LIBRI
Epigrafi, Çeviri ve Eleştiri Dergisi
  • tr
  • en
  • Home
  • About
  • Current Issue
  • Archive
  • Malpractice
  • Submission
  • Policies
  • Process
  • Contact
Home » 2018 » Education in Ancient Rome: From The Elder Cato to The Younger Pliny

Education in Ancient Rome: From The Elder Cato to The Younger Pliny

 

Education in Ancient Rome: From The Elder Cato to The Younger Pliny

Tolga UZUN

ISBN: 9780415689793
Page: 404
Publication Date: 2012
Location: London-New York
Publisher: Routledge

LIBRI IV (2018) 319-331
DOI: 10.20480/lbr.2018034
Received Date: 18.06.2018 | Acceptance Date: 12.09.2018
Online Publication Date: 16.11.2018
Copyright © Journal of Book Notices, Reviews and Translations, 2018

pdf  Get PDF

references  View PDF

info  Citation

S. F. BONNER, Education in Ancient Rome: From The Elder Cato to The Younger Pliny. London-New York 2012. Routledge, 404 sayfa (25 Görsel ile birlikte). ISBN: 9780415689793

Eğitim insanlık tarihinin başlangıcından itibaren hayati bir rol oynamış, yerle­şik hayatla birlikte deneyimlerin aktarılmasıyla oturtulan düzen çerçevesinde toplumların temelinde sürekli olarak yer almaya devam etmiştir. Eğitim (edu­catio), uygulamasının ve felsefesinin nasıl olması gerektiği konusundaki tar­tışmaları güncel olan, bir toplumun temelini oluşturan ve o toplumun gele­ceğini belirleme konusunda tartışılmaz etkiye sahip bir kavram, bir olgudur. Sadece tarihsel açıdan değil aynı zamanda siyasi, ekonomik, kültürel ve ide­olojik birçok aygıt ve etken bu kavram ve olgu çerçevesinde planlamalar, dü­zenlemeler yapmakta, eğitimin sürekliliği için çaba göstermektedirler. Eği­tim, konusu ve süreci toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Toplu­mun bulunduğu coğrafya ve geçirdiği tarihsel süreç eğitimi şekillendiren ve yapılandıran önemli faktörlerdir, ancak günümüzde eğitim sistemleri gelişen teknoloji ve bilinçle birlikte çağdaşlaşmaya ve farklı toplumlardan etkilenerek gelişme eğilimi göstermektedir. Bu gelişme ve değişim kültürünün tarihsel boyutunun tohumları özellikle Antik Hellen kültürüyle filizlenmiştir. Bilindiği gibi antik Hellen felsefesinde ve toplumsal hayatında eğitim, temel bir rol oynamaktadır. Platon ve Plutarkhos gibi birçok antik yazar iyi bir devletin, iyi bir bireyin veya iyi bir yurttaşın nasıl olması gerektiğini, izlenmesi gereken süreçleri ve davranış sistemlerini eserleriyle sürekli olarak tartışmış ve bu konu entelektüel çevrenin gündeminde daimi olarak yer almıştır.

Roma İmparatorluğu kurulduğu coğrafya itibariyle çevresindeki toplum­lardan kayda değer ölçüde etkilenmiştir. İdari, ekonomik ve siyasi birçok ko­nuda olduğu gibi eğitim konusunda da Roma İmparatorluğu’nun Sabinler ve Etrüskler gibi toplumlardan etkilendiğini söylemek yanlış olmaz. Roma İmpa­ratorluğu’nun gerek Cumhuriyet gerekse İmparatorluk dönemlerinde fethet­tiği topraklardan gelen esirler, köleler, entelektüeller ve özel öğretmenlerle birlikte eğitim gibi birçok olgu ve kavramın kültürel etkileşim aracılığıyla sü­reklilik zincirinin bir parçası olarak ilerleme kaydettiği ve zenginleştiği görül­mektedir. Roma İmparatorluğu var olduğu tarihsel sürecin büyük bir bölümü boyunca sürekli olarak Hellen kültürüyle etkileşim halinde olmuş ve son de­rece zengin olan bu kültürden birçok farklı açıdan etkilenmiştir. Hellen kültü­ründe eğitim kavramına bakıldığında karşımıza ilk olarak Gymnasium yapısı ve sistemi çıkmaktadır. Gymnasium sistemi, aile içi eğitimden sonra çocukla­rın çeşitli yaş gruplarında eğitim aldıkları, kendilerini hem fiziksel hem de mental açıdan geliştirebilecekleri bir ortam sunmaktaydı, ancak yakın ilişki kurduğu toplumlardan birçok konuda etkilenen Roma İmparatorluğu’nun eğitim sistemine bakıldığında Gymnasium gibi bir yapı görülmemektedir. Roma eğitim sistemi daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Özellikle devlet, eği­tim konusuna doğrudan müdahale etmemiştir. İmparatorluğun doğrudan müdahale etmediği bu sistem özel okullar ya da özel öğretmenler çerçeve­sinde şekillenmiş ve bu çerçevede farklı alternatifler yaratmıştır.

F. Bonner’ın ele aldığı bu kitapta oldukça “karmaşık” görünen Roma eğitim sistemi derinlemesine incelenmiştir. Kitabın başlangıcında List of il­lustrations (Görsellerin Listesi), Acknowledegments (Teşekkür) ve Preface (Önsöz) bölümlerine yer verilmiştir. Yazar bu kitabıyla bilinen Roma eğitim sisteminin üzerine yeni görüşler getirerek gelecek araştırmacıların kendi edindiklerinden faydalanarak konuyu geliştirme umudunu taşıdığını önsöz bölümünde belirtmektedir. Roma eğitim sistemine yeni bir bakış açısı kazan­dıran bu eser sadece Roma eğitim sistemine değil aynı zamanda genel olarak eğitimin tarihsel sürecine ışık tutmakta ve tarihte yer almış önemli karakter­lerin eserleri ve eğitim hayatları hakkında da ayrıntılı bilgiler barındırmakta­dır.

