Salâhaddîn Devri’nde Akdeniz’de Eyyûbî Deniz Kuvvetleri
D. M. DEMİR
ISBN: 9786058086647
Sayfa: 200
Baskı Yılı: 2019
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Babil Kitap
LIBRI VI (2020) 379-381
Geliş Tarihi: 15.12.2020 | Kabul Tarihi: 25.12.2020
Elektronik Yayın Tarihi: 28.12.2020
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2020
D. M. DEMİR, Salâhaddîn Devri’nde Akdeniz’de Eyyûbî Deniz Kuvvetleri. İstanbul 2019. Babil Kitap, 200 Sayfa. ISBN: 9786058086647
Eyyûbîlere dair bilgi veren kaynakların genellikle Arapça başta olmak üzere yabancı dillerde yazılmış olması tarihi literatürde Eyyûbîler tarihinin aydınlatılmasına ve araştırılmasına yönelik eğilimleri azaltmıştır. Oysaki Salâhaddîn Eyyûbî’nin denizcilik faaliyetleriyle Haçlılara karşı mücadele vermesi ve Haçlıların Doğu Akdeniz’deki ilerleyişlerini yavaşlatmış, böylece Salâhaddîn Eyyûbî’nin denizcilik alanında yadsınamayacak katkıları olmuştur. Burada tanıtımını yaptığımız Salâhaddîn Devri’nde Akdeniz’de Eyyûbî Deniz Kuvvetleri isimli eser daha çok ana kaynakların İngilizce ve batı dillerinden tercümeleri kullanılmış olsa da Salâhaddîn Eyyûbî’nin denizcilik alanındaki faaliyetlerinin gün yüzüne çıkartılması açısından önemli bir araştırmadır. Bu eser yazar Doğan Mert Demir’in Salâhaddîn Eyyûbî Dönemi’nden önceki Mısır Denizciliği’nin durumuna, Salâhaddîn Eyyûbî dönemindeki gemi türlerine ve Haçlılarla yapılan deniz muharebelerine temas etmiş olduğu Yüksek Lisans Tezi’nin kitaplaştırılmış halidir.
Söz konusu eser Takdim (13-16), Giriş (17-21) kısımlarıyla başlamakta daha sonra üç ana bölümle devam etmektedir. Bu bölümler de kendi içinde ayrı alt başlıklara ayrılmışlardır. Bu bölüm ve alt başlıklardan sonra eser Sonuç (167-171), Kaynakça (173-192), Denizcilik Terimleri Sözlüğü (193-194) ve Dizin (195-200) kısımlarıyla nihayete ermektedir.
Takdim’de (13-16) yazar eserin nasıl ortaya çıktığını eserin bu dönemle ilgili çalışan araştırmacıların karşılaştıkları zorlukları ve bununla birlikte eserin hazırlanmasında katkıda bulunanlara teşekkürlerini sunmuştur. Giriş’te (17-21) yazar burada modern denizcilik teknolojisinin Ortaçağ’da atıldığını Eyyûbîlerin kendisinden ve Salâhaddîn’den önce Doğu Akdeniz’de yüzyıllardır denizcilik kültürü olduğunu Eyyûbîler de zamanın teknolojisiyle de gelişen bu kültürü miras aldığını ifade etmektedir. Ayrıca çalışmanın amacını, kaç bölümden oluşturduğunu konuda nasıl sınırlamalar yaptığı anlatılmaktadır.
Yazar Birinci Bölümü (23-69) kendi içinde altı alt başlığa ayırmıştır. İlk alt başlık olan Salâhaddîn’den Önce (23-45)’de yazar ilk önce yelkenli gemi teknolojilerinin ortaya çıkışını daha sonraki insanların zamanın birtakım şartlarından mütevellit bu gemilerin teknoloji ile değişime uğradığını artık deniz savaşlarında da faaliyet gösterdiğine değinmektedir. Ayrıca Doğan Mert Demir zaman içinde Akdeniz’de farklı dönemlerde bu deniz gücünün el değiştirdiğini, başta Doğu Roma gibi bu gücü elinde bulundurduğunu yalnız daha sonra bu gücün VII. yüzyılda İslâm dünyasına geçtiğini, İslâm donanmasının Doğu Roma ve Hint Okyanusu’ndaki farklı menşeilerin yapım tekniklerini alarak büyük bir denizcilik devrimi yaptığını, bu denizcilik kültürünün ise en fazla İslâm dünyasında Fatımiler döneminde parladığını, özellikle Eyyûbîlerin de bu mirası devraldığını ifade etmektedir.
