Selçuklu Hanımları Kira Hatun ve Raziye Devlet Hatun (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Selçuklu Sultanları ile İlişkileri)
Mehmet Ali HACIGÖKMEN
ISBN: 9786051960296
Sayfa: 95
Baskı Yılı: 2017
Baskı Yeri: Konya
Yayınevi: Çizgi Kitabevi
LIBRI III (2017) 79-84
DOI: 10.20480/lbr.2018016
Geliş Tarihi: 16.01.2018 | Kabul Tarihi: 21.01.2018
Elektronik Yayın Tarihi: 25.01.2018
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2018
M. A. HACIGÖKMEN, Selçuklu Hanımları Kira Hatun ve Raziye Devlet Hatun (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Selçuklu Sultanları ile İlişkileri). Konya 2017. Çizgi Kitabevi, 95 sayfa (5 fotoğraf ile birlikte). ISBN: 9786051960296
Eserin müellifi Mehmet Ali Hacıgökmen, Ankara Üniversitesi, Tarih Bölümü’nden 1989 yılında mezun olduktan sonra 2001 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora çalışmasını tamamlamıştır. 2006 yılında Yardımcı Doçent olarak atandığı Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Anabilim dalında 2013 yılında Doçent olmuştur. Halen adı geçen üniversitede çalışmalarına devam eden müellif, Selçuklu tarihi ve Ahi teşkilatı ve de kültürü üzerine araştırmalarına devam etmektedir.
Eser İçindekiler (7-8), Önsöz (9-10) ve Kısaltmalar (11) kısımlarıyla başlamakta, dört müstakil bölüm ile devam etmektedir. Birinci bölüm (13-27) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Kira Hatun ile Evliliği ve Çevresindeki Hanımların Unvanları başlığı altında beş alt başlık, Sonuç ve Kaynaklar kısmından oluşmaktadır. İkinci bölümde (29-46) Kadınhanına Adını Veren Danişmendli Raziye Devlet Hatun başlığı altında beş alt başlık, Sonuç, Kaynakça ve Ek olarak Raziye Devlet Hatun’a ait iki vakfiye fotoğrafı bulunmaktadır. Üçüncü bölüm (47-68) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Selçuklu Sultanları ile İlişkileri başlığı altında Giriş, iki alt başlık, Sonuç ve Kaynakça kısımlarından meydana gelmektedir. Eserin son bölümü (69-92) ise Menâkıb-ı Şeyh Evhadü’d-Dîn-i Kirmânî’de Geçen Selçuklu Tarihi ile İlgili Bilgiler başlığı altında Giriş, iki alt başlık, Sonuç ve Kaynakça kısımlarından müteşekkildir. Eserde ek olarak (93-95) beş adet fotoğraf bulunmaktadır. Her bir bölümün kendine ait sonuç kısmı bulunması sebebiyle eserde müstakil bir Sonuç kısmı yer almamaktadır.
Önsöz (9-10) kısmında eserin, müellifin daha önce yayınlanan makalelerinden oluştuğu belirtilmektedir. Ayrıca her bir bölüm hakkında ayrı ayrı bilgiler verilmekte ve kitabın hazırlanmasında emekleri geçen Arş. Gör. Hatice Aksoy, Arş. Gör. Abdullah Burgu ve Selma Dülgeroğlu’na teşekkür edilmektedir.