Kitabın içeriği, The Historical Background (Tarihsel Arka Plan [1-112]), Conditions of Teaching (Öğretimin Koşulları [113-162]) ve The Standard Te­aching Programme (Standart Öğretim Programı [163-327]) olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Alt başlıklarla geliştirilen bu üç ana başlık al­tında Roma eğitim sistemi tanımlanmaya ve anlatılmaya çalışılmıştır. Yazar, anlatımını antik kaynaklardan ve antik kaynaklardan hareketle Roma İmpa­ratorluğu’nda rol oynamış önemli kişilerin hayatları çerçevesinde şekillendir­miştir.

The Historical Background (Tarihsel Arka Plan [1-112]) isimli ilk bölümde modern bir araştırma metodu çerçevesinde Sabinlerle Romalılar arasındaki yakın ilişkiye ve MÖ 290 yılında Marcus Curius Dentatus’un Sabinler üzerin­deki mutlak zaferinin ardından Romalıların, Sabin topraklarına geçerek böl­gedeki yerleşik kültürü edinmelerine değinilmektedir. Bununla birlikte Cicero ve Marcus Terentius Varro gibi antik yazarların Sabinler hakkındaki görüşle­rine ve Romalıların bu görüşler karşısındaki davranışlarına yer verilmektedir. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde çocukların nasıl yetiştirildiği Early Roman Upbringing (Erken Cumhuriyet Döneminde Romalı çocukların yetiştirilmesi [3-9]) başlığı altında, tarihsel süreçle birlikte anlatılmaktadır. Yazarın hareket noktasını Mos maiorum oluşturmaktadır. Bu çerçevede, pater familias ve ai­ledeki en yaşlı Romalının aile içindeki gücünü ifade eden patria potestas kav­ramları açıklanmaktadır. Bu kavramların Leges duodecim tabularum (12 Levha Kanunları)’daki yerine değinilerek Erken Cumhuriyet Dönemi’nde bir babanın çocuğuna (daha açık bir ifadeyle erkek çocuğa) olan bakışı resmedil­meye çalışılmıştır. Böylece temelde yer alan hem kültürel hem de geleneksel özelliklerle vurgulanarak çalışmaya dair bir zemin oluşturulmuştur.

Education Within The Family (Aile İçinde Eğitim) alt başlığı Parents and Relatives (Ebeveynler ve Akrabalar [10-19]) ve Private Tutors From Distant Lands (Uzak Bölgelerden Özel Öğretmenler [20-33]) şeklindeki iki bölüm al­tında incelenmiştir. Plutarkhos’un ele aldığı yaşlı Cato’nun biyografisi saye­sinde aile içindeki eğitim hakkında oldukça ayrıntılı bilgilere erişebilmekteyiz. Bu biyografiden hareketle bir kölenin, çocuğun eğitiminde aldığı rolün öne­mine dikkat çekilmektedir. Yazma eğitiminde, Roma İmparatorluğu’nun er­ken tarihi ana temayı oluştururken çocuğun tarih bilgisine olan merakına er­ken yaşlarda erişebilmesi hedeflenmekte ve böylelikle yaşadığı toplumun ge­leneklerini (mos maiorum) öğrenerek bu geleneklere bağlı kalması sağlan­maktaydı. Aile içinde çocuk heceleme, okuma, yazma ve sayma gibi temel bir eğitim görürken aynı zamanda Roma toplumunun gelenek ve göreneklerini öğrenmekteydi. Bu bölüm Cato, Cicero ve Plautus gibi Cumhuriyet Dö­nemi’nde yaşamış olan karakterlerin hayatları ve anlatıları çerçevesinde su­nulmaktadır. Private Tutors From Distant Lands (Uzak Bölgelerden Özel Öğ­retmenler [20-33]) bölümü, kendisine özgürlüğü Livius Salinator tarafından verilen Livius Andronicus’un hayatı ve nitelikleri anlatılmaktadır. Suetonius tarafından da “yarı Hellen” olarak nitelenen Andronicus özel öğretmenlik ya­pan bir köle idi. Kökeni, Hellence konuşulan Tarentum bölgesiyle bağlantılı olan Andronicus hem Hellence hem de Latince eğitim vermekteydi. Yazar, Andronicus’un belki de Roma’da öğrencilerine Homeros’u öğreten ilk özel öğretmen olabileceği konusuna temas etmiştir. Andronicus gibi Suetonius tarafından “yarı Hellen“ olarak tanımlanan Ennius da Homeros’un eserlerinin yanı sıra öğrencilerine Euripides ve Hellen Edebiyatı hakkında da eğitim ver­miştir. Bu iki isim de iyi bir eğitmen olmanın yanı sıra iyi birer de yazar olma niteliğini taşımaktaydı. Andronicus ve Ennius gibi birçok özel eğitmen, Roma toplumunda özellikle üst sınıf olarak nitelendirilen aristokrat ailelerin çocuk­larının eğitim süreçlerinde yer almışlar ve bu sayede ün kazanmışlardır.

