Yüzey Araştırmaları Işığında Sillyon ve Çevresi
M. TAŞKIRAN (Ed.)
ISBN: 9786057673480
Sayfa: 349
Baskı Yılı: 2020
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Ege Yayınları
LIBRI VII (2021) 53-56
Geliş Tarihi: 20.02.2021 | Kabul Tarihi: 25.02.2021
Elektronik Yayın Tarihi: 01.03.2021
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2021
M. TAŞKIRAN, Yüzey Araştırmaları Işığında Sillyon ve Çevresi. İstanbul 2020. Ege Yayınları, 349 sayfa (247 Figür, 16 Çizim ve 10 Tablo ile birlikte). ISBN: 9786057673480
Arkeolojik yüzey araştırmaları neticesinde ortaya çıkan bu eser, M. Taşkıran’ın editörlüğü ve birçok araştırmacının katkıları sayesinde arkeoloji dünyasına kazandırılmıştır. Disiplinler arası birçok konuyu içinde barındıran kitap, sadece arkeolojik verilerin değil esere konu olan alanın çevresini, doğal yapısını ve florasını da kapsayan birleştirici ve bütünleyici bir çalışma olarak okuyucuya sunulmuştur. İçindekiler (V-VI) ile eser içindeki bölümlerin tanıtımı yapıldıktan sonra, daha önce Sillyon’da yüzey araştırmaları başlatmış olan araştırmacının Sunuş’u (VI) ile devam edilmekte ve ardından Önsöz (IX-XI) gelmektedir. Ardından yabancı araştırmacılar için de hazırlanmış Foreword (XIII-XV) kısmı ile kitabın içerisinde bulunan tüm bölümlerin hakem değerlendirmeleri için kurulmuş Bilim Kurulu (XVII-XVIII) listesi karşımıza çıkmaktadır.
Toplamda dört farklı bölüm ve yirmi farklı alt başlıktan oluşan eser; I. Bölüm Arkeoloji ve Sanat Tarihi Çalışmaları (1-222), II. Bölüm Eskiçağ Tarihi Çalışmaları (223-246), III. Bölüm Koruma ve Onarım Çalışmaları (247-278) ve IV. Bölüm Kent Araştırmaları (Mimari, Mühendislik, Flora ve Somut Olmayan Kültürel Miras) (279-249) bölümlerinden oluşmaktadır. Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünün ilk başlığı ise; M. Taşkıran tarafından kaleme alınan Pamphylia Ovasında Bir Savunma Kenti: Sillyon’dur (1-32). Bu kısımda Sillyon’un coğrafyasından ve tarihsel sürecinden bahsedilerek bölgedeki yeri hakkında çıkarımlarda bulunulmuştur. Kentin konumu ve teritoryumu tanıtıldıktan sonra Sillyon isminin kökeninden bahsedilmiştir. Ardından kronolojik olarak; en erken yerleşimin kanıtlarından Arkaik Dönem’e kadarki süreçte Sillyon tarihine ardından Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma İmparatorluk Dönemi, Bizans ve Türk-İslam dönemlerindeki Sillyon tarihi hakkında antik ve modern literatür kullanılarak okuyucuya Sillyon tanıtılmıştır. Anlatılanların pekiştirilmesi amacıyla da iki adet harita-plan okuyucuya sunulmuştur.
Bilgin, P. Kızıltepe-Bilgin ve E. Özdemir tarafından ele alınan başka bir kısım ise; Yüzey Araştırmaları Işığında Sillyon Seramikleri Üzerine Ön Değerlendirmeler’dir (33-89). Burada, yapılan yüzey araştırmaları sayesinde ele geçen seramik buluntular aracılığı ile kentin ve teritoryumunun seramik kültürü ile ilgili sonuçlar bilim dünyasıyla paylaşılmıştır. Konuya genel bir giriş yapıldıktan sonra ele geçen Geometrik ve Arkaik Dönem’e tarihlenen seramik buluntulardan bahsedilmiştir. Yine kronolojik olarak ele alınan seramik malzemenin Klasik, Hellenistik ve Roma Dönemi seramikleri tanıtılmıştır. Yoğun buluntu grubunun Roma Dönemi içerisinde olduğu görülen malzemenin yelpazesi de sunulmuş bu kapsamda Kırmızı Astarlı seramikler, Doğu Sigillataları A grubu, Sagalassos Kırmızı Astarlı, Doğu Sigillatası D grubu, Geç Roma D Kırmızı Astarlı seramiği ve kaba mutfak seramikleri kendi içlerinde gruplanarak sunulmuştur. Elde edilen veriler, hem kendi içlerinde hem de kent özelindeki sonuçları tartışılmıştır. Toplamda seksen dört adet katalog ve malzeme bilgisinin paylaşıldığı kısım, çizimler ile sonlandırılmıştır.
Yılmaz-Kolancı tarafından ele alınan bir başka konu; Antalya Müzesi’nde Bulunan Sillyon Heykeltıraşlık Eserleri’dir (91-100). Sillyon ve çevresinden ele geçen iki eser üzerinde yapılan çalışmaların anlatıldığı ve kısa bir girişin yapıldığı kısımda; Eros başı ve giyimli kadın heykeline ait parçaların olduğu tespit edilmiş ve bu bağlamda çıkarımlar yapılmıştır.
