LIBRI
Epigrafi, Çeviri ve Eleştiri Dergisi
  • tr
  • en
  • Ana Sayfa
  • Dergi Hakkında
  • Son Sayı
  • Arşiv
  • Yayın Etiği
  • Yayın Gönderme
  • Yazım İlkeleri
  • Yayın Süreci
  • İletişim
Anasayfa » 2016 » Moğol Dönemi İran’ında Kadın

Moğol Dönemi İran’ında Kadın

Moğol Dönemi İran’ında Kadın

Şirin BEYÂNÎ

ISBN: 9789751630162
Sayfa: 172
Baskı Yılı: 2015
Baskı Yeri: Ankara
Yayınevi: Türk Tarih Kurumu Yayınları

LIBRI II (2016) 533-535
DOI: 10.20480/lbr.2016050
Geliş Tarihi: 12.12.2016 | Kabul Tarihi: 27.12.2016
Elektronik Yayın Tarihi: 31.12.2016
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2016

pdf  PDF indir

references  PDF görüntüle

info  Atıf Düzeni

Ş. BEYÂNÎ, Moğol Dönemi İran’ında Kadın. Ankara 2015. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 172 sayfa (6 resim ile birlikte). Çev. M. Uyar. ISBN: 9789751630162

Sorbonne Üniversitesi’nden doktor unvanı alarak lisans eğitimini tamamladığı Tahran Üniversi­tesi Tarih Bölümü’ne dönen ve burada profesörlük yapan Şîrîn Beyânî ihtisas alanı olan Moğollar üze­rine pek çok eser vermiştir. Bu doğrultudaki çalışmalarından biri olan Moğol Dönemi İran’ında Ka­dın, Mustafa Uyar tarafından dilimize çevrilmiş ve Türk Tarih Kurumu tarafından 2015 yılında ba­sıl­mıştır. Kadının sosyal, siyasi ve ekonomik alandaki yeri ve rolü Moğol dönemi öncesinde Gaz­ne­li­lerden itibaren ele alınıp İlhanlı dönemine kadar, dönemin kaynakları tarafından destek­le­nerek ve diğer devletlerle karşılaştırılarak ele alınmış olup emsal olarak dönemin öne çıkan ka­dın­la­rından birkaçına ayrıntıyla değinilmiştir. Orta Asya’ya özgü aile içinde ve bu doğrultuda sosyal hayat içerisindeki rol ve görev dağılımı, iş bölümü kısmen Türkler ve sonrasında Moğollar ile İran coğ­raf­yasına aktarılmıştır. Bunun sonucu olarak kadın, İran toplumu içerisinde tartışılmaz biçimde yük­selmiş, Moğol dönemindeki itibar ve pozisyonunu başka hiçbir dönemde elde etmemiştir. Ha­yatın hemen her alanında erkeklerle birlikte yer almıştır.

Eser, Şîrîn Beyânî’nin kısa biyografisi, İçindekiler (VII), İkinci Baskı İçin Önsöz (X), Önsöz (XIII-XIV) ve ardından yine esere, müellife ve kitabın dilimize kazandırılmış olunmasının önemine iliş­kin kısa açıklamalarda bulunan Mütercim Önsözü (XV) ile başlamaktadır. Dört ana bölüm ve bun­lara ait alt başlıklardan oluşan kitapta Sonuç (139-141), Ekler (143-149), Kaynakça (151-153) ve Dizin (155-172) kısımları da bulunmaktadır.