Eyyûbî Denizciliği’nde Hammadde Tedariki (45-52) alt başlığında ise yazar Salâhaddîn’in Mısır’da köklü bir denizcilik geleneği devraldığını yalnız gemi yapımlarında kullanılan hammadde temininde sıkıntılar olduğunu bunun için de ilk önce kendi usulleriyle bu sorunu aşmaya çalıştığını ortaya koymaktadır. Ayrıca İtalyan şehir devletleriyle de anlaşarak hammadde teminini nasıl sağlandığına ilişkin bilgiler vermektedir. Personel (52-55) alt başlığı altında Eyyûbî denizcilerinin hangi topluluklara mensup olduğunu, gelirlerini ve Eyyûbîlerin denizcilik alanında hangi rütbe ve makamların Türkçe olarak ne anlama geldiğini okuyucuların bilgisine sunmaktadır. Tersanelerin Yapısı (55-62) alt başlığı altında İslâm ordularının ele geçirdiği yerlerde kendinden önceki tersaneleri kullandığını ayrıca tersanelerin hangi tür gemiler ürettiklerini, bu tersanelerin nerede olduğunu Mısır’da hangi isimlerle tersaneler olduğuna değinmektedir. Salâhaddîn’in Deniz Kuvvetleri Görevleri (62-68)’nde ise deniz kuvvetlerinin hangi kısımlardan oluştuğu ve bunların görevlerinin ne olduğuna değinilmektedir. Eyyûbî Deniz Kuvvetlerinin Sahip Olduğu Teknoloji (69-70) başlığında anlatılmak istenen Eyyûbîlerin gemicilik alanında ne kadar geliştiklerini Haçlıların kendi filosuyla Eyyûbî filosunu karıştırmasını, bu dönemde Eyyûbîlerin gemicilik teknolojisinde ne kadar ilerleme kaydetmiş olduğunu ifade etmektir.
Eserin ikinci Bölümü ise Salâhaddîn’in Gemileri (71-90) başlığını taşımaktadır ve konu burada yazar tarafından iki alt başlık halinde ele alınmıştır. Salâhaddîn Devrinde Kullanılan Gemi Türleri (71-83)’nde yazar Eyyûbîlerin Şini, Tarida, Harraka, Şelendî, Berkûş, Hammale, Butsa, Azazi, Uşari ve Şebbâre gibi gemi tiplerini kullandıklarına ve bunların hangi alanlarda görev yaptıklarına vurgu yapılmaktadır. Salâhaddîn’in Deniz Kuvvetleri Donanımı (83-90) başlığında yazar gemi teknolojilerinde hangi aletlerin kullanıldığı ve işe yararlılıklarını anlatmaktadır. Ayrıca yazar Neft kullanımının Eyyûbî deniz kuvvetlerinde vazgeçilmez bir malzeme olduğunu belirtmektedir. Yine Eyyûbîlerin kullandığı çengel, tabut ve bâsilîk gibi araçların yanı sıra mancınık hakkında da malumat vererek mancınığın kuşatmalardaki rolünü ve kullanma şekillerini örnekler ışığında anlatmıştır. Ardından eserin üçüncü bölümünde Salâhaddîn’in Hayali (91-166) başlığını kendi içinde on beş alt başlığa ayırmıştır. Bizans Haçlı İttifakı ve Bu İttifakın Mısır Üzerine Düzenlediği Sefer (92-96)’de yazar Şirkûh’un Mısır’ı almasından sonra Haçlıların Doğu Roma ile ittifak yaptığını Mısır kuşatmasında Doğu Roma ve Haçlıların nasıl bir yol izlediğini ve buna karşı Salâhaddîn’in aldığı önlemlerin ayrıntıları hakkında bilgi vermektedir.