İlk bölüm olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Kira Hatun ile Evliliği ve Çevresindeki Hanımların Unvanları (13-27) bölümünde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin kısaca gençlik hayatından, ailesi ile beraber Larende’ye gelişinden ve Gevher Hatun ile evliliğinden ve bu evlilikten doğan çocukları Veled ve Alaeddin’den bahsedilmektedir. Bununla birlikte Gevher Hatun’un ailesi hakkında bilgiler verilmekte, annesine Kira-yi Buzurg denildiği, babası Şerafeddin Semerkandî’nin çocukları Veled ve Alaaddin’e lalalık yapması sebebiyle lala denildiği belirtilmektedir. Kira Hatun Kimdir? alt başlığı altında Mevlânâ’nın ikinci eşi Kira Hatun hakkında kaynakların el verdiği ölçüde, Kira İsminin Anlamı ve Kökeni alt başlığı altında Kira kelimesinin Arapça olduğunu düşünen A. B. Gölpınarlı ile Türkçe olduğunu iddia eden N. Uzluk ve Z. V. Togan’ın aksine kelimenin Yunanca olduğu ve “hanım” manasına geldiği iddia edilmekte, Kira Hatun’un Soyu ve Ailesi alt başlığı altında ise Mevlana ile Şemseddin İsfahani ve II. İzzeddin Keykavus münasebetleri hakkında bilgiler verildikten sonra Kira Hatun’un II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi Berduliye Hatun’un ailesine mensup olduğu ileri sürülmektedir. Kira İsminden Türeyen Unvanlar kısmında Kiramana (Sultan Veled’in Süt Annesinin Unvanı) ve Kirake (Sultan Veled’in Zevcesi Fatıma Hatun’un Unvanı) olarak iki tali başlık altında bazı tespitler yapılmıştır. Kiramana isminin Kiramana, Keram Ana ve Kira Ana olarak muhtelif şekillerde okunuşlarından bahsedilmiştir. Akabinde, Kira Hatun’a hürmeten Sultan Veled’in sütannesine verilen bir isim olduğuna değinilmiş, Kirake kelimesinin Gölpınarlı tarafından Kerrake ve Kerraçe şeklinde okunduğu, Togan’a göre Gere-aka şeklinde bir kelimeden geldiği, Tahsin Yazıcı’nın Kirake/Kiraçe isminin kökeninin Yunanca Kiratsa kelimesinden geldiği ve Kira kelimesinin küçültme eki olduğu şeklindeki görüşleri nakledilmiştir. Eflakî’nin, Sultan Veled’in eşinin isminin Fatıma Hatun olduğu bilinmesine rağmen ona Kirake Hatun demesi sebebiyle Kira Hatun’un Mevlana’nın ailesinde oldukça etkili olduğu vurgulanmış ve Yazıcı’nın görüşleri isabetli bulunmuştur. Kira İsmi ile Aynı Anlama Gelen Unvanlar alt başlığı altında Efendipula (Mevlânâ’nın Kızı Melike Hatun’un Unvanı) ve Despina olmak üzere iki tali başlık altında devam edilmiştir. Efendipula kelimesinin “efendi” ve “pula” kelimelerinden geldiği ifade edilerek efendi kelimesinin Yunanca bey, saygı hitabı, sayın, bay, koca, centilmen, mazbut, sahip, bey, ağa, hâkim, baş, reis, hükümdar, emir gibi manalara geldiği, bu kelimenin “kyr” kelimesi gibi XII. asırda Anadolu Türkçesi’ne geçtiği söylenilmektedir. Pula kelimesinin de Yunanca “zade” manasında geldiği belirtilerek Türkçe bula (yenge, hala) ve bala (kuş ve hayvan yavrusu, çocuk, yardımcı çırak) kelimeleriyle anlam benzerlikleri olduğu ifade edilmektedir. Despina ismine Eflakî’de Ulu Arif Çelebi’nin kızı Melike Hatun’dan bahsedilirken rastlandığı bahsedilmekte ve bununla birlikte kelimenin Yunanca Hanım manasına geldiği ifade edilmektedir. Sonuç kısmında yukarıda verilen bilgiler kısaca özetlenerek Mevlânâ Celâleddîn’in ailesine mensup hanımlara verilen unvanların Yunanca kökenli olduğu belirtilmiş, Kira Hatun’un kimliği ve niçin Kira unvanı aldığını meselesi aydınlatılmaya çalışılmıştır. Kaynaklar kısmında bu bölüm yazılırken dipnotlarda atıf yapılan bütün kaynakların isimleri künyeleriyle beraber verilmiştir.