Birinci bölüm Moğol Dönemi Öncesinde İran’da Kadın (2-25) ismini taşımaktadır. Orta As­ya’da kadına verilen değer ve kadının önemi açıklanıp kadının yerinin sırası ile Gazneli, Selçuklu ve Harezmşâh dönemlerinde gösterdiği gelişme karşılaştırmalı ve kaynak temelli olarak ele alın­maktadır. Gazneliler zamanında, sonraki dönemlere kıyasla daha geri bir konumda olan kadınlar, etkinlik alanı bakımından Selçuklular döneminde ön plana çıkmaya, yönetimde etkinleşmeye ve Ha­rezmşâhlar devrinde ciddi anlamda otorite haline gelmeye başlarlar. Saray ve hanedan üye­le­ri­nin evliliği, pek çok devlette olduğu gibi siyasi nedenler yüklüdür. Gaznelilerde Sultan Mah­mud’un kız kardeşi Hürre-i Huttalî; Selçuklularda Melikşah’ın eşi Terken Hatun, atabeylerin eşle­rinden Kutluğ Hatun, Melike Hatun, Abiş Hatun gibi isimler; Harezmşâhlarda Sultan Tekiş’in eşi Terken Hatun bahsi geçen devletlerin yetiştirdiği, idari yeteneğe sahip önemli ve ileri gelen ka­dın­lardandır.

Evlilik ve Aile Kurumu (27-67) adlı ikinci bölüm Moğol aile yapısı, ritüelleri ve geleneklerinden bahsetmektedir. Savaşçı ve avcı, yani dinamik nüfusa duyulan sürekli ihtiyaç neticesinde evlilik kurumu daima teşvik edilmiştir. Evlilikler kız isteme ya da savaş ve kız kaçırma şeklinde iki usulle ger­çekleştirilmiştir. Diğer kabilelerle etkileşim ve ittifak halinde olabilmek ve zayıf olmayan nesil­ler üretebilmek adına pederşahi bir endogamiden uzak durulmuş, baba tarafından akraba kabileler arasından kız alma gerçekleştirilmemiştir. Oldukça küçük yaşta gerçekleştirilen evlilik­lerde, nişan süresi yaygınlıkla bir yıl tutulup bu sürede damat gelin ve ailesiyle yaşamıştır. Mehir ve çeyiz Moğollar’da İslam öncesi dönemlerde dahi bulunan adetlerdendir. Boşanmaya ilişkin ise bir örnek bulunmamaktadır. Nikâhsız kadınlar kuma ve cariye olarak iki gruba ayrılmıştır. Kuma­lar geçici nikâhlı olup özel haklara sahiptirler ve kumalardan olan çocuklar yasal statüdedir. Cari­yeler ise genellikle savaş esirleri olup herhangi bir kanuni hakkı olmayan ve karşılıksız hizmet eden kadınlardır. Maddi haklar anlamında ise kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Her kadının ken­dine ait çadırı ve eşyası mevcuttur, kocasının ölmesi halinde çocukları büyüyüp yetişene ka­dar kocasına ait malların tamamının tasarrufu yine kadındadır. Ele geçirilen ganimetlerden yine kadın da pay alır. Çocukların statüsü ve mertebesi de annesininkine paraleldir. Çocuğu olup ol­ma­ması ise kadınlar arasında kademe ölçütlerindendir. Evlenen bireyler aileden ayrılıp kendi ailelerini kurarken en küçük oğul evlense de ailesiyle yaşayıp onlara bakma sorumluluğunu üstle­nir, babanın asli serveti de bu en küçük oğula kalır. İleride han ve ileri gelenlerle evlenerek kabi­lenin nüfuzunu arttıracak, çok sayıda ve sağlıklı çocuklar doğuracak olmaları gibi sebeplerle kız çocukları eğitim, yetiştirme ve muamelede erkek çocuklardan ayrı tutulmaz. Annenin yeri ise tar­tış­masız çok önemlidir. Çocuklara soy ve şecere mutlaka öğretilir ve annenin soyu da babanın­kiyle eşit şekilde anlatılır. Kadınlar evin düzeni başta olmak üzere domestik hayatın temel görev­lerinde yetkili mercidir. Yeri geldiğinde erkeklere ait olan işlere de katılabilmekte ve büyük saygı gör­mek­tedirler. Ayrıca, kocalarınınkinden bağımsız olarak kendi dinini seçip gerekli uygu­lamala­rını özgürce gerçekleştirebilmektedirler. Kadın ölünce evin bir odasına defnedilir. Eşlerden biri­nin ölmesi halinde sağ eş mutlaka tekrar evlenir. Kadınların giyim kuşamı kabile ve çobanlık te­mel­li toplum yapısı uyarınca pantolon, kürk gibi kıyafetlerden oluşup yine erkeklerle aynıdır. Yer­l­eşik hayatla birlikte bilhassa saray çevresinde elbise ve kimono benzeri kıyafetler görülmeye başlanır. Evlilikler mikro ölçekte kabile reisinin, büyük ölçekte ise hanın onayına tâbidir.

