενήκοντα, ἵναπερ καὶ ὡρμίσθημεν. ὧν δὲ ἕνεκα, καὶ ὅσα ἐνταῦθα ἐπράξαμεν, δηλώσει σοι τὰ Ῥωμαϊκὰ γράμματα.
(2) ἀπὸ δὲ Χώβου Σιγάμην ποταμὸν παρημείψαμεν ναυσίπορον∙ διέχει δὲ τοῦ Χώβου σταδίους εἰς δέκα καὶ διακοσίους μάλιστα. ἔχεται δὲ τοῦ Σιγάμου Ταρσούρας ποταμός∙ στάδιοι εἴκοσι καὶ ἑκατὸν μεταξὺ ἀμφοῖν. ὁ δὲ Ἵππος ποταμὸςτοῦ Ταρσούρου πεντήκοντα σταδίους καὶ ἑκατὸν διέχει, καὶ τοῦ Ἵππου ὁ Ἀστέλεφος τριάκοντα. (3) παραμείψαντες δὲ τὸν Ἀστέλεφον εἰς Σεβαστόπολιν ἥκομεν πρὸ μεσημβρίας, ἀπὸ Χώβου ὁρμηθέντες, σταδίους εἴκοσι καὶ ἑκατὸν τοὺς ἀπ᾿ Ἀστελέφου, ὡς καὶ τὴν μισθοφορὰν τοῖς στρατιώταις δοῦναι τῆς αὐτῆς ἡμέρας, καὶ τοὺς ἵππους καὶ τὰ ὅπλα ἰδεῖν καὶ τοὺς ἱππέας ἀναπηδῶντας ἐπὶ τοὺς ἵππους καὶ τοὺς κάμνοντας καὶ τὸν σῖτον, καὶ τὸ τεῖχος περιελθεῖν καὶ τὴν τάφρον. (4) στάδιοι ἀπὸ μὲν Χώβου εἰς Σεβαστόπολιν τριάκοντα καὶ ἑξακόσιοι∙ ἀπὸ Τραπεζοῦντος δὲ εἰς Σεβαστόπολιν ἑξήκοντα καὶ διακόσιοι καὶ δισχίλιοι. ἡ δὲ Σεβαστόπολις πάλαι Διοσκουριὰς ἐκαλεῖτο, ἄποικος Μιλησίων.
X
Phasis’ten yelken açtıktan sonra, gemilerin yüzebileceği kadar derin Kharies Irmağı’nı geçtik; bu ikisinin arası 90 stadia’dır. Kharies’ten Khōbos Irmağı’na doğru gene 90 stadia yol kat ettik ve orada demir attık. Bunun nedenlerini ve orada yaptığımız şeyleri, size Latince mektubum açıklayacak.
(2) Khōbos’tan sonra, yine gemilerin yüzebileceği kadar derin, Sigamēs Irmağı’nı aştık; burası Khōbos’tan yaklaşık 210 stadia mesafededir. Sigamēs’ten sonra, Tarsouras Irmağı’na gelinir; bu ikisinin arası 120 stadia’dır. Hippos Irmağı ise, Tarsouras’tan 150 stadia uzaklıktadır ve Hippos’tan Astelephos 30 stadia’dır. (3) Khōbos’tan demir aldıktan sonra, Astelephos’u geride bırakıp öğleden önce Sebastopolis kentine geldik, Astelephos’tan burası 120 stadia’dır; böylelikle aynı gün içinde askerlere ücretini vermek; atları, silahları ve atlarının üzerine sıçrayan süvarileri, yaralıları, hububat stoğunu görmek; surların ve hendeğin etrafını dolaşarak denetlemek imkanım oldu. (4) Khōbos’tan Sebastopolis’e 630 stadia; Trapezous’tan Sebastopolis’e ise, 2.260 stadia’dır. Sebastopolis kenti eskiden Dioskourias olarak adlandırılıyordu ve Milētosluların kolonisiydi.
XI
Ἔθνη δὲ παρημείψαμεν τάδε. Τραπεζουντίοις μέν, καθάπερ καὶ Ξενοφῶν λέγει, Κόλχοι ὅμοροι. καὶ οὓς λέγει τοὺς μαχιμωτάτους καὶ ἐχθροτάτους εἶναι τοῖς Τραπεζουντίοις, ἐκεῖνος μὲν Δρίλλας ὀνομάζει, ἐμοὶ δὲ δοκοῦσιν οἱ Σάννοι οὗτοι εἶναι. καὶ γὰρ μαχιμώτατοί εἰσιν εἰς τοῦτο ἔτι καὶ τοῖς Τραπεζουντίοις ἐχθρότατοι, (2) καὶ χωρία ὀχυρὰ οἰκοῦσιν, καὶ ἔθνος ἀβασίλευτον, πάλαι μὲν καὶ φόρου ὑποτελὲς Ῥωμαίοις, ὑπὸ δὲ τοῦ λῃστεύειν οὐκ ἀκριβοῦσιν τὴν φοράν. ἀλλὰ νῦν γε διδόντος θεοῦ ἀκριβώσουσιν, ἢ ἐξελοῦμεν αὐτούς. τούτων δὲ ἔχονται Μαχέλονες καὶ Ἡνίοχοι∙ βασιλεὺς δ᾽ αὐτῶν Ἀγχίαλος. Μαχελόνων δὲ καὶ Ἡνιόχων ἐχόμενοι Ζυδρεῖται∙ Φαρασμάνου οὗτοι ὑπήκοοι. Ζυδρειτῶν δὲ Λαζοί∙ βασιλεὺς δὲ Λαζῶν Μαλάσσας, ὃς τὴν βασιλείαν παρὰ σοῦ ἔχει. (3) Λαζῶν δὲ Ἀψίλαι ἔχονται∙ βασιλεὺς δ’ αὐτῶν Ἰουλιανός∙ οὗτος ἐκ τοῦ πατρὸς τοῦ σοῦ τὴν βασιλείαν ἔχει. Ἀψίλαις δὲ ὅμοροι Ἀβασκοί∙ καὶ Ἀβασκῶν βασιλεὺς Ῥησμάγας∙ καὶ οὗτος παρὰ σοῦ τὴν βασιλείαν ἔχει. Ἀβασκῶν δὲ ἐχόμενοι Σανίγαι, ἵναπερ καὶ ἡ Σεβαστόπολις ᾤκισται∙ Σανιγῶν βασιλεὺς Σπαδάγας ἐκ σοῦ τὴν βασιλείαν ἔχει.
(4) Μέχρι μὲν δὴ Ἀψάρου ὡς πρὸς ἕω ἐπλέομεν ἐν δεξιᾷ τοῦ Εὐξείνου, ὁ δὲ Ἄψαρος πέρας ἐφάνη μοι εἶναι κατὰ μῆκος τοῦ Πόντου∙ ἔνθεν γὰρ ἤδη πρὸς ἄρκτον ὁ πλοῦς ἡμῖν ἐγίνετο ἔστε ἐπὶ Χῶβον ποταμόν, καὶ ὑπὲρ τὸν Χῶβον ἐπὶ τὸν Σιγάμην. ἀπὸ δὲ Σιγάμου ἐκάμπτομεν εἰς τὴν λαιὰν πλευρὰν τοῦ Πόντου ἔστε ἐπὶ τὸν Ἵππον ποταμόν. (5) ἀπὸ δὲ τοῦ Ἵππου ὡς ἐπ᾽ Ἀστέλεφον καὶ Διοσκουριάδα καταφανῶς ἤδη ἐπ᾽ ἀριστερὰ τοῦ Πόντου ἐπλέομεν, καὶ ὁ πλοῦς ἡμῖν πρὸς ἡλίου δυομένου ἐγίνετο∙ ὡς δὲ ὑπεστρέφομεν ἀπὸ τοῦ Ἀστελέφου ἐπὶ Διοσκουριάδα, κατείδομεν τὸν Καύκασον τὸ ὄρος, τὸ ὕψος μάλιστα κατὰ τὰς Ἄλπεις τὰς Κελτικάς. καὶ τοῦ Καυκάσου κορυφή τις ἐδείκνυτο —Στρόβιλος τῇ κορυφῇ ὄνομα—, ἵναπερ ὁ Προμηθεὺς κρεμασθῆναι ὑφ’ Ἡφαίστου κατὰ πρόσταξιν Διὸς μυθεύεται.