Roma iktidarında siyasi olayların eğitim konusunu doğrudan etkilediğini söyleyebiliriz. MÖ 146 yılında Macedonia’nın eyalet olarak düzenlenmesiyle sonlanan Macedonia ile Roma arasında geçen savaşların sonucunda Make­don birçok köle, özel öğretmen olarak Roma’da görev yapmış ve böylelikle bu “pedagoglar” ya da özel öğretmenler Hellen kültürünün Romalı çocuklara aktarılmasında ve çocukların kültürel birikimlerinin artmasında pay sahibi ol­muşlardır. Roma hâkimiyetine direnen birçok esir de bu dönemde Roma’ya getirilmiştir. Esirlerin arasında bulunan Polybios kültürel birikimi sayesinde, geçen 17 yılın ardından Lucius Aemilius Paullus Macedonicus’un çocukları olan Fabius ve Scipio Aemilianus’un özel öğretmenliğini yapmıştır, Scipio ile yakınlaşan Polybius daha sonra kendisinin danışmanı olmuştur.

Roma İmparatorluğu’nda ilkokul eğitimi özel okullarda veya evde özel öğ­retmen eşliğinde verilmekteydi. Primary Schools and ‘Pedagogues’ (İlkokul­lar ve “Pedagoglar” [34-46]) alt başlığında yazar ilkokul eğitiminin Roma top­lumundaki yerine Livius, Dionysos Halikarnassos ve Plutarkhos’un anlatımları üzerinden değinmektedir. Böylelikle tarihsel bir arka plan çerçevesinde eği­tim süreci analiz edilmeye çalışılmıştır. Özgür çocukların (infantes domini) na­sıl tanımlandığı ve hangi sıfatlarla köle ya da yabancı kökenli çocuklardan (verna/vernula) ayrıldığı ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Bu kelimelerin kökenleri üzerine olan tartışmada verna kelimesinin Etrüsk kökenleri hak­kında bilgiler nakledilmiştir. Bununla birlikte παιδαγωγός/paedagogus olarak bilinen iyi bir kültürel birikime sahip oldukları kabul edilen kölelerin sorum­luluklarına ve ödevlerine geniş bir perspektifle yer verilmiştir.

Gymnasium yapısında bilindiği üzere çeşitli yaş gruplarından birçok çocu­ğun hem fiziksel hem de mental açıdan eğitim aldığı, bu çocukların ve genç­lerin çeşitli yarışmalara da yine Gymnasium’da hazırlandıkları bilinmektedir. Schools of Grammar and Literature (Gramer ve Edebiyat Okulları [47-64]) bölümünde Roma İmparatorluğu bünyesinde çocukların fiziksel ve mental eğitimini nasıl gördükleri anlatılmaktadır. Roma dışından gelen özgürlüğünü kazanmış köleler ya da özgür doğmuş kişiler bir kütüphane toplayarak kendi okullarını açabilmekteydi. Yazar tarafından, bu okulların açılmasının önünde herhangi bir engel olmadığı, bundan dolayı Roma kentinin sokaklarının özel okullarla dolu olduğu vurgulanmaktadır. Bu bölümde grammaticus olarak adlandırılan ünlü öğretmenler ve ders verdikleri ünlü kişiler ayrıntılı olarak işlenmiştir. Latin gramerinin erken tarihine Suetonius’un de Grammaticis et Rhetoribus isimli eseri çerçevesinde değinilmektedir. Ayrıca ludus (oyun) ke­limesinin içerdiği çeşitli anlamlar analiz edilmektedir. Bu okullarda gramer ve edebiyat eğitiminin katı sınırları olmadığı aynı zamanda ludus adı verilen oyunların öğrencilerin eğitim hayatında önemli bir yeri olduğu örneklerle açıklanmaktadır.

Hellen kültürünün bir ürünü olan retorik daha sonradan Roma toplu­munda da kabul görmüş ve bu çerçevede özel eğitim mekanizmaları gelişti­rilmiştir. Şimdiye kadar anlatılan eğitim tablosunda temel eğitim alanına gi­ren konular analiz edilmiştir. Sivil kariyer yapmak isteyen Romalı bir gencin ilerleme kaydetme hususunda yadsınamaz bir etkiye sahip olan retorik eği­timi, bundan sonraki bölümlerin içeriğinde yer almaktadır. Böylelikle retorik eğitimi ile sivil kariyer arasındaki bağlantı irdelenmeye çalışılmıştır. Bu bağ­lamda ele alınan The Rhetoric Schools and Their Critics (Retorik Okullar ve Retorik Okullara Karşı Olanlar [65-75]) bölümünde yazar, hitabet okullarını Cicero, Quintilianus ve Ennius gibi hatip ve yazarlar üzerinden incelemekte­dir. Okullaşma süreci hakkında, MÖ 169 yılındaki Pydna Savaşı’nın ardından birçok özel öğretmenin Roma için erişilebilir olduğu belirtilmekte ve örnek olarak Tiberius ve Gaius Graccus gibi birçok zengin Romalı ailenin çocukları­nın bu özel öğretmenlerden aldıkları eğitim nezdinde bir anlatım sergilen­miştir. Toplum üzerindeki etkilerinin ve kendilerine olan eğilimin artması ne­ticesinde hatiplerin, iç karışıklıkların mimarı olarak suçlanması ve bu kişilerin Roma’dan kovulma süreçleri MÖ 92 yılındaki censor’ların çıkardığı bir karar­name çerçevesinde işlenmiştir. Ancak yazarın da belirttiği gibi bu durum re­torik eğitimine olan eğilimi azaltmamış, aksine bu alandaki faaliyetler artarak devam etmiştir. Bu doğrultuda açılan yeni okullar ve bu okulların işlevleri Li­cinius Crassus ve Marcus Antonius gibi önemli karakterlerin aldıkları eğitim ve bu eğitimin bir sonucu olarak hayatlarındaki ilerleme noktaları tasvir edil­meye çalışılmıştır. Bununla birlikte bu bölümün yanı sıra bir sonraki bölümle birlikte Cicero’nun hayatı ve bir hatip olarak Roma toplumuna olan etkisi ol­dukça geniş bir perspektifle ele alınmıştır.