İkinci Bölüm olan Kadınhanına Adını Veren Danişmendli Raziye Devlet Hatun kısmında Selçuklu siyasî ve sosyal hayatında faaliyetleri ile öne çıkan bazı hanımlar zikredilerek Raziye Devlet Hatun’u da öne çıkan bu hanımların içine konulması gerektiği ifade edilmektedir. Raziye Devlet Hatun’un birçok hayır ve hasenâtı olmasına rağmen hayatı ile ilgili bazı karanlık noktaların bulunduğu ve bu karanlık noktaların yazar tarafından aydınlatılmasına çalışıldığı belirtildikten sonra Raziye Devlet Hatun’un Danişmendli Yağıbasanoğlu Muzaffereddin Mahmud’un kızı olduğu ortaya konulmaktadır. Bölümün alt başlığı olan Danişmendli Selçuklu Akrabalık İlişkileri ve Raziye Hatun kısmında, Türkiye Selçukluları Danişmendliler arasındaki bağın Kutalmış ve Danişmend Gazi’nin babası Ali Taylu’ya kadar dayandığı belirtilmektedir. Sonra I. Mesud’un Danişmendli Emir Gazi’nin damadı olduğu aktarılmaktadır. Akabinde, Sultan Mesud’un oğlu Ankara ve Çankırı Meliki Şahinşah’ın Danişmendli Nizameddin Yağıbasan’ın kızı ile evlendiği, daha sonra Yağıbasan’ın Selçuklu hizmetinde bulunan çocuklarının isimleri zikredilerek Selçuklu Devleti’nde evlad-ı Yağıbasan adıyla anıldıkları ifade edildikten sonra çöken Danişmendli Beyliği’nin askerleri ve büyük bir nüfusa sahip göçerlerinin Selçuklu hizmetine girdiği anlatılmaktadır. Devamında I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğlu Malatya Meliki I. İzzeddin Keykavus’un Danişmendli Nizameddin Yağıbasan’ın torunu Raziye Hatun ile evlendirildiği ve Raziye Hatun’un Devlet Hatun adıyla 1213 ve 1223 tarihli iki vakfiyesinin bulunduğundan bahsedilmektedir. Raziye Devlet Hatun’un Adı ve Soyu ile İlgili Bilgiler alt başlığının bulunduğu kısımda, Konya’nın Kadınhanı denilen ilçesinde bulunan Han’ın ve Konya’nın Hatuniye Mescidi’nin kitabelerinden Raziye Devlet Hatun’un Nizameddin Yağıbasan oğlu Muzafferüddin Mahmud’ın kızı olduğu bilgisine ulaşıldığı ifade edilmektedir. Danişmendli Raziye Devlet Hatun’un I. İzzeddin Keykavus ile Evliliği Meselesi isimli alt başlıkta Raziye Hatun’un Selçukluların gelini olduğu ve sadece I. İzzeddin Keykavus ile evlenmiş olabileceği anlatıldıktan sonra Yağıbasanoğullarının I. İzzeddin ve I. Alâeddin’in taht mücadelesi sırasında gerçekleştirdikleri faaliyetlerinden bahsedilmektedir. Raziye Devlet Hatun’un Ailesi alt başlığı altında ise Raziye Devlet Hatun’un babası Muzafferüddin Mahmud’un I. Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde Aksaray Valiliği ve Aksaray’da yaptırmış olduğu mimari eserler hakkında bilgi verilmektedir. Akabinde, Zahirüddin İliğ’in siyasi faaliyetleri, Raziye Hatun’un kardeşi Bedreddin Bireminî el-Arusî ve Raziye Devlet Hatun’un kız kardeşi Adsız (Etsüz) Elti Hatun hakkında bilgiler verilmektedir. Sarayönü İsmi Raziye Devlet Hatun Sarayı’ndan mı (Tâk-ı Menkûşî) Geliyor? isimli alt başlıkta Sarayönü ilçesinin isminin Raziye Devlet Hatun Sarayı’ndan gelip gelmediği tartışılmakta, Raziye Hatun’un yaptırmış olduğu Han (Kadın Hanı) ile Güdük Minare ve Hatuniye Mescidi hakkında tali başlıklar altında bilgiler verilmektedir. Sonuç kısmında ise verilen bilgilerin genel bir değerlendirmesi yapılmaktadır. Kaynaklar kısmında yararlanılan arşiv belgeleri ve eserlerin listesi verilmiş, ayrıca Ek-1 ve Ek-2 kısmında Raziye Devlet Hatun’a ait iki adet Arapça vakfiye fotoğrafları eklenmiştir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Selçuklu Sultanları ile İlişkileri başlığı ile başlayan üçüncü bölümün Giriş kısmında Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’den, onun ilişkiler kurduğu devlet adamlarından ve bu hususta yapılmış çalışmalardan bahsedilmektedir. 1221-1237 Yılları Arası Bahâeddin Veled ve Mevlânâ Celâleddîn’in I. Alaeddin Keykubat ile İlişkileri, alt başlığı altında Mevlânâ’nın babası Bahâeddin Veled ile I. Alaeddin Keykubat ilişkileri ve Mevlâna Celâleddîn ile I. Alaeddin Keykubat ilişkilerine tali başlıklar altında yer verilmiştir. Devamında ise 1232-1277 Yılları Arası Mevlânâ Celâleddîn’in Selçuklu Sultanları İle İlişkileri alt başlığı altında Mevlânâ Celaleddîn ile II. Gıyaseddin Keyhüsrev ilişkileri, Mevlânâ Celâleddîn’in II. İzzeddin Keykavus ile ilişkileri ve Mevlânâ Celâleddîn’in IV. Rükneddin Kılıçarslan ile ilişkileri ayrı ayrı tali başlıklar altında anlatılmaktadır. Bölümün Sonuç kısmında Mevlânâ’nın babası Bahâeddîn Veled’in Anadolu’ya geldikten sonra Larende’ye yerleşmesi, buraya yerleşmesinde etkili olan Konya’nın güçlü surlarla çevrili olmasının yanında Bedreddin Gühertaş ile Bahâeddin Veled’in yakın ilişkiler içerisinde olması gibi sebeplerin bulunduğu zikredilmektedir. Bununla birlikte Bahâeddîn Veled ve oğlu Celaleddîn Rûmî’nin Sultan Alaeddin Keykubat ile ilişkiler kurmasında yine Bedreddin Gühertaş’ın etkili olduğu belirtilmektedir. Ayrıca II. İzzeddin Keykavus’un Mevlânâ ile ilişkilerinin baba-oğul ilişkileri gibi seyrettiği ve Mevlânâ’nın Sultan’a Oğlum! diye hitap ettiği, aynı şekilde IV. Rükneddin Kılıçarslan ile ilişkilerin de bu minvalde olduğu ifade edilmektedir. Son olarak Mevlâna’nın Moğol taraftarı olmadığı belirtilmiştir. Kaynakça kısmında bu bölümün yazılmasında istifade edilen eserler künyeleri ile birlikte zikredilmektedir.