Topraklarından geçtiğimiz etnik gruplar ise, şunlardır: Ksenōphōn’un da söylediği gibi, Kolkhoi kavmi Trapezouslulara sınırdır. Gene Ksenōphōn’un, son derece cengaver ve Trapezouslulara karşı son derece düşman olduğunu bildirdiği ve Drillai olarak adlandırdığı kavmin ben, Sannoi olduğunu düşünüyorum. Zira bu kavim günümüzde bile son derece savaşçıdır ve Trapezouslulara karşı hâlâ son derece düşmandırlar; (2) tahkimli bir ülkede ikamet ederler ve kralsız bir halktırlar. Eskiden Romalılara tributum vermelerine karşın, artık haydutluk/korsanlık yaptıkları için vergi ödemeye hevesli değiller. Fakat şimdi tanrının yardımıyla bu yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda kalacaklar ya da onları yok edeceğiz. Onlardan sonra, krallarının adı Ankhialos olan Makhelones ve Heniokhoi kavimleri gelir. Makhelones ve Heniokhoi’un ardından Pharasmanēs’in hakimiyeti altındaki Zydreitai kavmi bulunur. Zydreitai kavminden sonra, Lazoi kavmi vardır: Lazoi kavminin kralı Malassas’tır ve krallık yetkisini sizden almıştır. (3) Lazoi’dan sonra, Apsilai kavmine gelinir, onların kralları ise, Iulianos’tur ve kendisine krallık sizin babanız tarafından verilmiştir. Apsilai ile Abaskoi toprakları sınırdır ve Abaskoi kralı Rhēsmagas’tır ve kendisi krallığını sizden almıştır. Abaskoi’dan sonra Sanigai kavminin ikamet ettiği topoğrafyaya gelinir ki, burada Sebastopolis kenti kurulmuştur; Sanigai Kralı Spadagas da krallık yetkisini sizden almıştır.
(4) Apsaros’a kadar Karadeniz’in sağ tarafında doğuya doğru seyrettik, Karadeniz’in uzunlamasına sınırının Apsaros olduğunu zannediyorum; zira oradan sonra, bizim için yolculuk Khōbos Irmağı’na kadar kuzeye doğru oldu ve Khōbos’tan Sigamēs Irmağı’na doğru devam etti. Sigamēs’ten sonra, Hippos Irmağı’na kadar Karadeniz’in sol tarafına doğru yön değiştirdik. (5) Hippos’tan sonra, Astelephos ve Dioskourias’a kadar açık ve net bir şekilde Karadeniz’in sol tarafına doğru yelken açtık ve yolculuğumuz gün batımına doğru devam etti; Astelephos’tan Dioskourias’a döndükten sonra ise, yaklaşık Keltlerin Alpleri kadar yüksek olan Kaukasos Dağı’nı gördük. Burada Kaukasos’un bir zirvesi gözükmektedir –zirveye Strobilos adı verilmiştir– ve Promētheus’un, Zeus’un emriyle Hephaistos tarafından burada zincire vurulmuş olduğu efsanesi anlatılır.
ΧΙΙ
Τὰ δὲ ἀπὸ Βοσπόρου τοῦ Θρᾳκίου ἔστε ἐπὶ Τραπεζοῦντα πόλιν ὧδε ἔχει. (2) τὸ ἱερὸν τοῦ Διὸς τοῦ Οὐρίου διέχει ἀπὸ Βυζαντίου σταδίους εἴκοσι καὶ ἑκατόν, καί ἐστι στενότατον ταύτῃ τὸ στόμα τοῦ Πόντου καλούμενον, καθ᾽ ὅ τι εἰσβάλλει εἰς τὴν Προποντίδα. ταῦτα μὲν εἰδότι σοι λέγω. (3) ἀπὸ δὲ τοῦ ἱεροῦ πλέοντι ἐν δεξιᾷ Ῥήβας ποταμός∙ σταδίους διέχει τοῦ ἱεροῦ τοῦ Διὸς ἐνενήκοντα. ἔπειτα Μέλαινα ἄκρα ὧδε καλουμένη, πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. ἀπὸ Μελαίνης ἄκρας εἰς Ἀρτάνην ποταμόν, ἵνα καὶ ὅρμος ναυσὶ μικραῖς πρὸς ἱερῷ Ἀφροδίτης, πεντήκοντα ἄλλοι καὶ ἑκατόν. (4) ἀπὸ δὲ Ἀρτάνου εἰς Ψίλιν ποταμὸν πεντήκοντα καὶ ἑκατόν∙ καὶ πλοῖα μικρὰ ὁρμίζοιτο ἂν πρὸς τῇ πέτρᾳ τῇ ἀνεχούσῃ οὐ πόρρω ἀπὸ τοῦ ποταμοῦ τῶν ἐκβολῶν. ἐνθένδε εἰς Κάλπης λιμένα δέκα καὶ διακόσιοι στάδιοι. (5) ὁ δὲ Κάλπης λιμὴν ὁποῖόν τι χωρίον ἐστὶ καὶ ὁποῖος ὅρμος, καὶ ὅτι πηγὴ ἐν αὐτῷ ψυχροῦ καὶ καθαροῦ ὕδατος, καὶ ὅτι ὗλαι πρὸς τῇ θαλάττῃ ξύλων ναυπηγησίμων, καὶ αὗται ἔνθηροι, ταῦτα Ξενοφῶντι τῷ πρεσβυτέρῳ λέλεκται.
XII
Bosporos Thrakia’sından Trapezous kentine kadar sahil, bu şekildedir: (2) Byzantion kentinden 120 stadia mesafede, Karadeniz’in ağzı olarak adlandırılan ve oradan gemiyle Propontis’e (Marmara) girilen en dar yerinde, Zeus Ourios’un tapınağı vardır. Bunları bilmenize rağmen, gene de size anlatıyorum. (3) Tapınaktan yelken açınca sağ tarafta Rhēbas Irmağı olup, Zeus Tapınağı’ndan 90 stadia uzaklıktadır. Ardından, Kara Burun olarak adlandırılan yer 150 stadia’dır. Kara Burun’dan Artanē Irmağı’na, ki orası Aphroditē kutsal alanı yakınlarında küçük gemiler için bir demir atma yeridir, gene 150 stadia mesafe çeker. (4) Artanē’den sonra, Psilis Irmağı’na 150 stadia’dır ve ırmağın ağzına doğru yükselen kaya civarında küçük tekneler demir atabilirler. Oradan Kalpē Limanı’na 210 stadia mesafe vardır. (5) Kalpē Limanı topoğrafyası ve gemilerin demir atması için uygun bir liman olması bakımından nitelikli bir yerdir; zira oradaki akarsuların soğuk, suyun temiz ve deniz tarafındaki ormanların gemi yapımı için elverişli ağaçlar ve vahşi hayvanlarla dolu olduğunu Yaşlı Ksenōphōn söylemiştir.
Ἀπὸ Κάλπης λιμένος εἰς Ῥόην στάδιοι εἴκοσιν∙ ὅρμος ναυσὶ μικραῖς. ἀπὸ Ῥόης εἰς Ἀπολλωνίαν νῆσον σμικράν, ὀλίγον διέχουσαν τῆς ἠπείρου, ἄλλοι εἴκοσι. λιμὴν ὑπὸ τῇ νησῖδι. καὶ ἔνθεν εἰς Χηλὰς στάδιοι εἴκοσιν. ἀπὸ Χηλῶν ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν, ἵναπερ Σαγγάριος ποταμὸς εἰσβάλλει εἰς τὸν Πόντον. (2) ἐνθένδε εἰς τοῦ Ὑπίου τὰς ἐκβολὰς ἄλλοι ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν. εἰς δὲ Λιλαῖον ἐμπόριον ἀπὸ τοῦ Ὑπίου στάδιοι ἑκατόν, καὶ ἀπὸ τοῦ Λιλαίου εἰς Ἔλαιον ἑξήκοντα. ἐνθένδε εἰς Κάλητα, ἄλλο ἐμπόριον, εἴκοσι καὶ ἑκατόν. (4)
(3) ἀπὸ Κάλητος εἰς Λύκον ποταμὸν ὀγδοήκοντα, ἀπὸ δὲ Λύκου εἰς Ἡράκλειαν πόλιν Ἑλληνίδα Δωρικήν, Μεγαρέων ἄποικον, στάδιοι εἴκοσιν. ἐν Ἡρακλείᾳ ὅρμος ναυσίν. ἀπὸ δὲ Ἡρακλείας ἐπὶ μὲν τὸ Μητρῷον καλούμενον στάδιοι ὀγδοήκοντα. (4) ἐνθένδε εἰς τὸ Ποσείδειον τετταράκοντα, καὶ ἔνθεν εἰς Τυνδαρίδας πέντε καὶ τετταράκοντα, πέντε δὲ καὶ δέκα ἔνθεν ἐπὶ τὸ Νυμφαῖον. καὶ ἀπὸ τοῦ Νυμφαίου ἐπὶ τὸν Ὀξίναν ποταμὸν τριάκοντα. καὶ ἀπ᾿ Ὀξίνου εἰς Σανδαράκην ἐνενήκοντα. (5) Σανδαράκη ὅρμος ναυσὶ σμικραῖς. ἐνθένδε εἰς Κρηνίδας ἑξήκοντα. καὶ ἀπὸ Κρηνίδων εἰς Ψύλλαν ἐμπόριον τριάκοντα. ἐνθένδε εἰς Τίον, πόλιν Ἑλληνίδα Ἰωνικήν, ἐπὶ θαλάττῃ οἰκουμένην, Μιλησίων καὶ ταύτην ἄποικον, ἐνενήκοντα. ἀπὸ δὲ Τίου εἰς Βιλλαῖον ποταμὸν στάδιοι εἴκοσιν. ἀπὸ δὲ Βιλλαίου ἐπὶ τὸν Παρθένιον ποταμὸν στάδιοι ἑκατόν. μέχρι τοῦδε Θρᾷκες οἱ Βιθυνοὶ νέμονται, ὧν καὶ Ξενοφῶν ἐν τῇ συγγραφῇ μνήμην ἐποιήσατο ὅτι μαχιμώτατοι εἶεν τῶν κατὰ τὴν Ἀσίαν, καὶ τὰ πολλὰ κακὰ ἡ στρατιὰ τῶν Ἑλλήνων ὅτι ἐν τῇδε τῇ χώρᾳ ἔπαθεν, ἐπειδὴ ἀπεχωρίσθησαν οἱ Ἁρκάδες ἀπό τε τῆς Χειρισόφου καὶ τῆς Ξενοφῶντος μερίδος.