Bir önceki bölümle bütünlük sağlayan Cicero and the İdeal of Oratorical Education (Cicero ve Hitabet Eğitiminin İdeali [76-89]) alt başlığında Ci­cero’ya ayrıntılı bir şekilde yer verilmesi hitabet eğitimi, sivil kariyer yapan karakterlerin arka planlarında nasıl bir eğitimin yattığı konusunda ve bu kişi­lerin daha iyi anlaşılabilmesi noktasında verdiği bilgiler açısından son derece önemlidir. Hitabet sanatının bir gelenek olarak kurulması ve gelişmesinde müthiş bir katkı sağlayan Cicero’nun entelektüel birikiminin yanı sıra, gençli­ğinden itibaren siyasi ve sivil hayatı çerçevesinde bir anlatım yolu izlenmiştir. Ayrıca recte, emendate ve elegantia gibi kavramlar Cicero’nun eserleri çer­çevesinde incelenmiştir.

Romalı gençlerin askeri ya da sivil görevleriyle birlikte yurtdışında eğitim gördükleri bilinmektedir. Örneğin, Octavianus, dayısı Iulius Caesar MÖ 44 yı­lında öldürüldüğünde Illyria’da bulunan Apollonia kentinde Pergamonlu Apollodoros nezdinde eğitim almaktaydı. The Roman Student Abroad (Yurt­dışında Romalı Öğrenci [90-96]) bölümünde Octavianus gibi Roma dışında eğitim görmüş önemli karakterler çerçevesinde, yurtdışı eğitiminin nitelikleri ve içeriklerine temas edilmektedir. Burada yazar eğitim konusuyla birlikte Roma siyasi tarihine de değinerek eğitimin siyasi hayat üzerindeki etkisine ve eğitim-siyaset arasındaki ilişkiye vurgu yapmaktadır. Education in a Decadent Society (Çökmekte Olan Bir Toplumda Eğitim [97-112]) ismiyle kurgulanan bölümde Augustus’un kurduğu yeni rejimle birlikte ortaya çıkan pax Augusta ve bu barış havasının etkisiyle gelişen kozmopolit kültür çerçevesinde eğiti­min gelişimi incelenmektedir. Bu durum ile ilgili olarak iç savaşların sonlan­ması neticesinde birçok entelektüel ve öğretmenin gözünde Roma kentinin güvenirliliğinin arttığı ve dolayısıyla eğitimin de bu doğrultuda ilerlediği söy­lenebilir. Bu bağlamda, kurulan yeni kütüphanelerin de bu durumun önemli göstergelerinden biri olduğu görülmektedir. Roma İmparatorluğu’nun sağla­nan barışla birlikte gelişen refaha kavuşmuş atmosferinde, lüks hayata olan düşkünlüğün arttığı, dolayısıyla mimari yapılara harcanan paranın da bu doğ­rultuda arttığını söyleyebiliriz. Yazar bu durumun eğitime olan olumsuz etki­sinden ve Roma toplumunun ticarete olan eğiliminin artmasından bahset­mektedir. Campus Martius’da atlıların eğitimi, at arabası yarışları, silah kul­lanma ve disk atma eğitimi, güreş gibi birçok aktivitelerin yer aldığı, çocukla­rın bu alanda pedagoglarının kontrolü altında olmadan özgürce hareket ede­bildiği Horatius ve Strabon gibi antik yazarların anlatımlarıyla desteklenmek­tedir.

Augustus, Roma toplumunun “ahlaki” yozlaşmasının önüne geçmeye ça­lışmıştır. Çıkardığı yasalarla evlilik dışı ilişkilerin önüne geçmeyi hedeflemiş ve aileleri çocuk yapmaya teşvik etmeye çalışmıştır. Bu bağlamda Campus Martius çocukların askeri eğitimi için önemli bir pozisyona erişmiştir. Collegia iuvenum yani “gençlik kulübü” gibi gruplar vasıtasıyla üst sınıftan insanların çocuklarının orduda yer almadan önce eğitildikleri, yarıştıkları kulüpler ve gruplar kurulduğu eserde belirtilmektedir. Diğer bölümlerle bağlantılı olarak bu bölümde de retorik eğitimi, Quintilianus’un anlattıkları çerçevesinde ak­tarılmakta ve ailelerin çocuklarının hitabetinin güçlü olmasını istediği için ar­tan talep neticesinde bu okullarının sayısının artmasından bahsedilmektedir. Öte yandan bu durumun eğitimin kalitesine olumsuz bir etki yaptığı düşünü­lebilir. Burada eğitimin ana hatları çizilerek okuyucunun zihninde Roma eği­tim sistemi tasvir edilmeye çalışılmıştır. Yazar çeşitlendirdiği alt başlıklarla, antik yazarların anlattıklarından ve Roma tarihinde yer almış önemli karak­terlerin eğitim hayatlarından yola çıkarak bu sistemin temelinde yer alan et­kenleri aktarmıştır.

