Mimarlığın Özü ve Mimari Yaratım
August SCHMARSOW – Konrad FIEDLER
ISBN: 9786056717826
Sayfa: 101
Baskı Yılı: 2017
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Janus Yayıncılık
LIBRI V (2019) 169-170
Geliş Tarihi: 20.08.2019 | Kabul Tarihi: 24.10.2019
Elektronik Yayın Tarihi: 12.11.2019
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2019
A. SCHMARSOW – K. FIEDLER, Mimarlığın Özü ve Mimari Yaratım. İstanbul 2017. Janus Yayıncılık,
101 Sayfa. Çev. A. Tümertekin-N. Ülner. ISBN: 9786056717826
Kitap; İçindekiler (6), Mimari Yaratım Özü (7-42), Mimarlığın Özü ve Tarihine İlişkin Değinmeler (43-92), Yaşam Öyküleri (93-101) olarak üç bölümden oluşmaktadır.
Mimari Yaratım Özü (7-42) bölümünde yazar; Mimarlığın kökeni ve içteki özünü sorgulamanın vakti gelmedi mi? Mimari yaratımın özü konusunu sorgulayan tarihçinin kendi kendisine, peşinen, alacağı karşılığın hiçbir yenilik barındırmayacağını söyleyebilir miyiz? Roma’daki Pantheon’la veya Köln Katedrali’yle, Eskimolar’ın igloo’suyla ya da göçerlerin çadırıyla ne ortak yanı var? Mimarlık bugün de yaratımının eskilere uzanan ve el üstünde tutulan iç özelliklerine geri dönüp mekan yaratıcısı olarak insanların genel kitlesinin gönlüne girmenin bir yolunu bulamaz mı?. sorularının cevaplarını yanıtlarken, Ruhun bedeni kendi örneğine göre inşa ettiği, mimarlık tarihi mekan duygusunun tarihi ve bundan dolayı da bilinçli de, bilinçsiz de olsa dünya görüşleri tarihinin temel bileşenleri olduğunu savunmaktadır.
Mimarlığın Özü ve Tarihine İlişkin Değinmeler (43-92) başlıklı bölümde ise; yapılan mimari araştırmalar sayesinde, kullanılan malzemelerin tarihsel anlamda düzenleyebildiklerini, mimari eserleri sadece gerçekleştirdikleri çağa göre sınıflandırmakla yetinmeyip, doğalarını sorgulamalarını ve ortaya çıkışlarının tarihlerini de incelediklerini anlatmaktadır. Fiedler bunun sonucunda tarihsel araştırmalar, konuyu daha derinlemesine kavramak isteyen araştırmacının gözünden ancak dışsal, yüzeysel ve önemsiz sayılan fenomenlerle sınırlamış ve bu tür tarihsel yazılar ve gözlemleri olan Gottfried Semper’in, tarihsel gözlem ve araştırmaya alışılmadık derinlikte bir sanatsal anlayış sağlayan, “Der Stil in den technischen und tektonischen Künsten” adlı kitabından üç bölüme yer vermiştir. Birinci bölümde (53-66), Semper elde bulunan malzemelerin doğası ve yaşamın kendi gerekleri tarafından koşullandırılan ilkel mimari biçimlerin, Antikçağ mimarlık eserlerinde peş peşe uğradıkları dönüşümler yollarını içermektedir. İkinci bölümde (67-80), Yunan mimarlık sanatında hayran kaldığımız o sanatsal mükemmelliğe yaklaşabilen eserler vermediğini kabul edemeyen analizler ve Yunan mimari biçimleri mükemmelliğin zirvesinden aşağı inerken, bir yandan da yeni bir evrimin öğelerini karşılaştırılmaktadır. Son bölüm olan üçüncü bölümde (81-92), Mimarlık alanında Yunan sonrası ortaya çıkan bütün mimariler arasında sadece Roman mimarinin yeni ve bağımsız bir sanatsal gelişimin belirtilerini ve 11. ve 12. Yüzyıla ait mimarlık eserlerinde söz konusu kökenlerin nasıl biçimlerde dile getirildiğini anlatmaktadır. Kitabın sonunda, yazarlarımızın yaşam öykülerine (93-101) yer verilmiştir.
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
Özgün ARSLAN (MA.)
crow1creative@gmail.com
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2019/lbr-0206