Kalpē Limanı’ndan 20 stadia sonra, küçük tekneler için bir liman yeri olan Rhoē’ye gelinir. Rhoē’den sonra, karanın hemen açıklarındaki küçük bir ada olan Apollōnia’ya kadar gene 20 stadia mesafe vardır. Liman adanın altındadır ve oradan Khēlai’a 20 stadia vardır. Khēlai’dan 180 stadia sonra, Sangarios Irmağı Karadeniz’e dökülür. (2) Oradan Hypios Irmağı’nın ağzına kadar, gene 180 stadia bulunur. Hypios’tan Lilaion emporion’una kadar 100 stadia ve Lilaion’dan Elaion’a 60 stadia bulunur. Oradan diğer bir emporion olan Kalēs’e 120 stadia’dır.
(3) Kalēs’ten Lykos Irmağı’na 80 stadia, Lykos’tan Hellenlerin Dōr kökenli kenti, bir Megara kolonisi olan Herakleia’ya ise, 100 stadia vardır. Herakleia’da, gemiler için bir liman bulunur. Herakleia’dan Metrōon olarak adlandırılan yere kadar, 80 stadia’dır. (4) Oradan Poseideion’a 40 stadia ve oradan Tyndaridai’a 45 ve oradan da Nymphaion’a 15 stadia mesafe vardır. Nymphaion’dan Oksinas Irmağı’na 30 stadia ve Oksinas’tan Sandarakē’ye 90 stadia’dır. (5) Sandarakē küçük tekneler için liman yeridir. Oradan Krēnidai’a 60 stadia; Krēnidai’dan Psylla emporion’una 30 stadia mesafe vardır. Oradan deniz kenarında kurulmuş Hellenlerin Iōn kökenli kenti, Milētosluların kolonisi Tion’a 90 stadia çeker. Tion’dan Billaios Irmağı’na 20 stadia, Billaios’tan Parthenios Irmağı’na kadar ise, 100 stadia’dır. Buraya kadarki topraklarda Thrakia Bithynialıları otururlar ki; onlardan Ksenōphōn kitabında Asia’da ikamet eden insanların en cengaverleri olarak söz etmiştir ve Arkadialılar Kheirisophos ve Ksenōphōn’un komutası altındaki birlikten ayrıldıktan sonra, Hellenlerin ordusu bu bölgede birçok kötü şeye katlanmak zorunda kalmıştır.
Τὰ δὲ ἀπὸ τοῦδε ἤδη Παφλαγονία. ἀπὸ Παρθενίου εἰς Ἄμαστριν πόλιν Ἑλληνίδα στάδιοι ἐνενήκοντα∙ ὅρμος ναυσίν. ἔνθεν εἰς Ἐρυθίνους ἑξήκοντα. καὶ ἀπ᾿ Ἐρυθίνων εἰς Κρῶμναν ἄλλοι ἑξήκοντα. (2) ἐνθένδε εἰς Κύτωρον ἐνενήκοντα∙ ὅρμος ναυσὶν ἐν Κυτώρῳ. καὶ ἀπὸ Κυτώρου εἰς Αἰγιαλοὺς ἑξήκοντα. εἰς δὲ Θύμηνα ἐνενήκοντα. καὶ εἰς Κάραμβιν εἴκοσι καὶ ἑκατόν. (3) ἐνθένδε εἰς Ζεφύριον ἑξήκοντα. ἀπὸ δὲ Ζεφυρίου εἰς Ἀβώνου τεῖχος, πόλιν σμικράν, πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. ὅρμος ναυσὶν οὐκ ἀσφαλής∙ σαλεύοιεν δ᾽ ἂν ἀπαθεῖς, εἰ μὴ μέγας χειμὼν κατέχοι. ἀπὸ δὲ Ἀβώνου τείχους εἰς Αἰγινήτην ἄλλοι πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς Κίνωλιν ἐμπόριον ἄλλοι ἑξήκοντα∙ καὶ ἐν Κινώλει σαλεύοιεν ἂν νῆες ὥρᾳ ἔτους. (4) ἀπὸ δὲ Κινώλιος εἰς Στεφάνην ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν∙ ὅρμος ναυσὶν ἀσφαλής. ἀπὸ δὲ Στεφάνης εἰς Ποταμοὺς πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς Λεπτὴν ἄκραν ἑκατὸν καὶ εἴκοσιν. ἀπὸ δὲ Λεπτῆς ἄκρας εἰς Ἀρμένην ἑξήκοντα∙ λιμὴν αὐτόθι. καὶ Ξενοφῶν τῆς Ἀρμένης ἐμνημόνευσεν. (5) καὶ ἔνθεν εἰς Σινώπην στάδιοι τεσσαράκοντα∙ Σινωπεῖς Μιλησίων ἄποικοι. ἀπὸ δὲ Σινώπης εἰς Κάρουσαν πεντήκοντα καὶ ἑκατόν∙ σάλος ναυσίν. ἐνθένδε εἰς Ζάγωρα ἄλλοι αὖ πεντή κοντα καὶ ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς τὸν Ἅλυν ποταμὸν τριακόσιοι.
Buradan sonrası, artık Paphlagonia’dır. Parthenios Irmağı’ndan gemiler için demir atma yeri olan Hellen kenti Amastris’e 90 stadia mesafe vardır. Oradan Erythinoi’a 60 stadia ve Erythinoi’dan Krōmna’ya gene 60 stadia (2) Oradan Kytōros 90 stadia’dır ve Kytōros’ta gemiler için bir liman bulunur. Kytōros’tan Aigialos’a 60 stadia; Thymēna’ya 90 stadia ve Karambis’e 120 stadia, (3) oradan da Zephyrion’a 60 stadia’dır. Zephyrion’dan küçük bir kent olan Abōnouteikhos’a ise, 150 stadia bulunur. Liman gemiler için güvenli değildir; bununla birlikte; eğer büyük bir fırtına yoksa, denizciler zahmetsizce demir atabilirler. Abōnouteikhos’tan Aiginētēs’e gene 150 stadialık mesafe vardır. Oradan Kinōlis emporion’una 60 stadia olup, Kinōlis’te gemiler yılın yaz ayları boyunca demir atabilirler. (4) Kinōlis’ten gemiler için güvenli bir liman yeri olan Stephanē’ye 180 stadia, Stephanē’den Potamoi’a 150 stadia bulunur. Oradan Leptē Burnu’na 120 stadia ve Leptē Burnu’ndan Armenē’ye ise, 60 stadia olup, orada bir liman vardır. Ayrıca Ksenōphōn Armenē’den eserinde bahsetmiştir. (5) Oradan Sinōpē’ye 40 stadia mesafe vardır; Sinōpēliler Milētosluların kolonistleridirler. Sinōpē’den gemiler için liman yeri olan Karousa’ya 150 stadia; oradan Zagōra’ya tekrar 150 stadia ve oradan da Halys Irmağı’na 300 stadia’dır.