Conditions of Teaching (Öğretimin Koşulları) başlıklı ikinci bölümde Roma eğitim sisteminin programı, disiplini ve organizasyonu yine alt başlıklarla çe­şitlendirilerek anlatılmaya çalışılmıştır. The Problem of Accommodation (Uyum sorunu [115-125]) alt başlığında şekillenen bu bölümde Hellen kültü­rüyle Roma kültürü arasındaki eğitim disiplini ve organizasyonuna yönelik farklılıklar tartışılmıştır. Yazar, her ne kadar Hellen kültüründe yer alan Gym­nasium ve palaestra gibi yapıların varlığı Roma kültüründe görülmese de, Hellen kültüründe de Musalara adanan ve Museum adı verilen tapınaklarda ders verildiğini bununla birlikte özel öğretmenlerin de varlığının Hellen kül­türünde sürdüğünü belirtmektedir. Bu başlık altında Hellen ve Roma kültü­ründe yer alan öğretmenlerin nasıl adlandırıldığı karşılaştırılmalı ve ayrıntılı olarak okuyucuya sunulmaktadır.

Roma eğitim sisteminin organizasyonun ve disiplininin tarihsel süreç içe­risindeki durumunun aktarıldığı Equipment: Organization: Discipline (Araç-Gereçler: Organizasyon: Disiplin [126-145]) alt başlığında ise öğrencilerin okula saat kaçta gittiği, derslerin ne zaman başladığı, yaz ve kış mevsimle­rinde eğitim organizasyonunun nasıl düzenlendiği ve bu bağlamda pedagog­ların sorumlulukları okuyucunun zihninde resmedilmektedir. Öğrencilerin giydiği kıyafetten, kullandıkları araç gereçlere kadar birçok materyal burada yer almaktadır. Görsellerle zenginleştirilen bu kısımda epigrafik veriler ışı­ğında birçok müzeden elde edilen görseller ve bilgiler vasıtasıyla oldukça ay­rıntılı bir şekilde bir öğrencinin öğrenim hayatı boyunca kullandığı malzeme­ler anlatılmaktadır.

The Hazards of a Fee-paying System; Municipal and State Appointments (Ücret Ödemeli Bir Sistemin Tehlikeleri; Yerel ve Devlet Atamaları [146-162]) alt başlığında ise şekillenen bu bölümde ise öğretmen ve ebeveyn arasındaki sözlü ya da yazılı anlaşmalara ve ücretlendirme sistemine değinilmektedir. Yazar, antik yazarların anlattıklarından ve Diocletianus’un MS 301 yılındaki kararnamesinde yer alan bilgilerden hareketle aylık ya da yıllık öğretmen üc­retlerinin Roma İmparatorluğu’nun varlığını sürdürdüğü süreç boyunca aşağı yukarı aynı olduğu sonucuna ulaşmaktadır. Şehir dışında yer alan bayram ve festivallere olan katılımlarda çocuklara eşlik eden pedagog ve öğretmenlerin yine farklı bir ücretlendirme sistemine tabi oldukları görüşü antik kaynaklarla desteklenmektedir.

The Standard Teaching Programme (Standart Öğretim Programı) isimli bu bölümde Roma eğitim sisteminin programı, müfredatı ve işleyişi okuyucuya sunulmaktadır. Bu bölümde yer alan Primary Education: Reading, Writing and Reckoning (İlkokul Eğitimi: Okuma, Yazma ve Sayma [165-188]) isimli alt başlıkta erken yaşlarda başlayan okuma, yazma ve sayma eğitiminin işleyişi­nin aile içinde başlandığı ve pedagog eşliğinde öğrencinin temel eğitimini ta­mamladığı daha önce yer verilen bölümlerle bütünlük içerisinde sunulmak­tadır. Tıpkı günümüzdeki gibi harflerden hecelemeye, hecelemeden kelime­lere, kelimelerden cümlelere, cümlelerden de kısa paragraflara uzanan bir sistemin benimsendiği görülmektedir. Bu sistemin köken olarak Hellen kül­türüne dayandığı ve Roma kültürünün bunu benimsediği yönünde antik ya­zarların özellikle Quintilianus’un anlatılarına yer verilmektedir. Roma sokak­larında dolaşan bir gezginin duyacağı çocuk seslerinin fazlalığından, ezberle­nen kelimeleri hep bir ağızdan okuyan çocukların seslerinin senkronize bir şekilde Roma sokaklarındaki varlığından söz eden yazar, Cicero’nun gençli­ğine kadar 12 levha kanunlarının zorunlu olarak öğretildiğini, Aziz Augusti­nus’un “bir artı bir eşittir iki, iki artı iki eşittir dört” şeklinde ezberletilen arit­metik derslerini anımsadığı bir anlatısında duyduğu hoşnutsuzluk duygusun­dan bahsetmektedir. Bu durum ise Aziz Augustinus’un aldığı eğitime dair sunduğu bir eleştiri olarak da görülebilir. Görsellerle desteklenen bu bö­lümde el hareketleriyle sayıların nasıl yapıldığı ve bir abaküs örneği ile çocuk­ların saymayı ve sayı sistemini nasıl öğrendikleri okuyucuya aktarılmaktadır.