Üçüncü bölüm Toplumun Değişik Tabakalarında Kadının Konumu (69-111) adını taşır. Bu bö­lümde farklı toplumsal katmanlardaki kadınlar hakkında bilgi verilir. Hatunlar Melike/Kraliçedir ve MS XII. yüzyılın sonuna kadar kabile yönetiminde kocalarının ortaklarıdır. İmparatorluk ve sonraki dönemde hanla birlikte tahta oturur ve taç takarlar. Hanın ölümü halinde yeni han tahta çıkana dek 1 yıl kadar bir süre ile saltanat naipliği yapar ve yönetimi devralırlar. Hükümdarın hasta ya da yetersiz kaldığı durumlarda fiilen idareyi ele alırlar. Kadınlar eşlerinin rütbesi hiyerar­şisine bağlı olarak unvanlandırılırlar. Bunlardan başka, hatunlar meclislere katılıp fikir sunma, karar alma, hükümdar ve vezir seçme, savaşa katılma gibi işlerde aktif rol alır, hükümdar ferman­larında isimleri geçer, yönetimdeki taraflar arasındaki husumetlere doğrudan müdahil olabilirler. Hatunların müstakil bir sarayı vardır ve buranın idaresi, mali teşkilatı bulunur. Bu saray, hüküm­dar arazilerinden ayrı, geliri doğrudan kendine aktarılan arazilere sahiptir. Saray içi işleyiş kendi­ne has protokoller ve özellikler taşır. Hatunlar hükümdarınkinden ayrı, pek çok araba, binek, hiz­met­kâr, eşya, yiyecek, giysi, seyyar bir mescit gibi unsurları bünyesinde barındıran çok geniş bir ma­iyetle göç düzeni ve yolculuk hareketleri içerisinde yer alır. Hatunlardan sonra kudret bakı­mından feodal ve aristokrat eşleri gelir. Hatunlar gibi bu grubun kadınları da hemen her alanda eşlerine ortaktırlar. Çoğunlukla eğitimlidirler ve pek çok alanda kendilerini gösterirler. Bu kadın­ların ardından orta tabaka kadınları gelir. Özellikle kabile hayatı döneminde ekonomik ve top­lum­sal sistemin merkezinde yer almışlardır. At biner, ok ve yay kullanır, ava çıkar, temel tüketim ve ev eşyalarını üretip ticaretini yapar, giysi ve ayakkabı diker, çadır kurar, araba sürer, erkekle­rin yokluğunda kabile işlerini idare ederler. Yerleşik hayatın ve İran gelenekleriyle etkileşimin neti­cesinde özellikle İlhanlılar döneminde nüfuz kaybetmeye başlarlar. Savaşlarda esir ve gani­met olarak ele geçirilen köleler ise, üçüncü sınıfı oluştururlar. Zenginlerin şahsi ve ev hizmetle­rinde görev alırlar. İmparatorluk döneminde sarayda cariye olarak hizmette bulunan bu kadınlar müzik, el işi, terzilik gibi eğitimlere tabi tutulup sonrasında devlet erkânından kişilerle evlendiri­lirler. Bu grubun kadınlarının hiçbir hak ve talebi olamaz, çocukları meşru sayılmaz, tanıklıkları kabul edilmez ve bu kadınlar servet edinemezler. Bunların dışında bir de umumhane ve fahişe ev­lerinde yaşayan kadınlar vardır. Bunlara bozkır kabile döneminde rastlanmamakla birlikte im­pa­ratorluk dönemi ve sonrasında sayıları oldukça artmıştır.