Οὗτος ὁ ποταμὸς πάλαι μὲν ὅρος ἦν τῆς Κροίσου βασιλείας καὶ τῆς Περσῶν, νῦν δὲ ὑπὸ τῇ Ῥωμαίων ἐπι κρατείᾳ ῥέει, οὐκ ἀπὸ μεσημβρίας, ὡς λέγει Ἡρόδοτος, ἀλλ᾿ ἀπὸ ἀνίσχοντος ἡλίου. καθ᾽ ὅ τι δὲ εἰσβάλλει εἰς τὸν Πόντον, ὁρίζει τὰ Σινωπέων καὶ Ἀμισηνῶν ἔργα. (2) ἀπὸ δὲ Ἅλυος ποταμοῦ εἰς Ναύσταθμον στάδιοι ἐνενήκοντα, ἵναπερ καὶ λίμην ἐστίν. ἐνθένδε εἰς Κωνωπεῖον ἄλλην λίμνην ἄλλοι αὖ πεντήκοντα. ἀπὸ δὲ Κωνωπείου εἰς Εὐσήνην ἑκατὸν καὶ εἴκοσιν. (3) ἐνθένδε εἰς Ἀμισὸν ἑκατὸν καὶ ἑξήκοντα. Ἀμισός, πόλις Ἑλληνίς, Ἀθηναίων ἄποικος, ἐπὶ θαλάττῃ οἰκεῖται. ἀπὸ δὲ Ἀμισοῦ εἰς Ἀγκῶνα λιμένα, ἵναπερ καὶ ὁ Ἶρις εἰσβάλλει εἰς τὸν Πόντον, στάδιοι ἑξήκοντα καὶ ἑκατόν. ἀπὸ δὲ τοῦ Ἴριος τῶν ἐκβολῶν εἰς Ἡράκλειον ἑξήκοντα καὶ τριακόσιοι∙ ὅρμος ναυσίν. ἐνθένδε ἐπὶ τὸν Θερμώδοντα ποταμὸν τετταράκοντα. οὗτος ὁ Θερμώδων ἐστίν, ἵναπερ αἱ Ἀμαζόνες οἰκῆσαι λέγονται.
XV
Bu ırmak, eskiden Kroisos’un krallığıyla Persler arasında sınırdı. Şimdi ise, Romalıların hakimiyeti altındaki topraklarda, güneyden değil de Herodotos’un söylediği gibi, güneşin doğduğu yönden akmaktadır. Aşağıda, Karadeniz’e döküldüğü yerde, Sinōpēlilerle Amisosluların topraklarını birbirinden ayırır. (2) Halys Irmağı’ndan Naustathmos’a, ki orada, bir liman bulunur, 90 stadia’dır. Oradan diğer bir liman yeri olan Kōnōpeion’a tekrar 50 stadia, Kōnōpeion’dan Eusēnē’ye 120 stadia; (3) oradan Amisos’a 160 stadia mesafe vardır. Hellen kenti Amisos, Athēnailıların kolonisidir ve deniz kenarında kurulmuştur. Amisos’tan Iris Irmağı’nın Karadeniz’e döküldüğü yerdeki Ankōn Limanı’na, 160 stadia’dır. Iris’in ağzından gemiler için demir atma yeri Herakleion’a 360 stadia; oradan Thermōdōn Irmağı’na kadar 40 stadia mesafededir. Amazonların ikamet etmiş olduğu söylenen Thermōdōn burasıdır.
Ἀπὸ δὲ Θερμώδοντος εἰς Βῆριν ποταμὸν στάδιοι ἐνενήκοντα. ἐνθένδε εἰς Θόαριν ποταμὸν ἑξήκοντα. ἀπὸ δὲ Θοάριος εἰς Οἰνόην τριάκοντα. ἀπ᾿ Οἰνόης εἰς Φιγαμοῦντα ποταμὸν τετταράκοντα. (2) ἐνθένδε εἰς Φαδισάνην φρούριον πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς Πολεμώνιον πόλιν στάδιοι δέκα. ἀπὸ Πολεμωνίου εἰς ἄκραν Ἰασόνιον καλουμένην στάδιοι τριάκοντα καὶ
ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς Κιλίκων νῆσον πεντεκαίδεκα στάδιοι. (3) ἀπὸ δὲ Κιλίκων νήσου εἰς Βοῶνα πέντε καὶ ἑβδομήκοντα. ἐν Βοῶνι ὅρμος ναυσίν. ἐνθένδε εἰς Κοτύωρα ἐνενήκοντα. ταύτης ὡς πόλεως Ξενοφῶν ἐμνημόνευσεν, καὶ λέγει Σινωπέων ἄποικον εἶναι∙ νῦν δὲ κώμη ἐστίν, καὶ οὐδὲ αὐτὴ μεγάλη. ἀπὸ Κοτυώρων εἰς Μελάνθιον ποταμὸν στάδιοι μάλιστα ἑξήκοντα. ἐνθένδε εἰς Φαρματηνὸν ἄλλον ποταμὸν πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. καὶ ἔνθεν εἰς Φαρνακείαν εἴκοσιν καὶ ἑκατόν. (4) αὕτη ἡ Φαρνακεία πάλαι Κερασοῦς ἐκαλεῖτο, Σινωπέων καὶ αὕτη ἄποικος. ἐνθένδε εἰς τὴν Ἀρητιάδα νῆσον τριάκοντα. καὶ ἔνθεν εἰς Ζεφύριον εἴκοσι καὶ ἑκατόν∙ ὅρμος ναυσίν. ἀπὸ δὲ Ζεφυρίου εἰς Τρίπολιν στάδιοι ἐνενήκοντα. ἐνθένδε εἰς τὰ Ἀργύρια στάδιοι εἴκοσιν.
(5) ἐκ δὲ τῶν Ἀργυρίων εἰς Φιλοκάλειαν ἐνενήκοντα. ἐνθένδε εἰς Κόραλλα ἑκατόν. ἀπὸ δὲ Κοράλλων εἰς Ἱερὸν ὄρος πεντήκοντα καὶ ἑκατόν. ἀπὸ δὲ Ἱεροῦ ὄρους εἰς Κορδύλην τετταράκοντα∙ ὅρμος ναυσίν. (6) ἀπὸ δὲ Κορδύλης εἰς Ἑρμώνασσαν πέντε καὶ τετταράκοντα∙ καὶ δεῦρο ὅρμος. ἀπὸ δὲ Ἑρμωνάσσης εἰς Τραπεζοῦντα στάδιοι ἑξήκοντα. ἐνταῦθα σὺ ποιεῖς λιμένα∙ πάλαι γάρ, ὅσον ἀποσαλεύειν ὥρᾳ ἔτους, ὄρμος ἦν.
XVI
Thermōdōn’dan Bēris Irmağı’na 90 stadia’dır. Buradan Thoaris’e 60 stadia; Thoaris’ten Oinoē’ye 30 stadia; Oinoē’den Phigamous Irmağı’na 40 stadia; (2) oradan Phadisanē Kalesi’ne 150 stadia mesafe vardır. Oradan Polemōnion kentine 10 stadia; Polemōnion’dan Iasonion Burnu olarak adlandırılan yere, 130 stadia bulunur. Oradan Kilikialıların Adası’na 15 stadia ve (3) Kilikialıların Adası’ndan Boōn’a 75 stadia’dır ve Boōn’da gemiler için liman vardır. Oradan Kotyōra’ya 90 stadia’dır. Ksenōphōn, bu kentten bahsetmiştir ve Sinōpēlilerin kolonisi olduğunu söyler; şimdi ise, küçük bir köydür. Kotyōra’dan Melanthios Irmağı’na yaklaşık 60 stadia mesafe vardır. Oradan diğer bir ırmak olan Pharmatēnos’a 150 stadia ve oradan da Pharnakeia’ya 120 stadia’dır. (4) Pharnakeia kenti, eskiden Kerasos olarak adlandırılıyordu ve Sinōpēlilerin bir kolonisiydi. Oradan Arēs Adası’na 30 stadia ve oradan da gemiler için demir atma yeri olan Zephyrion’a 120 stadia vardır. Zephyrion’dan Tripolis’e 90 stadia, oradan Argyria’ya 20 stadia,
(5) Argyria’dan Philokaleia’ya 90 stadia’dır. Oradan Koralla’ya 100 stadia. Koralla’dan Hieros (Kutsal) Dağı’na 150 stadia’dır. Kutsal Dağ’dan gemiler için liman yeri olan Kordylē’ye 40 stadia mesafe vardır. (6) Kordylē’den Hermōnassa’ya ve buradaki liman yerine 45 stadia’dır. Hermōnassa’dan Trapezous’a 60 stadia bulunur. Burada siz, bir liman inşa ediyorsunuz; zira eskiden sadece yaz ayları boyunca burada demirlemek mümkündü.
ΧVΙΙ
Τὰ δὲ ἀπὸ Τραπεζοῦντος διαστήματα μέχρι Διοσκουριάδος προείρηται διὰ τῶν ποταμῶν ἀναμετρηθέντα. ἀθροίζονται δὲ ἀπὸ Τραπεζοῦντος εἰς Διοσκουριάδα, τὴν νῦν Σεβαστόπολιν καλουμένην, στάδιοι δισχίλιοι διακόσιοι ἑξήκοντα. (2) Τάδε μὲν [οὖν] τὰ ἀπὸ Βυζαντίου πλεόντων ἐν δεξιᾷ ὡς ἐπὶ Διοσκουριάδα, εἰς ὅπερ στρατόπεδον τελευτᾷ Ῥωμαίοις ἡ ἐπικράτεια ἐν δεξιᾷ εἰσπλεόντων εἰς τὸν Πόντον. (3) ἐπεὶ δὲ ἐπυθόμην Κότυν τετελευτηκέναι, τὸν βασιλέα τοῦ Βοσπόρου τοῦ Κιμμερίου καλουμένου, ἐπιμελὲς ἐποιησάμην καὶ τὸν μέχρι τοῦ Βοσπόρου τοῦ Κιμμερίου πλοῦν δηλῶσαί σοι∙ ὡς, εἴ τι βουλεύοιο περὶ τοῦ Βοσπόρου, ὑπάρχοι σοι καὶ τόνδε τὸν πλοῦν μὴ ἀγνοοῦντι βουλεύσασθαι.