The Grammatical Syllabus (Gramere Yönelik Müfredat) isminde kurgula­nan bölüm The Elements of Metre and the Parts of Speech (Veznin Temel İlkeleri ve Sözcük Türleri [189-197]) ve Correctness in Speech and Writing (Konuşma ve Yazmada Doğruluk [198-211]) şeklinde ikiye ayrılmaktadır. İlk bölümde okuma ve yazma gibi temel eğitimlerin ardından ikinci sıraya yer­leştirilen gramer öğretiminin ağırlıklı olarak şair ve gelecekte hatip olmayı hedefleyenler için önemli bir nokta olduğu vurgulanmaktadır. Bu bölümde üzerinde durulan önemli iki nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki harflerin sı­nıflandırılması, vezin ve mısraların oluşturulması, konuşmanın bölümlerinin ayrılması, isimlerin ve fiillerin çekimlerinin doğru bir şekilde öğrenilmesidir. Üzerinde durulan diğer önemli nokta ise doğru anlama-okuma ve hatasız yazma, karmaşık davalarda ya da savunulması gereken olaylarda neyin ya da hangi konunun üzerinde durulacağı gibi konulardır. Bunların yanında gramer eğitimi sırasında öğrencinin gelecekte dikkat etmesi ve kaçınması gereken gramer ve deyim hataları yine öğrencilere öğretilmektedir. Bu bölümde alı­nan gramer eğitiminin içeriği ayrıntılı bir şekilde işlenmiş ve örneklerle çeşit­lendirilmiştir. İkinci bölümde ise dilin doğru kullanılması ve ifadenin güçlü ol­ması konusunda verilen eğitimlerin içeriğine temas edilmektedir. Bu başlık altında Latincenin diğer dillerden nasıl etkilendiği, sadece Hellen dilinden de­ğil aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun ticaret, seyahat ya da askeri hiz­metler neticesinde diğer kültürlerin dillerinden de etkilenmesi sonucu dilde oluşan çeşitlilik ve bu çeşitliliğin öğrenim/öğretimde yarattığı zorluklardan bahsedilmektedir. Bu konuda diğer dillerden Latin diline entegre edilen çe­şitli kelimeler örnek olarak gösterilmiş ve Cicero ile Quintilianus gibi birçok antik yazarın konu hakkındaki görüşlerine ve Latin dilinin öğrenilmesi konu­sundaki teknik özelliklere yer verilmiştir.

Gramer eğitiminin aktarıldığı bölümü takiben derlenen Study of Poets (Şa­irlerin Öğrenimi) bölümü iki başlıkla genişletilmiştir. Reading Aloud and Reci­ting (Sesli okuma ve ezberden söyleme [212-226]) kurgulanan alt başlık öğ­rencilerin grammaticus nezdinde sesli okuma eylemlerine ve ezberleme tek­niklerine ayrılmıştır. Bu konuda kullanılan birincil kaynaklar çerçevesinde iyi bir konuşmacının ya da iyi bir şairin nasıl bir eğitim alması gerektiği sorusu cevaplandırılmaya çalışılmıştır. Bu konuda Homeros’un eserlerinin başlıca kaynak olduğu belirtilmektedir. İmparatorluk dönemine kadar Homeros’un eserleri başlıca kaynak iken bu dönemden sonra Vergilius’un Aeneas desta­nının da birincil kaynak olarak çocukların konuşma ve şiir eğitimlerinde kul­lanıldığı vurgulanmaktadır. Bu bölüm okuyucunun gözünde oldukça kapsamlı bir resim sunmaktadır. Hem Hellen hem de Latin yazarların eserlerindeki sa­natsal çizgi geniş bir perspektifle aktarılmaktadır. Şiir ve konuşma eğitimle­rindeki işleyiş konusunda ise öğretmenin öğrenciye sürekli olarak elindeki eseri okuduğu, öğrencinin ise ancak öğretmen okumaya ara verdiğinde ya­zabildiği böylelikle öğretmenin sesi ile senkronizasyon sağlanarak öğrencinin tonlamayı öğrenebilmesi hedeflenmekteydi. Öğrenci yazdığı metni tekrar okur, yaptığı hataları görerek telaffuzunu düzeltir böylelikle bir konuşma tarzı geliştirirdi. Yazar bu durumun gerçekleşebilmesi için elbette öğrencinin tıpkı günümüzdeki gibi bireysel olarak da çalışmalarına devam etmesi gerek­tiğinin altını çizmektedir.

From Reading to Commentary (Okumadan Yoruma [227-249]) ismindeki bu başlıkta ise öğretmenin yaptığı okumaların yanı sıra okuduğu bilgileri yo­rumlamasının önemine dikkat çekilmektedir. Bununla birlikte partitio yani analiz edilen cümlenin bölünmesi ve her kelimenin sınıflandırılması hususu­nun öğrencinin öğrenmesi gereken önemli bir adım olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda MS VI. yüzyılda yaşamış olan Priscianus’un Partitiones isimli eserinden hareketle analiz örnekleri ve kelimelerin nasıl tanıtıldığı aktarıl­maktadır. Yorumlamanın metaforlar bağlamında son derece önemli olduğu ve bu metaforların nasıl kategorize edildiği de ayrıca sunulmaktadır.

Progress into Rhetoric: Preliminary Exercises (Retorik’te İlerleme: Ön Alış­tırmalar [250-276]) ismiyle kurgulanan bu başlıkta retorik eğitiminin sınırları içerisinde bir anlatım sergilenmiştir. Burada retorik eğitiminde ve öğrencile­rin ileride konuşmacı olarak kullanacakları öykülere, mitlere yer verilmiştir. Bir konuşmacının konuşmasını nasıl kurguladığı, konuşma tarzı, tezi ve yasa­ları nasıl tartışabileceği gibi birçok konu bu eğitimin bir parçasını oluşturmak­tadır. Retorik eğitimin tarihsel süreç içerisindeki gelişimi ve bu bağlamda kul­lanılan alıştırmalar antik yazarlardan istifade edilerek nakledilmiştir. Hellen yazarların eserlerinin Latinceye çevrilmesi her ne kadar imparatorluk döne­minde hız kazansa da Cicero ve Suetonius gibi antik yazarlardan ötürü Helle­nistik Dönem’den itibaren Roma eğitim sisteminde Hellence yazılmış eserle­rin yer aldığı bilinmektedir. Ayrıca bu bölümde Hellen eğitim sisteminde yer alan retorik eğitimi ile Roma eğitim sistemindeki retorik eğitimi arasındaki farklılıklar okuyucuya sunulmaktadır.