Dördüncü ana bölüm Moğol Döneminin Bazı Seçkin Kadınları (113-137) başlığını taşır. Bu bölümde siyasi anlamda yeteneği ve etkisiyle Moğol döneminde adından söz ettirmiş olan yedi kadından ve bu icraatlarından bahsedilir. Bu kadınlardan ilki kendisine kutsallık atfedilen Alan Ko’a’dır. Eşi öldükten sonra yönetimi devralıp bir arada tutar ve imparatorluk teşkilatlanmasının te­mellerini atan girişimlerde bulunur. Cengiz Han da onun soyundan gelmekte olduğu için hane­danı mukaddes kabul edilir. Cengiz Han’ın annesi Hö’elün Ucin de bahsi geçen bir diğer kadındır. Cesaret, yiğitlik, siyasi zekâ ve idari yetenekleri ile adından söz ettirmiş, imparatorluğun Cengiz Han’la birlikte kurucu isimlerinden olmuştur. Üçüncü kadın Cengiz Han’ın ilk ve en önemli eşi Börte Ucin de yine siyasi ve manevi yönden yönetimde etkili olmuştur. Cengiz Han tarafından Ögedey Kaan’a bağışlanan Töregene Hatun, güzelliğinden ziyade yeteneği ve zekâsıyla kısa sü­rede yükselerek Kaan’ın ikinci eşi olmasına rağmen en önemli eşi olmayı başarmıştır. Saltanat naipliği de yapmış, yönetimde merkezi otoriteyi güçlendirmek için faaliyetlerde bulunmuştur. Yine Ögedey Kaan döneminde Toluy’un eşi olan Sorkoktani Beki, önemli Moğol kadınlarındandır. Üç oğlunun da kaan ya da hükümdar olduğu, kendisinden övgüyle bahsedilen bu siyasi figürün aynı zamanda namusluluğu da kaydedilmiştir. İlhanlı yönetiminin son döneminde Bağdâd Hatun ve Dilşâd Hatun itibarları, mücadeleleri ve zekâları ile adlarından söz ettirmiştir. Kitap 6 adet resmin bulunduğu Ekler kısmı ile sona ermektedir.

Sonuç: Moğollar, kadının rolü bakımından, bulundukları coğrafyayı ve kendilerinden sonraki devletleri etkilemişlerdir. Bunda, kendilerinden önce İran’da bulunan Türklerin de katkısı olmuş­tur. Kadın, askerî de dâhil olmak üzere her durum ve alanda erkeklerle birlikte, yer yer daha bas­kın olarak rol almıştır. Yalnızca aile değil, devlet idaresinde de aktif olarak bulunmuş, tüm sosyal katmanlarda ehemmiyet arz etmiştir. İran’da kadının toplumdaki yeri ve kendisine verilen değer Moğollar döneminde gelişme kaydetmiştir.

Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Entitüsü, Akdeniz Eskiçağ Araştırmaları Anabilim Dalı, Antalya. 

Ceren Gül YALÇIN (MA.)
cerengulyalcin@gmail.com

  • Atıf Düzeni
  • Direkt Link
C. G. Yalçın, Moğol Dönemi İran’ında Kadın. Yazar: Ş. Beyânî, Çeviren: M. Uyar. Libri II (2016) 533-535. DOI: 10.20480/lbr.2016050

Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2016/050

1 Ocak 2017 Aykan A.
← At Üstünde Selçuklular: Türkiye Selçuklularında Ordu ve Savaş
Anadolu’da Kadın On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe →

eISSN: 2458-7826

Yayın Gönderme

Çalışmalarınızı Editöryal Prensiplere ve Yazım İlkelerine göre düzenledikten sonra,  libri@akdeniz.edu.tr
adresine gönderebilirsiniz.