Menâkıb-ı Şeyh Evhadü’d-Dîn-i Kirmânî’de Geçen Selçuklu Tarihi İle İlgili Bilgiler eserin son bölümüdür. Bu bölümde Türkiye Selçuklu Devleti’nin erken dönemine ait Arapça ve Farsça kaynakların olmadığından bahsedilmektedir. Akabinde, Bizans kronik yazarlarının da tarihi kendi açılarından yazdıklarından, I. Alaeddin Keykubat dönemine kadar kaynakların bu şekilde olduğundan, bu dönemden sonra Arapça kaynakların dolaylı olarak Türkiye Selçuklularından bahsettiğinden, Farsça kaynakların doğrudan Selçuklu tarihi ile bilgiler verdiğinden, bu döneme ait Türkçe kaynağın bulunmadığından bahsedilen Giriş kısmı bulunmaktadır. Devamında Menakıpnamelerin Selçuklu Tarihi Bakımından Değeri alt başlığı altında menakıpnameler hakkında Türkiye’de yapılan çalışmalara kısaca değinilmekte ve menakıpnamelerin masal, destan ve efsaneler gibi olağanüstü durumları olsa da menakıpnamelerde geçen isimlerin gerçek şahıslar olduğu, bir takım tarihi olaylara ve şahsiyetlere dair bilgilerin bulunmasından dolayı tarihi önemi vurgulanmaktadır. Menâkıb-ı Şeyh Evhadüddîn-i Kirmânî’de Geçen Selçuklu Tarihi İle İlgili Bilgiler alt başlığı altında ise Şeyh Evhadüddîn-i Kirmânî ve menakıpnamesi hakkında bilgiler verildikten sonra menakıpnamenin ilgili kısımlarının tercümesi italik olarak nakledilmektedir. Sonrasında, I. Alaeddin Keykubat’ın Esaretten Kurtarılmak İstenmesi ve I. İzzeddin Keykavus’un Zehirlenmesi olarak iki tali başlık altında menakıpnamenin verdiği bilgiler tahkik edilerek Anadolu Selçuklu tarihi hakkında önemli tespitlerde bulunulmuştur. Sonuç kısmında menakıpnamenin verdiği bilgilerin tarihi vakalara uygun olmasının yanında, menakıpnameden Danişmendli Türkmenleri ile Evhadîlerin ilişkiler içerisinde bulunduğu belirtilmektedir. Kaynakça kısmında kitabın son bölümünde yararlanılan eserlerin tam bir listesi künyeleri ile birlikte verilmiştir.
Kitabın son sayfalarında Tilbaşar (Tell-i Başir) Kalesi’nin, Minşar Kalesi’nin Surlarının, Minşar Kalesi’nin Giriş Kapısının, Minşar Kalesi’nin Zindanının, Minşar Kalesi’nin Üstünde Abdulvahhab-Mar Ahron Manastırı’nın fotoğrafları bulunmaktadır.
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
Halil İbrahim ŞAYLAN (MA)
saylanhalilibrahim@gmail.com
H. İ. Şaylan, Selçuklu Hanımları Kira Hatun ve Raziye Devlet Hatun (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Selçuklu Sultanları ile İlişkileri). Yazar: M. A. Hacıgökmen, Libri IV (2018) 79-84. DOI: 10.20480/lbr.2018016
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2018/lbr-0146