Declamations on Historical Themes (Tarihsel Temalar Üzerine Söylevler [277-287]) isimli bu bölümde ise retorik eğitiminin teori ve pratiğe dayalı sis­temi hakkında bilgiler verilmektedir. Alıştırma tipleri, yazmadan önceki dü­şünme pratikleri, savunulacak düşünce konusunda tez oluşturma gibi birçok konu eğitimin temel çerçevesini oluşturmaktaydı. Bu bölümde diğer bölüm­lerde de olduğu gibi yazarın hareket noktasında Cicero bulunmaktadır. Ci­cero’nun eserlerinde yer alan tarihsel olaylar ve sanatsal tarzı okuyucuya ak­tarılmaya çalışılmıştır. Roma İmparatorluğu’nda söylevler çeşitli konulardan oluşsa da toplumun geleneklerine son derece bağlı olduğu göz önünde bu­lundurulduğunda tarihsel olaylar üzerine söylev verme konusunun ayrı bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Söylevlerde yer verilen tarihsel olayların sadece Roma İmparatorluğu’nun tarihini değil aynı zamanda antik dönemde yer almış, dönemin bilinen dünyasının önemli olaylarını da kapsadığını söyle­mek gerekmektedir. Genel olarak söylevlerde yer verilen ve öne çıkan konu­lara baktığımızda insan davranışları, din, batıl inançlar, gelenekler, disiplin, cesaret, sabır, arkadaşlık, cömertlik, minnettarlık, baba-oğul ilişkisi, lüks, gad­darlık, hırs, aç gözlülük ve kibir gibi konulara yer verildiği yazar tarafından belirtilmektedir.

Şimdiye kadar anlatılan özellikle retorik ile ilgili olan bölümler Learning the Art of the Advocate (Avukatlık Sanatını Öğrenme [288-308]) ve Declama­tion as a Preperation for the Lawcourts (Mahkemelere Hazırlık Olarak Söylev [309-327]) alt başlıklarıyla çeşitlendirilmiştir. İlk bölümde bir davanın nasıl açıldığı, yargıçların ve konuşmacıların statüleri hakkında bilgi verilmektedir. Günümüzde de tartışılmakta olan işlediği suç itibarı ile ceza alacağına kesin gözü ile bakılan kişileri savunma işinin Roma İmparatorluğu’nda da toplum tarafından pek hoş karşılanmadığı belirtilmektedir. Mahkemede avukat olan bir konuşmacının insinuatio adı verilen bir giriş ile hem yargıcı hem de mah­kemeyi izleyen insanları etkilemeyi hedeflediği birçok antik yazar tarafından zikredilmektedir. Yazar, bu doğrultuda avukatlık yapan kişinin müvekkilinin tıpkı günümüzdeki gibi mümkün olduğu kadar az ceza alması için çaba gös­terdiğini, inkâr yolu ile zaman kaybetmeden sunduğu argümanlarla cezanın hafifletilmesini sağlamak adına hareket ettiğini belirtmektedir. Bu yolla aynı zamanda avukatın konuşmasının girişini uzatarak izleyicilerin sıkılmasını ve yorulmasını hedeflediği, mahkemede izleyicilerin tepkisinin de önemli bir gösterge olduğunun altı çizilmektedir. Giriş bölümünün ardından gelen nar­ratio yani olayın nasıl olduğunun yer aldığı bölümde mahkemedeki havanın gözetilerek konuşma tarzının değişebileceği de vurgulanmaktadır. Quintilia­nus’un anlatısından hareketle yazar, bazı davalarda herkesin tüm gerçeği bil­mesine rağmen mahkemelerde bu sürecin işlendiğini belirtmektedir. Bu bö­lümde iyi bir savunma avukatının donanımı, konuşma tarzı, kullandığı meta­forlar ve ikna kabiliyetinin önemi geniş bir perspektifte aktarılmaktadır. İkinci bölüm ise causa ve controversia gibi kavramların öğrencilere nasıl aktarıldığı hususunda bilgiler içermektedir. Konuşmacıların konuşmalarını dinleyen ki­şilerin önemli noktaları not alarak gerek okulda gerekse kamusal alanlarda tartıştıkları belirtilmektedir. Özellikle Cicero’nun pro Cluentio isimli söylevin­den hareketle Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemlerinde gerçekleşen zehir­lenme vakaları ile ilgili konuşmalara yer verilen bu bölümde aile üyelerinden birinin genellikle erkek bir çocuğun yaptığı konuşmaların içeriklerine ve olası şüphelilerin nasıl açıklandığına dair bilgiler nakledilmektedir. Daha sonra ise Germanicus, Drusus ve İmparator Claudius gibi önemli karakterlerin zehir­lenme vakaları örnek olarak gösterilmektedir.