SCImago Journal & Country Rank

eISSN: 2458-7826

    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb

    SAYI I (2015)

    SAYI II (2016)

    SAYI III (2017)

    SAYI IV (2018)

    Search for Publication

    En çok okunanlar

    • Konstantinos Paleologos
      Konstantinos Paleologos
    • Arkeoloji, Epigrafi, Jeoloji, Doğal ve Kültürel Peyzaj Yapısıyla Tlos Antik Kenti ve Teritoryumu
      Arkeoloji, Epigrafi, Jeoloji, Doğal...
    • Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
      Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
    • Bizans II: Yükseliş Dönemi (MS 803-1081)
      Bizans II: Yükseliş Dönemi (MS 803-...
    • The Hellenistic World: Using Coins as Sources
      The Hellenistic World: Using Coins ...
    • Eski Yunan ve Roma’da Büyü ve Büyücülük. Bölüm 1: Bağlama Büyüleri-Yunan ve Roma Dünyasında Beddua Levhaları ve Voodoo Bebekleri
      Eski Yunan ve Roma’da Büyü ve Büyüc...
    • Plutarkhos, Paralel Yaşamlar: Eumenes & Karşılaştırma
      Plutarkhos, Paralel Yaşamlar: Eumen...
    • Troya Savaşı’ndan İstiklal Harbi’ne Anadolu’da Yunanlar
      Troya Savaşı’ndan İstiklal Harbi’ne...
    • Moskhos, Bion’a Ağıt
      Moskhos, Bion’a Ağıt
    • Ortaçağ Ekonomisi ve Müslüman Tüccarlar (X-XIV. Yüzyıllar)
      Ortaçağ Ekonomisi ve Müslüman Tücca...
    • Benefaction and Rewards in the Ancient Greek City: The Origins of Euergetism
      Benefaction and Rewards in the Anci...
    • Al Servizio della Repubblica di Venezia: Le Lettere di Massimiliano Buzzaccarini Gonzaga, Commendatore di Malta, inviate alla Magistratura dei Cinque Saviialla Mercanzia 1754-1776
      Al Servizio della Repubblica di Ven...
    • Strategikon: Bizans Kültüründe Strateji Sanatı
      Strategikon: Bizans Kültüründe Stra...
    • Selahaddin: Kutsal Savaşın Politikaları
      Selahaddin: Kutsal Savaşın Politika...
    • Caesar
      Caesar

    PhaseKapakWeb

    eISSN: 2149-7826

    Libri

    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim

    Creative Commons Lisansı
    Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

    Son Çıkan Yayınlar

    • Strabon, Geographika (Coğrafya): Kitap XI.1-14 20 Mart 2025
    • Stamped Amphora Handles from Magarsus 18 Şubat 2025
    • New Dedications from Phaselis to Apollon Epidamos, Artemis Pergaia and Hephaistos 28 Aralık 2024
    • New Inscriptions from Olympos (Lykia) 21 Aralık 2024
    • New Inscriptions from Nikaia XVI: Votives to Zeus (Bronton and Gorzaios) 18 Aralık 2024
    • New Reading of I.Mylasa I, 403 15 Aralık 2024
    • A Wandering Jewish Tombstone 9 Aralık 2024
    • Eine Gruppe neuer Grabinschriften aus Kestel bei Bursa 27 Mart 2024

    Yayın Arama

    Arşiv

    Flag Counter
    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yayın Etiği
    • Yayın Gönderme
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim
    Copyright © 2015 www.libridergi.org
    • Türkçe