Salâhaddîn Eyyûbî’nin Sultanlığında Deniz Kuvvetleri (96) başlığı altında yazar Salâhaddîn’in Fâtımî Halifesi’nin ölümünden sonra Mısır’da güçlenmesi ve bağımsız olmasına değinilmektedir. Sicilya Donanması’nın İskenderiye ve Tinnis Çıkartmaları (96-101)’nda Kudüs Kralı’nın Salâhaddîn’e karşı batıdan yardım istemesini ve bu teklife Sicilya Normanlarının cevap verdiğini daha sonra ise yazar Sicilyalıların önce Mısır’ı ve sonra Tinnis’i kuşatma altına almalarını bu kuşatmaların Eyyûbî denizciliğine olan etkilerine değinmektedir. Eyyûbîlerin Mağrib Seferi ve Denizcilik (101-104)’te yazar tarafından Mağrib seferi ile ilgili olarak Eyyubilerin Mağrib seferini kendileri yapıp yapmadıklarını veya yapmadılarsa da kimler tarafından yapıldığı ne için yapıldığına ilişkin konulara temas etmiştir. Bizans Haçlı İttifakının Mısır Üzerine Sefer Hazırlıkları ve Bu İttifakın Bozulması (105-108)’nda yazar Salâhaddîn’in devletini kurmasından kısa bir süre sonra büyük bir coğrafyaya hâkim olmasını bu durumun Kudüs Krallığı’nı rahatsız etmesini Doğu Roma’yla ittifak arayışına girmelerini, ancak seferin yapılamadığını ve yapılamamasının nedenlerini ele almıştır. Eyyûbî Donanmasının 1179 Yılında Giriştiği İlk Faaliyetleri (108-110)’nde Eyyûbîlerin ilk deniz seferlerini Doğu Roma limanlarına yaptıkları ve bu başarıyla birlikte Eyyûbîlerin artık denizde güçlerinin olduğunu vurgulanmaktadır.
Eyyûbî Donanmasının Arvad Adası ve Tartus Seferleri (110-113)’nde Arvad ve Tartus adalarının Suriye için önemi, Haçlılara kadar buranın durumu, Trablus Kontluğu altındaki Arvad ve Tartus kuşatması ve kuşatma sonunda Trablus kontluğu ile yapılan anlaşmanın sonuçları okuyucuya aktarılmıştır. Kudüs Krallığının ve Bedevi Korsanların 1181 Yılındaki Mısır Baskınları (113-116) yazar burada Kudüs Haçlılarının denizcilik konusunda bazı konularda zayıf olmasına rağmen Mısır’a belli sayıda Haçlı filosu göndermeleri, bunun başarısızlıkla sonuçlanması ve bu durumun Eyyûbîleri ne gibi tedbirler almaya sevk ettiği değerlendirilmektedir. Eyyûbî Donanmasının 1182 Beyrut Kuşatması (116-122)’nda ise önce Beyrut’un tarihi geçmişivle Haçlılar tarafından ele geçirilmesi anlatıldıktan sonra Beyrut’un Eyyûbîler için stratejik bir önem arz edişi ve Eyyûbîlerin 1182’de Beyrut’u karadan ve denizden kuşatması, buna karşılık IV Boudain’in aldığı önlemler anlatılmaktadır. Renaud De Châtillion’un Kızıldeniz Baskını (122-126) başlığında Renaud De Châtillion’un bu saldırısının planlı ve hazırlıklı bir sefer olduğu, Renaud’un yapmış olduğu hazırlıklar, hangi kale ve limanlara saldırdığı ve Eyyûbîlerin buna karşı yaptığı seferler hakkında bilgiler vermektedir.
Dimyat Filosunun 1183 Akdeniz Seyrüseferi ve Hittîn Savaşına Kadar Eyyûbî Deniz Kuvvetleri (126-129)’nde Eyyûbî deniz kuvvetlerinin dönemin şartlarına bağlı olarak etkin bir güç olduğu, Dimyat filosunun ikiye ayrılarak bazı bölgelere seferler düzenlediği ve buraları ele geçirdiği aktarılmaktadır. Hittîn Savaşı’ndan Sur Kuşatmasına Kadar Eyyûbî Deniz Kuvvetleri (129-134) başlığında ise Salâhaddîn Eyyûbî’nin Hıttîn Savaşı’ndan sonra Suriye sahil şeridini ele geçirmek için harekete geçtiği ilk önce Akka, Yafa ve Beyrut’u ele geçirdiği, ama Salâhaddîn’in stratejik bir hata yaptığı, halkın da Kudüs’ün fethini çok istemesinden dolayı Sûr yerine Kudüs’ü muhasara altına aldığı, bu hata ile de III. Haçlı Seferi’nde Haçlıların bölgede savaşmadan stratejik bir bölgeye sahip olduğu anlatılmaktadır.