Yazar, Conclusion: a Few Lessons from the Past (Sonuç: Geçmişten Birkaç Ders [328-333]) bölümünde temel eğitimden retorik eğitimine kadar yer alan süreci özetleyerek, yorumlamıştır. Zengin olmayan ya da özel öğretmen tu­tamayan ailelerin varlığından bahseden yazar, bu kişilerin çocuklarının daha iyi eğitim alabilmesi adına yaptıkları adaklardan bahsetmektedir. Yazar, her ne kadar eksiklikleri olsa da Roma eğitim sisteminin ustaca düzenlendiğini ve yöntem olarak başarılı bulduğunu belirtmektedir. Alfabe öğreniminin ardın­dan hecelerin, sonra kelimelerin daha sonra cümlelerin ve buradan da uzun metinlere ulaşan öğrenme sürecinin bugün de değişmediği bununla birlikte ezberleme ve yüksek sesle okuyarak öğrenme tekniklerinin günümüzde de geçerliliğini koruduğunun altı çizilmektedir. Bu çalışmanın içeriğinden de an­laşılacağı üzere retorik eğitiminin Roma eğitim sisteminin temelini oluştur­duğunu söyleyebiliriz. Bu eğitim kamuda ya da sivil yaşamda, politik bir tar­tışmada, davalarda, genç bir Romalının kariyerinde kısaca hayatın birçok ala­nında işe yaramaktaydı. Tarihsel olaylar, antik yazarlar ve Roma tarihinde yer almış önemli birçok karakter çevresinde şekillenen bu eser, Roma eğitim sis­temine dair geniş bir perspektif sunmaktadır. Yazarın önceki çalışmalarının devamı niteliğinde olan bu eser, alana kazandırdığı yeni bakış açısıyla dikkate değerdir.

Akdeniz Üniversitesi
Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı,

Tolga UZUN
totolga7@gmail.com

  • Citation
  • Link
T. Uzun, Education in Ancient Rome: From The Elder Cato to The Younger Pliny. Yazar: S. F. Bonner, Libri IV (2018) 319-331.  DOI: 10.20480/lbr.2018034

Link: http://www.libridergi.org/en/2018-en/lbr-0164

17 January 2019 Aykan A.
← Ortaçağ Tüccarları ve Bankerleri
İzmir Ticaret Tarihi Müzesi Antik Dönem Sikke Koleksiyonu →

eISSN: 2458-7826

SCImago Journal & Country Rank

eISSN: 2458-7826

    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb

    ISSUE I (2015)

    ISSUE II (2016)

    ISSUE III (2017)

    ISSUE IV (2018)

    Search for Publication

    Popular Posts

    • Arrianus, İskender’den Sonraki Olaylar
      Arrianus, İskender’den Sonraki Olay...
    • L. Catilina Söyevi
      L. Catilina Söyevi
    • Mağara Ressamları: Dünyanın İlk Sanatçılarının Gizemli Dünyası
      Mağara Ressamları: Dünyanın İlk San...
    • Antikçağ’dan Bugüne Glykon Kültü
      Antikçağ’dan Bugüne Glykon Kültü
    • Haydi Sofraya! Mutfak Penceresinden Osmanlı Tarihi
      Haydi Sofraya! Mutfak Penceresinden...
    • The Huns, Rome and the Birth of Europe
      The Huns, Rome and the Birth of Eur...
    • Caesar
      Caesar
    • Crusades and Memory Rethinking Past and Present
      Crusades and Memory Rethinking Past...
    • Yüceliğe Hakaret Davasında Cornelius Savunması
      Yüceliğe Hakaret Davasında Corneliu...
    • The Treaty Between Rome and Lycia of 46 BC
      The Treaty Between Rome and Lycia o...
    • Medieval And Renaissance Famagusta Studies In Architecture, Art And History
      Medieval And Renaissance Famagusta ...
    • Egill’in Sagası
      Egill’in Sagası
    • Ortaçağ Ekonomisi ve Müslüman Tüccarlar (X-XIV. Yüzyıllar)
      Ortaçağ Ekonomisi ve Müslüman Tücca...
    • Konstantinos Paleologos
      Konstantinos Paleologos
    • Eski Yunan: Tarih Öncesinden  Klasik Çağ’a
      Eski Yunan: Tarih Öncesinden Klasi...

    PhaseKapakWeb

    eISSN: 2149-7826

    Libri

    • Home
    • About
    • Current Issue
    • Archive
    • Publication Policies
    • Publication Process
    • Contact

    Creative Commons Lisansı
    Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

    Popular Publications

    • Arrianus, İskender’den Sonraki O...
    • L. Catilina Söyevi
    • Mağara Ressamları: Dünyanın İlk ...
    • Antikçağ’dan Bugüne Glykon Kültü
    • Haydi Sofraya! Mutfak Penceresin...
    • The Huns, Rome and the Birth of ...
    • Caesar

    Recent Publications

    • Strabon, Geographika (Coğrafya): Kitap XI.1-14 20 March 2025
    • Stamped Amphora Handles from Magarsus 18 February 2025
    • New Dedications from Phaselis to Apollon Epidamos, Artemis Pergaia and Hephaistos 28 December 2024
    • New Inscriptions from Olympos (Lykia) 21 December 2024
    • New Inscriptions from Nikaia XVI: Votives to Zeus (Bronton and Gorzaios) 18 December 2024
    • New Reading of I.Mylasa I, 403 15 December 2024
    • A Wandering Jewish Tombstone 9 December 2024

    Search for Publication

    Archive

    Flag Counter
    • Home
    • About
    • Current Issue
    • Archive
    • Malpractice
    • Submission
    • Policies
    • Process
    • Contact
    Copyright © 2015 www.libridergi.org
    • Türkçe (Turkish)
    • English