Trapezous’tan Dioskourias’a kadar uzanan aralıktaki ırmaklar arasında ölçülmüş olan mesafeler daha önce belirtilmişti. Trapezous’tan şimdi Sebastopolis olarak adlandırılan Dioskourias’a kadarki mesafelerin toplamı 2.260 stadia’dır. (2) Bu şekilde, Byzantion’dan sağdaki sahil şeridini takip ederek Dioskourias’a doğru yelken açınca, o ordugah Karadeniz’in sağında, Romalılar için gelinen son hakimiyet noktasıdır. (3) Fakat, Kimmeria Bosporos’u kralı olarak adlandırılan Kotys’ün ölmüş olduğunu öğrendikten sonra, Bosporos’a kadarki deniz yolculuğunu sizin için açıklamayı kendime görev bildim, öyle ki; eğer Bosporos civarında bir şey yapmayı planlıyorsanız, sizin için hazır olsun ve bu deniz yolculuğunu bilerek planlayabilesiniz.
Ὁρμηθεῖσιν οὖν ἐκ Διοσκουριάδος, πρῶτος ἂν εἴη ὅρμος ἐν Πιτυοῦντι∙ στάδιοι τριακόσιοι πεντήκοντα. ἐνθένδε εἰς τὴν Νιτικὴν στάδιοι πεντήκοντα καὶ
ἑκατόν, ἵναπερ πάλαι ᾤκει ἔθνος Σκυθικόν, οὗ μνήμην ποιεῖται ὁ λογοποιὸς Ἡρόδοτος. (2) καὶ λέγει τούτους εἶναι τοὺς φθειροτρωκτέοντας∙ καὶ γὰρ εἰς τοῦτο ἔτι ἡ δόξα ἡ αὐτὴ ὑπὲρ αὐτῶν κατέχει. ἐκ δὲ Νιτικῆς εἰς Ἄβασκον ποταμὸν στάδιοι ἐνενήκοντα. ὁ δὲ Βόργυς τοῦ Ἀβάσκου διέχει σταδίους ἑκατὸν καὶ εἴκοσιν, καὶ ὁ Νῆσις τοῦ Βόργυος, ἵναπερ καὶ Ἡράκλειον ἄκραν ἔχει, σταδίους ἑξήκοντα. (3) ἀπὸ δὲ Νήσιος εἰς Μασαϊτικὴν στάδιοι ἐνενήκοντα. ἐνθένδε εἰς Ἀχαιοῦντα στάδιοι ἑξήκοντα, ὅσπερ ποταμὸς διορίζει Ζιλχοὺς καὶ Σανίγας. Ζιλχῶν βασιλεὺς Σταχέμφαξ∙ καὶ οὗτος παρὰ σοῦ τὴν βασιλείαν ἔσχεν. ἀπ᾿ Ἀχαιοῦντος εἰς Ἡράκλειαν ἄκραν πεντήκοντα καὶ ἑκατὸν στάδιοι. ἐνθένδε εἰς ἄκραν, ἵναπερ σκέπη ἐστὶν ἀνέμου θρασκίου καὶ βορρᾶ, ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν. (4) ἐνθένδε εἰς τὴν καλουμένην Παλαιὰν Λαζικὴν εἴκοσιν καὶ ἑκατὸν στάδιοι. ἐνθένδε εἰς τὴν Παλαιὰν Ἀχαιΐαν πεντήκοντα καὶ ἑκατόν∙ καὶ ἔνθεν εἰς Πάγρας λιμένα πεντήκοντα καὶ τριακόσιοι. ἀπὸ δὲ Πάγρας λιμένος εἰς Ἱερὸν λιμένα ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς Σινδικὴν τριακόσιοι.
Dioskourias’tan demir alındıktan sonra, ilk liman yeri 350 stadia mesafedeki Pityous’ta mümkündür. Oradan Nitikē’ye 150 stadia’dır; orada eskiden, Herodotos’un bahsettiği Skythia halkı ikamet ediyordu. (2) Ayrıca onların çam fıstığı yiyicileri olduklarını söylüyor; öyle ki, bu yüzden insanlar hâlâ onların hakkında aynı kanıya sahiptir. Nitikē’den Abaskos Irmağı’na 90 stadia’dır. Borgys ise, Abaskos’tan 120 stadia uzaktadır ve Herakleion Burnu’nun bulunduğu Nēsis, Borgys’tan 60 stadia mesafededir. (3) Nēsis’ten Masaïtikē 90 stadia çeker. Oradan Akhaious’a 60 stadia’dır ve orada Akhaious Irmağı Zilkhoi ile Sanigai kavimlerini ayırır. Zilkhoi kavminin kralı Stakhemphaks’tır ve o krallığını sizden almıştır. Akhaious’tan Herakleia Burnu’na 150 stadia vardır. Oradan buruna kadar 180 stadia’dır ve burası gemileri thraskios ile kuzey rüzgarından korur. (4) Oradan Palaia Lazikē olarak adlandırılan yere 120 stadia’dır. Oradan Palaia Akhaia’ya 150 stadia ve oradan da Pagra Limanı’na 350 stadia mesafe bulunur. Pagra Limanı’ndan Kutsal Liman’a 180 stadia ve oradan da Sindikē’ye 300 stadia vardır.
ΧΙΧ
Ἀπὸ δὲ Σινδικῆς εἰς Βόσπορον τὸν Κιμμέριον καλούμενον καὶ πόλιν τοῦ Βοσπόρου Παντικάπαιον τετταράκοντα καὶ πεντακόσιοι. ἐνθένδε ἐπὶ Τάναϊν ποταμὸν ἑξήκοντα, ὃς λέγεται ὁρίζειν ἀπὸ τῆς Ἀσίας τὴν Εὐρώπην. καὶ ὁρμᾶται μὲν ἀπὸ λίμνης τῆς Μαιώτιδος, εἰςβάλλει δὲ εἰς θάλατταν τὴν τοῦ Εὐξείνου Πόντου. (2) καίτοι Αἰσχύλος ἐν Προμηθεῖ Λυομένῳ τὸν Φᾶσιν ὅρον τῆς Εὐρώπης καὶ τῆς Ἀσίας ποιεῖ. λέγουσι γοῦν [παρ᾽] αὐτῷ οἱ Τιτᾶνες πρὸς τὸν Προμηθέα ὅτι
“ἥκομεν
τοὺς σοὺς ἄθλους τούσδε, Προμηθεῦ,
δεσμοῦ τε πάθος τόδ᾽ ἐποψόμενοι.”
ἔπειτα καταλέγουσιν, ὅσην χώραν ἐπῆλθον∙
“πῇ μὲν δίδυμον χθονὸς Εὐρώπης
μέγαν ἠδ᾽ Ἀσίας τέρμονα Φᾶσιν.”
(3) Τῆς δὲ λίμνης τῆς Μαιώτιδος περίπλους ἐν κύκλῳ λέγεται σταδίων ἀμφὶ τοὺς ἐνακισχιλίους. ἀπὸ δὲ Παντικαπαίου εἰς κώμην Καζέκα ἐπὶ θαλάττῃ ᾠκισμένην στάδιοι εἴκοσι καὶ τετρακόσιοι. ἐνθένδε εἰς Θεοδοσίαν πόλιν ἐρήμην στάδιοι ὀγδοήκοντα καὶ διακόσιοι. (4) καὶ αὕτη πάλαι ἦν Ἑλλὰς πόλις Ἰωνική, Μιλησίων ἄποικος, καὶ μνήμη ἐστὶν αὐτῆς ἐν πολλοῖς γράμμασιν. ἐνθένδε εἰς λιμένα Σκυθοταύρων ἔρημον στάδιοι διακόσιοι∙ καὶ ἔνθεν εἰς Λαμπάδα τῆς Ταυρικῆς στάδιοι ἑξακόσιοι. (5) ἀπὸ δὲ Λαμπάδος εἰς Συμβόλου λιμένα, Ταυρικὸν καὶ τοῦτον, στάδιοι εἴκοσι καὶ πεντακόσιοι. καὶ ἔνθεν εἰς Χερρόνησον τῆς Ταυρικῆς ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν. ἀπὸ δὲ Χερρονήσου εἰς Κερκινῖτιν στάδιοι ἑξακόσιοι, καὶ ἀπὸ Κερκινίτιδος εἰς Καλὸν λιμένα, Σκυθικὸν καὶ τοῦτον, ἄλλοι ἑπτακόσιοι.