Eyyûbî Deniz Kuvvetlerinin Sûr Muhasarası (134-144) başlığında ise ilk olarak Sûr şehrinin genel tarihi geçmişine, Haçlıların şehri ele geçirmesine, Haçlılar için önemine Kudüs’ün fethinden sonra Haçlılar için önemli bir merkez haline gelmesine, Eyyûbîlerin Sûr seferi için hazırlıklarına ve Haçlıların aldığı tedbirler sebebiyle Eyyûbîlerin Haçlılar tarafından Sûr limanında yenilmesine vurgula yapılmaktadır. Antakya Prinkepsliği Üzerine Çıkılan Sefere Karşı Sicilya Donanmasının Yardıma Gelmesi (144-146) başlığından da Suriye’nin tam anlamıyla hâkimiyeti için Eyyûbîlerin Antakya üzerine sefere çıktığı, ancak bu sefer esnasında Sicilyalıların donanma olarak Antakya için yardıma gelmesi, Salâhaddîn’in bu sefer için yanında donanma getirmemesi süreci ele alınmıştır. Ayrıca Salâhaddîn’in akabinde sahil güvenliği için bazı tedbirler aldığı ve Antakya Seferi aşamasında bazı bölgelerin nasıl ele geçirdiği belirtilmektedir.
III. Haçlı Seferi Eyyûbî Donanmasının Çöküşü (146-166)’nde yazar Eyyûbîlerin Sûr kuşatmasından sonra denizcilikte geriye gittiklerini iddia etmektedir. Ayrıca Haçlıların Akkâ kuşatmasında Eyyûbîler tarafından karada ve denizde Haçlılara karşı çok iyi mücadele verdiklerini ve Salâhaddîn’in bu muhasara sırasında İslâm devletlerinden yardım istediğini, ancak gerekli yardımın gelmediğini ifade etmektedir. Akkâ’nın Haçlılar tarafından ele geçirilmesini Akkâ’dan sonra da Haçlılar ile Salâhaddîn’in mücadelesinin devam etmesi sebebiyle iki tarafın ordularının yorulması sonucu barış anlaşması yapıldığını anlatmaktadır. Eser Salâhaddîn’in ölümüyle de sona ermektedir. Eserin Sonuç (167-171) kısmında da Mısır’ın konumu dolayısıyla denizcilik kültürünün burada gelişmiş olduğu, kendisinin de bunu devralarak bu kültürü geliştirdiği ve Haçlılara karşı iyi mücadeleler verdiği aktarılmış, ayrıca kendisinden öncekilerden aldığı bu kültürü geliştirerek kendisinden sonra kurulan Bahrî Memluklerine de devrettiği anlatılmaktadır.
Eyyûbî denizciliği açısından önemli bilgiler ihtiva eden Salâhaddîn Devrinde Akdeniz’de Eyyûbî Deniz Kuvvetleri adlı eser Eyyûbîler devleti gibi araştırılmayı bekleyen önemli bir döneme ışık tutması bakımından oldukça kıymetli bir çalışmadır. Eserde Eyyûbîlerin Salâhaddîn dönemindeki denizcilik faaliyetleri hakkında teferruatlı bilgilere ulaşmak mümkündür. Çalışmada resimler ve alıntılara da yer verilmiş olması anlatılan konulara farklı bakış açıları getirmiştir. Bu bakımdan eser tarihe yeni bakış açılarının kazandırılması ve işe yeni başlayacak olan araştırmacılara yol göstermesi bakımından oldukça faydalıdır.
Akdeniz Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Emrah DÖLEK
emrahdolek@hotmail.com
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2020/lbr-0278