Sindikē’den Kimmeria Bosporos’u olarak adlandırılan ve Bosporos kenti Pantikapaion’a 540 stadia’dır. Oradan Eurōpē’yi Asia’dan ayırdığı söylenen Tanaïs Irmağı’na kadar 60 stadia vardır. Ayrıca Maiōtis Gölü’nden
başlayıp Karadeniz’de denize dökülür. (2) Bununla birlikte Aiskhylos, Zincire Vurulmuş Promētheus adlı eserinde Eurōpē ile Asia arasındaki sınırı Phasis yapar. Bu yüzden Titan’lar, onun yanındayken Promētheus’a derler ki:
“ey Promētheus! senin bu çabalarına
ve zincire bağlı ıstırabına şahit olmak için geldik.”
ardından gelmiş oldukları bu ülkeyi anlatırlar:
“burada Eurōpē ile Asia toprağının
sınırını büyük Phasis çiziyor.”
(3) Maiōtis Gölü’nün etrafını gemiyle dolaşmanın ise, yaklaşık 9.000 stadia olduğu söyleniyor. Pantikapaion’dan deniz kenarında kurulmuş olan Kazeka Köyü’ne 420 stadia’dır. Oradan terkedilmiş bir kent olan Theodosia’ya 280 stadia vardır. (4) Burası eskiden Hellas’ın Iōn kökenli bir kenti olup Milētosluların kolonisiydi ve kendisinden birçok eserde söz edilmiştir. Oradan Skythotaourialıların terk edilmiş limanına 200 stadia; ve oradan Tauros Limanı Lampas’a 600 stadia mesafe bulunur. (5) Lampas’tan Tauros’ların diğer bir limanı olan Symbolos’a ise, 520 stadia’dır. Oradan Tauros Kherronēsos’una 180 stadia, Kherronēsos’tan Kerkinitis’e 600 stadia ve Kerkinitis’ten Kalos Limanı’na –bu da bir Skythia limanıdır– diğer 700 stadia mesafe bulunur.
Ἐκ δὲ Καλοῦ λιμένος εἰς Ταμυράκην τριακόσιοι∙ ἔσω δὲ τῆς Ταμυράκης λίμνη ἐστὶν οὐ μεγάλη. καὶ ἔνθεν εἰς τὰς ἐκροὰς τῆς λίμνης ἄλλοι τριακόσιοι. ἐκ δὲ τῶν ἐκροῶν τῆς λίμνης εἰς Ἠϊόνας στάδιοι ὀγδοήκοντα καὶ τριακόσιοι καὶ ἔνθεν εἰς ποταμὸν Βορυσθένην πεντήκοντα καὶ ἑκατόν.
(2) κατὰ δὲ τὸν Βορυσθένην ἄνω πλέοντι πόλις Ἑλλὰς ὄνομα Ὀλβία πεπόλισται. ἀπὸ δὲ Βορυσθένους ἐπὶ νῆσον σμικράν, ἐρήμην καὶ ἀνώνυμον, στάδιοι ἑξήκοντα. καὶ ἔνθεν εἰς Ὀδησσὸν ὀγδοήκοντα. ἐν Ὀδησσῷ ὅρμος ναυσίν. ἀπὸ δὲ Ὀδησσοῦ ἔχεται Ἰστριανῶν λιμήν. στάδιοι εἰς αὐτὸν πεντήκοντα καὶ διακόσιοι. (3) ἐνθένδε ἔχεται Ἰσιακῶν λιμήν. στάδιοι εἰς αὐτὸν πεντήκοντα. καὶ ἔνθεν εἰς τὸ Ψιλὸν καλούμενον στόμα τοῦ Ἴστρου διακόσιοι καὶ χίλιοι. τὰ δὲ ἐν μέσῳ ἔρημα καὶ ἀνώνυμα.
Kalos Limanı’ndan Tamyrakē’ye 300 stadia’dır. Tamyrakē’nin içinde büyük olmayan bir liman vardır. Ayrıca oradan limanın dışarı doğru taşan kısmına diğer bir 300 stadia’dır. Limanın dışarı doğru taşan kısmından Eiōn’a ise, 380 stadia vardır. Oradan Borysthenēs Irmağı’na 150 stadia’dır;
(2) Borysthenēs’ten aşağı doğru yelken açınca Olbia adı verilen Hellen kenti kurulmuştur. Borysthenēs’ten küçük, terk edilmiş ve isimsiz adaya kadar 60 stadia mesafe bulunur. Ve oradan Odēssos’a 80 stadia’dır. Odēssos’ta gemiler için bir liman yeri vardır. Odēssos’tan sonra ise, 250 stadia mesafede, Istrilıların liman yeri vardır. (3) Ardından 50 stadia mesafede Isiakos’ların limanı bulunur. Ve oradan Istros’un ağzı olarak adlandırılan Psilon’a 1.200 stadia’dır. Bu iki yerin arası ıssız ve isimsizdir.
Κατὰ τοῦτο μάλιστα τὸ στόμα ἐπ᾽ εὐθὺ πλέοντι ἀνέμῳ ἀπαρκίᾳ ἰδίως τὸ πέλαγος νῆσος πρόκειται, ἥντινα οἳ μὲν Ἀχιλλέως νῆσον, οἳ δὲ Δρόμον Ἀχιλλέως, οἳ δὲ Λευκὴν ἐπὶ τῆς χροᾶς ὀνομάζουσιν. ταύτην λέγεται Θέτις ἀνεῖναι τῷ παιδί, καὶ ταύτην οἰκεῖν τὸν Ἀχιλλέα. καὶ νεώς ἐστιν ἐν αὐτῇ τοῦ Ἀχιλλέως, καὶ ξόανον τῆς παλαιᾶς ἐργασίας. (2) ἡ δὲ νῆσος ἀνθρώπων μὲν ἐρήμη ἐστίν, νέμεται δὲ αἰξὶν οὐ πολλαῖς. καὶ ταύτας ἀνατιθέναι λέγονται τῷ Ἀχιλλεῖ ὅσοι προσίσχουσιν. καὶ ἄλλα πολλὰ ἀναθήματα ἀνάκειται ἐν τῷ νεῷ, φιάλαι καὶ δακτύλιοι καὶ λίθοι τῶν πολυτελεστέρων∙ ταῦτα ξύμπαντα χαριστήρια τῷ Ἀχιλλεῖ ἀνάκειται, καὶ ἐπιγράμματα, τὰ μὲν Ῥωμαϊκῶς τὰ δὲ Ἑλληνικῶς πεποιημένα ἐν ἄλλῳ καὶ ἐν ἄλλῳ μέτρῳ, ἔπαινοι τοῦ Ἀχιλλέως, ἔστι δὲ ἃ καὶ τοῦ Πατρόκλου∙ (3) καὶ γὰρ καὶ τὸν Πάτροκλον τιμῶσιν ξὺν τῷ Ἀχιλλεῖ ὅσοι τῷ Ἀχιλλεῖ χαρίζεσθαι ἐθέλουσιν. ὄρνιθες δὲ πολλοὶ αὐλίζονται ἐν τῇ νήσῳ, λάροι καὶ αἴθυιαι καὶ κορῶναι αἱ θαλάττιοι πλῆθος οὐ σταθμητοί. (4) οὗτοι οἱ ὄρνιθες θεραπεύουσι τοῦ Ἀχιλλέως τὸν νεών. ἕωθεν ὁσημέραι καταπέτονται εἰς τὴν θάλατταν∙ ἔπειτα ἀπὸ τῆς θαλάττης βεβρεγμένοι τὰ πτερὰ σπουδῇ αὖ εἰσπέτονται εἰς τὸν νεών, καὶ ῥαίνουσι τὸν νεών. ἐπειδὰν δὲ καλῶς ἔχῃ, οἳ δὲ ἐκκαλλύνουσιν αὖ τὸ ἔδαφος τοῖς πτεροῖς.
Bu ağzın karşısına doğru özellikle aparkias rüzgarıyla direkt olarak denize yelken açınca bir ada uzanır; ki burayı bazıları Akhilleus’un Adası; bazıları Akhilleus’un Koşu yolu/Yarış pisti, bazıları ise, renginden dolayı Leukē (beyaz) Adası olarak adlandırırlar. Thetis’in burayı çocuğu için denizden yükselttiği ve Akhilleus’un burada yaşadığı rivayet edilir. Ayrıca burada, Akhilleus’un tapınağı ve eski işçiliğe sahip tahtadan heykeli vardır. (2) Ada, insanlar tarafından terk edilmiştir; fakat az sayıda keçi otlar. Bunların Akhilleus’a adandıkları için, burada bulundukları söylenir. Bununla birlikte, ayrıca tapınakta oldukça değerli kaseler, yüzükler ve taşlar gibi, birçok adaklar yer alır. Bütün bu şükran adakları Akhilleus için buraya bırakılmıştır. Ayrıca, bazıları Romalılara bazıları da Hellenlere özgü vezinle yazılmış yazıtlar Akhilleus’u överler; aynı zamanda Patroklos’u öven yazıtlar da vardır: (3) Zira Akhilleus’u mutlu etmek istedikleri için, Akhilleus ile birlikte Patroklos’u da onurlandırırlar. Sayılamayacak kadar çok karabataklar, martılar ve deniz kargaları gibi, birçok kuş adada gecelerler. (4) Bu kuşlar Akhilleus’un tapınağında hizmet ederler. Her gün denize doğru uçmayı adet edinmişlerdir; kanatlarını ıslattıktan sonra, denizden tekrar, çabukça tapınağa doğru uçarlar ve tapınağa su çiseletirler. Bu işlemi güzel bir şekilde bitirdikten sonra, tapınağın tabanını tekrar kanatlarıyla süpürerek temizlerler.
ΧΧΙΙ
Οἳ δὲ καὶ τάδε ἱστοροῦσιν∙ τῶν προσεσχηκότων τῇ νήσῳ, ἱερεῖα τοὺς μὲν ἐξεπίτηδες πλέοντας εἰς αὐτὴν ἐπὶ ταῖς ναυσὶν κομίζειν, καὶ τούτων τὰ μὲν καταθύειν, τὰ δὲ ἀφιέναι τῷ Ἀχιλλεῖ∙
(2) τοὺς δέ τινας ὑπὸ χειμῶνος ἐξαναγκασθέντας προσέχειν, καὶ τούτους παρ᾽ αὐτοῦ τοῦ θεοῦ αἰτεῖν ἱερεῖον, χρωμένους ἐπὶ τῶν ἱερείων, εἰ λῷόν σφισιν καὶ ἄμεινον θῦσαι ὅτι περ αὐτοὶ τῇ γνώμῃ ἐπιλέξαιντο νεμόμενον, τιμὴν ἅμα καταβάλλοντες τὴν ἀξίαν σφίσιν δοκοῦσαν. (3) εἰ δὲ ἀπαγορεύοι ὁ χρησμός —εἶναι γὰρ χρησμοὺς ἐν τῷ νεῷ—, προσβάλλειν τῇ τιμῇ∙ εἰ δὲ ἔτι ἀπαγορεύοι, ἔτι προσβάλλειν. συγχωρήσαντος δὲ γιγνώσκειν ὅτι ἀποχρῶσα ἡ τιμή ἐστιν. (4) τὸ δὲ ἱερεῖον ἵστασθαι ἐπὶ τῷδε αὐτόματον, μηδὲ ἀποφεύγειν ἔτι. καὶ τοῦτο δὴ πολὺ ἀνακεῖσθαι τὸ ἀργύριον τῷ ἥρῳ τὰς τιμὰς τῶν ἱερείων.
XXII
İnsanlar, ayrıca adaya gemiyle gelmiş olanlardan: Belirli bir amaç uğruna yelken açanların adaya kurbanları gemiler üzerinde adamak için getirdiklerini, bunlardan bir kısmını kurban ettiklerini ve bir kısmını ise, Akhilleus için özgür bıraktıklarını;
(2) bununla birlikte bazılarının fırtına tarafından buraya gelmeye zorlanmış olduklarını, bunların bizzat tanrıdan kurbanların vasıtasıyla kehanete danışmaları için, bir kurban rica ettiklerini, bu yüzden otlağa giderek kendileri için daha uygun ve daha iyi olduğunu düşündükleri bir hayvanı seçip ve aynı zamanda kendileri için uygun görünen bir miktarı bedel olarak ödemelerinden sonra, kurban etmiş olduklarını anlatırlar. (3) Eğer kehanet bildirilmek istenmezse –zira tapınakta kehanet merkezleri olduğunu (söylerler)–, ücreti biraz daha yükseltmek gerekir; eğer hâlâ kehanet bildirilmek istenmezse, daha da arttırılmalıdır. İzin verildiği zaman ise, miktarın yeterli olduğu anlaşılır. (4) O zaman kurban, orada kendi isteğiyle durur ve bir daha oradan kaçmaya çalışmaz. Ayrıca, burada kurbanların ücretinden dolayı, çok miktarda paranın kahraman için adak olarak koyulduğunu aktarırlar.
XΧΙΙΙ
Φαίνεσθαι δὲ ἐνύπνιον τὸν Ἀχιλλέα τοῖς μὲν προ σχοῦσι τῇ νήσῳ, τοῖς δὲ καὶ πλέουσιν, ἐπειδὰν οὐ πόρρω αὐτῆς ἀπόσχωσιν, καὶ φράζειν ὅπου προσχεῖν τῆς νήσου ἄμεινον καὶ ὅπου ὁρμίσασθαι. οἳ δὲ καὶ ὕπαρ λέγουσι φανῆναί σφισιν ἐπὶ τοῦ ἱστοῦ ἢ ἐπ᾽ ἄκρου τοῦ κέρως τὸν Ἀχιλλέα, καθάπερ τοὺς Διοσκόρους∙ (2) τοσόνδε μόνον τῶν Διοσκούρων μεῖον ἔχειν τὸν Ἀχιλλέα, ὅσον οἱ μὲν Διόσκουροι τοῖς πανταχοῦ πλωϊζομένοις ἐναργεῖς φαίνονται καὶ φανέντες σωτῆρες γίνονται, ὃ δὲ τοῖς πελάζουσιν ἤδη τῇ νήσῳ. οἳ δὲ καὶ τὸν Πάτροκλόν σφισιν ὀφθῆναι ἐνύπνιον λέγουσιν. (3) τάδε μὲν ὑπὲρ τῆς νήσου τῆς τοῦ Ἀχιλλέως ἀκοὴν ἀνέγραψα τῶν ἢ αὐτῶν προσχόντων ἢ ἄλλων πεπυσμένων∙ καί μοι δοκεῖ οὐκ ἄπιστα εἶναι. (4) Ἀχιλλέα γὰρ ἐγὼ πείθομαι εἴπερ τινὰ καὶ ἄλλον ἥρωα εἶναι, τῇ τε εὐγενείᾳ τεκμαιρόμενος καὶ τῷ κάλλει καὶ τῇ ῥώμῃ τῆς ψυχῆς καὶ τῷ νέον μεταλλάξαι ἐξ ἀνθρώπων καὶ τῇ Ὁμήρου ἐπ᾽ αὐτῷ ποιήσει καὶ τῷ ἐρωτικὸν γενέσθαι καὶ φιλέταιρον, ὡς καὶ ἐπαποθανεῖν ἑλέσθαι τοῖς παιδικοῖς.
XXIII
Ayrıca adada olanlara Akhilleus’un görüntüsünün rüyada göründüğünü ve adadan pek uzakta olmayan ve o civarda yelken açanlara ise, adanın neresinin daha iyi olduğunu ve nerede demir atılması gerektiğini işaret ettiğini rivayet ederler. Bazı insanlar ise, tıpkı Dioskuros’lar gibi, Akhilleus’un görüntüsünün onlara uyanıkken gemi direğinin üzerinde ya da geminin pruvasının üzerinde görünmüş olduğunu söylerler: (2) Bu yüzden, sadece bu bakımdan, Akhilleus’un Dioskuros’lardan aşağı olduğunu anlatırlar; zira Dioskuros’lar deniz yolculuğu yapanlar için her yerde görülebilirdirler ve onların bilinen/görünen kurtarıcıları olmuşlardır; Akhilleus ise, sadece adasına yaklaşanlara görünür. Bazıları ise, Patroklos’un siluetinin onlara rüyalarında görünmüş olduğunu söylerler. (3) Akhilleus’un Adası üzerine raporumu ya adada bulunmuş olanlardan ya da başkalarından duyarak öğrenmiş olduğum şeylerden yararlanarak kaleme aldım ve bu şeyler bana inanılmaz değilmiş gibi geliyor. (4) Çünkü; eğer gerçeği söylemek gerekirse, soyluluğu, yakışıklılığı, ruh gücü ve yaşamdan erken ayrılmış olması bakımından karar verince ve Homēros’un onun hakkındaki şiirsel kompozisyonunda arkadaşına karşı beslediği sevgisi ve dostluğu nedeniyle, sevdikleriyle birlikte ölmeyi istemiş olduğu için ben, Akhilleus’un herhangi bir kahramandan üstün biri olduğuna inanıyorum.
ΧΧΙV
Ἀπὸ δὲ τοῦ Ψιλοῦ καλουμένου στόματος τοῦ Ἴστρου εἰς τὸ δεύτερον στόμα στάδιοι ἑξήκοντα. ἐνθένδε ἐπὶ τὸ Καλὸν καλούμενον στόμα στάδιοι τετταράκοντα. καὶ ἀπὸ τοῦ Καλοῦ ἐπὶ τὸ Νάρακον ὧδε ὀνομαζόμενον στόμα τέταρτον τοῦ Ἴστρου στάδιοι ἑξήκοντα. (2) ἐνθένδε ἐπὶ τὸ πέμπτον εἴκοσι καὶ ἑκατόν, καὶ ἔνθεν εἰς Ἰστρίαν πόλιν στάδιοι πεντακόσιοι. ἐνθένδε εἰς Τομέα πόλιν στάδιοι τριακόσιοι. (3) ἀπὸ δὲ Τομέως εἰς Κάλλατιν πόλιν ἄλλοι τριακόσιοι∙ ὅρμος ναυσίν. ἐνθένδε εἰς Καρῶν λιμένα ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν∙ καὶ ἡ γῆ ἐν κύκλῳ τοῦ λιμένος Καρία κληΐζεται. ἀπὸ δὲ Καρῶν λιμένος εἰς Τετρισιάδα στάδιοι εἴκοσι καὶ ἑκατόν. ἐνθένδε εἰς Βιζώνην χῶρον ἔρημον, στάδιοι ἑξήκοντα. (4) ἀπὸ δὲ Βιζώνης εἰς Διονυσόπολιν στάδιοι ὀγδοήκοντα. ἐνθένδε εἰς Ὀδησσὸν διακόσιοι∙ ὅρμος ναυσίν. ἐκ δὲ Ὀδησσοῦ εἰς τοῦ Αἵμου τὰς ὑπωρείας, αἳ δὴ εἰς τὸν Πόντον καθήκουσιν, στάδιοι τριακόσιοι ἑξήκοντα. καὶ δεῦρο ὅρμος ναυσίν. (5) ἐκ δὲ τοῦ Αἵμου εἰς Μεσημβρίαν πόλιν ἐνενήκοντα∙ ὅρμος ναυσίν. καὶ ἐκ Μεσημβρίας εἰς Ἀγχίαλον πόλιν στάδιοι ἑβδομήκοντα, καὶ ἐξ Ἀγχιάλου εἰς Ἀπολλωνίαν ὀγδοήκοντα καὶ ἑκατόν. (6) αὗται πᾶσαι αἱ πόλεις Ἑλληνίδες εἰσίν, ᾠκισμέναι ἐν τῇ Σκυθίᾳ, ἐν ἀριστερᾷ ἐσπλέοντι εἰς τὸν Πόντον. ἐκ δὲ Ἀπολλωνίας εἰς Χερρόνησον στάδιοι ἑξήκοντα∙ ὅρμος ναυσίν. καὶ ἐκ Χερρονήσου εἰς Αὐλαίου τεῖχος πεντήκοντα καὶ διακόσιοι. ἐνθένδε εἰς Θυνιάδα ἀκτὴν εἴκοσιν καὶ ἑκατόν
XXIV
Istros’un Psilon olarak adlandırılan ağzından, ikinci ağza 60 stadia mesafe vardır. Oradan Kalon olarak adlandırılan ağza 40 stadia. Ve Kalon’dan Narakon ismi verilen Istros’un dördüncü ağzına 60 stadia vardır. (2) Oradan beşinci ağza 120 ve ardından Istria kentine 500 stadia bulunur. Oradan Tomis kentine 300 stadia mesafe bulunur. (3) Tomis’ten Kallatis kentine yine 300 stadia olup, orada gemiler için demir atma yeri vardır. Oradan Karialıların Limanı’na 180 stadia’dır ve limanın etrafındaki arazi Karia olarak isimlendirilir. Karialıların Limanı’ndan Tetrisias’a 120 stadia vardır. Oradan ıssız bir yer olan Bizōnē’ye, 60 stadia’dır. (4) Bizōnē’den Dionysopolis’e 80 stadia çeker. Oradan Odēssos’a 200 stadia’dır ve orada gemiler için demirleme yeri vardır. Odēssos’tan Haimos Dağları’nın eteklerinin Karadeniz’e ulaştıkları yere ise, 360 stadia’dır ve burada gemiler için demir atma yeri vardır. (5) Haimos’tan Mesēmbria kentine 90 stadia olup, orada da gemiler için demirleme yeri bulunur. Mesēmbria’dan Ankhialos kentine 70 stadia ve Ankhialos’tan Apollōnia’ya 180 stadia’dır. (6) Bunların hepsi Karadeniz’in sol yakasına doğru yelken açılınca görülen Hellen kentleridirler ve Skythia topraklarında koloni olarak kurulmuşlardır. Apollōnia’dan Kherronēsos’a 60 stadia’dır ve burada gemiler için liman yeri vardır. Kherronēsos’tan Aulaiouteikhos’a 250 stadia; oradan da Thynias Burnu’na 120 stadia bulunur.
Ἀπὸ δὲ Θυνιάδος εἰς Σαλμυδησσὸν στάδιοι διακόσιοι. τούτου τοῦ χωρίου μνήμην πεποίηται Ξενοφῶν ὁ πρεσ-βύτερος, καὶ μέχρι τούτου λέγει τὴν στρατιὰν ἐλθεῖν τῶν Ἑλλήνων, ἧς αὐτὸς ἡγήσατο, ὅτε τὰ τελευταῖα σὺν Σεύθῃ τῷ Θρᾳκὶ ἐστράτευσεν. (2) καὶ περὶ τῆς ἀλιμενότητος τοῦ χωρίου πολλὰ ἀνέγραψεν, ὅτι ἐνταῦθα ἐκπίπτει τὰ πλοῖα χειμῶνι βιαζόμενα, καὶ οἱ Θρᾷκες οἱ πρόσχωροι ὅτι ὑπὲρ τῶν ναυαγίων ἐν σφίσιν διαμάχονται. (3) ἀπὸ δὲ Σαλμυδησσοῦ εἰς Φρυγίαν στάδιοι τριάκοντα καὶ τριακόσιοι. ἐνθένδε ἐπὶ Κυανέας εἴκοσι καὶ τριακόσιοι. αὗται δὲ αἱ Κυάνεαί εἰσιν, ἃς λέγουσιν οἱ ποιηταὶ πλαγκτὰς πάλαι εἶναι, καὶ διὰ τούτων πρώτην ναῦν περᾶσαι τὴν Ἀργώ, ἥτις εἰς Κόλχους Ἰάσονα ἤγαγεν.
(4) ἐκ δὲ Κυανέων ἐπὶ τὸ Ἱερὸν τοῦ Διὸς τοῦ Οὐρίου, ἵναπερ τὸ στόμα τοῦ Πόντου, στάδιοι τετταράκοντα. ἐνθένδε εἰς λιμένα Δάφνης τῆς Μαινομένης καλουμένης στάδιοι τετταράκοντα. ἀπὸ δὲ Δάφνης εἰς Βυζάντιον ὀγδοήκοντα. τάδε μὲν καὶ τὰ ἀπὸ τοῦ Βοσπόρου τοῦ Κιμμερίου ἐπὶ Βόσπορον τὸν Θρᾴκιον καὶ πόλιν Βυζάντιον.
XXV
Thynias’tan Salmydēssos’a 200 stadia’dır. Yaşlı Ksenōphōn, bu yerden eserinde söz etmiştir ve son kez Thrakialı lider Seuthēs’le birlikte sefer düzenlerken kendisi komutasındaki Hellenlerin ordusunun buraya kadar gelmiş olduğunu anlatır. (2) Ayrıca yörenin liman bakımından son derece elverişsiz olduğuna ilişkin birçok şeyler belirtmiştir, ki orada donanma fırtınayla mücadele edip batma tehlikesi altındayken yakınlarda oturan komşu Thrakialılar deniz kazasına uğramış/karaya oturmuş gemiler üzerine onlarla savaşırlarmış. (3) Salmydēssos’tan Phrygia’ya 330 stadia vardır. Oradan Kyaneai Adaları’na kadar 320 stadia’dır. Şairlerin eskiden başıboş gezindiklerini/çarpıştıklarını söyledikleri adalar, bu Kyaneai’dır ve bunların arasından ilk Argō gemisinin Iasōn’u Kolkhis’e götürürken, geçmiş olduğunu söylerler.
(4) Kyaneai Adaları’ndan Karadeniz’in ağzında yer alan Zeus Ourios’un kutsal alanına 40 stadia’dır. Oradan Çılgın Daphnē olarak adlandırılan limana 40 stadia çeker. Daphnē’den Byzantion’a ise, 80 stadia mesafe vardır. Kimmeria Bosporos’undan Thrakia Bosporos’una ve Byzantion kentine kadarki şeyler bunlardır.
Arriani Periplus Ponti Euxini [Arrianus’un Karadeniz Seyahati]. Çev.: Murat ARSLAN. Libri I (2015) 93-124. DOI: 10.20480/lbr.2015115472
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2015/lbr-0021