Özer ve M. Taşkıran tarafından işlenen bir başka konu, Sillyon Çevresinde Tespit Edilen Mimari Plastik Buluntuların Değerlendirilmesi’dir (101-112). Bu kapsamda 2009-2011 yıllarında Sillyon’da yapılan çalışmalarda tespit edilen bezemeli mimari eserler konu edinmiştir. Bilgilendirici ve açıklayıcı bir giriş ile ana materyale geçiş yapılmış, lahit ve lahit kapakları incelenmiş ve ardından mimari plastik eserler hakkında bilgiler sunulmuştur. Tespit edilen mimari objelerden sadece tarihlendirilebilen on tanesinin konu alındığı bu kısım, sonuç ve katalog ile sonlandırılmıştır.
Sillyon’da Men Kültü (113-125) adlı kısım ise B. Ş. Özdemir tarafından ele alınarak incelenmiştir. Nitekim kültle ilgili kısa bir giriş yapıldıktan sonra Sillyon’un da bulunduğu Pamphylia’da Men kültü incelenmiştir. Ardından Sillyon’da Men kültüne dair somut veriler incelendikten sonra Sillyon’da Men’in ortaya çıkışı ve kültüne dair düşünceler okuyucuya sunulmuştur. Elde edilen tüm veriler, sonuçta tartışılmıştır. Sonuç kısmının ardından da beş adet sikke ile anlatılanlar görsel olarak okuyucuya sunulmuştur.
Işık tarafından incelenen bir başka araştırma konusu ise; Sillyon Geç Antik Çağ Çeşmesi’dir (127-140). Tüm kısımlarda olduğu gibi girişte konuya değinilmiş ve ardından çeşme, teras duvarı ve meydana dair bilgiler sunulmuştur. Değerlendirme ve görsel içerikle sonlandırılan bu bölümde; yüzey araştırmaları ile sınırlı kalan çeşmenin tanıtılması ve işlevi üzerine ilk tespitler sunulmaya çalışılmıştır. Sillyon özelinde, arkeolojik verilerin bir bütün olarak incelendiği bir diğer çalışma; B. İşler tarafından incelenen Sillyon’un Bizans Dönemi Dini Yapılaşması’dır (141-160). Yapılaşma olarak kısa bir tanıtımın yapıldığı giriş kısmının ardından A ve B Kilisesi hakkında bilgiler okuyucuya sunulmuştur. Kiliselerin dışında C yapısı olarak isimlendirilen yapı hakkında teknik veriler açıklandıktan sonra yapılan çalışmalar kendi içinde değerlendirilmiş ve bu yapıların episkopeiona ait olup olmadıkları hakkında bir sonuç önerilmiştir. Ayrıca anlatılan tüm dini yapılar; planları, görselleri, cephe çizimleri ve restitüsyonları ile desteklenmiştir.
Atalay, M. A. Saçı, A. Çelik ve N. D. Yılmaz-Usta tarafından ele alınan bir başka çalışma; Sillyon Teritoryumunda Yer Alan Dorumburnu Nekropolisi ve Buluntuları (161-196) adlı kısımdır. Alanın konumundan, durumundan ve buluntularından kısaca bahsedildiği bir giriş ile çalışma, okuyucuya tanıtılmıştır. Dorumburnu Nekropolisi ve buradaki kazı çalışmaları ile başlayan çalışmalarda elde edilen veriler tablolar ile sunulmuştur. Ardından Dorumburnu Nekropolisi mezar tipleri ile daha spesifik araştırmalar paylaşılmıştır. Bu kapsamda nekroplisteki bazı mezar tipleri olan; pithos mezarlar, plaka tekne mezarlar, kiremit çatma mezarlar, içbükey kavisli semerdam kiremit çatma mezarlar ve düz semerdam kiremit mezarlar hakkında veriler okuyucuya sunulmuştur. Tanıtılan mezarların ardından kazı buluntularına değinilmiş ve söz konusu nekropolisteki iskeletlerin antropolojik analizleri üzerinde de durulmuştur. Elde edilen tüm araştırmalar da sonuç kısmında değerlendirilmiş ve görsel öge ve çizimlerle sonlandırılmıştır.
Daha geç dönemlere ait somut verilerin değerlendirildiği kısımlardan biri de; A. Mıynat tarafından kaleme alınan Türk-İslam Hâkimiyeti Yıllarında Sillyon (Karahisar-ı Teke) ve Buradaki İslami Sikke Buluntuları’dır (197-207). Farklı yıllarda yapılan yüzey araştırmalarından ele geçen İslami dönem sikkeleri ışığında, Sillyon’un Türk-İslam geçmişi hakkındaki tarihsel süreç, okuyucuya sunulmuştur. Bu kapsamda ele geçen on sekiz adet Türk-İslam sikkesi incelenmiş ve dönemleri hakkında çıkarım yapılarak kısa bir değerlendirmesi sunulmuştur.
Yine benzer bir dönemin araştırması ve aynı zamanda birinci bölümün son başlığı olan Sillyon Antik Kenti Türk-İslam Dönemi Kabristanı (209-221) adlı çalışma M. Palalı tarafından ele alınmıştır. Nitekim Sillyon’da bulunan Kabristanlar hakkında bir giriş yapılmış konumlarına ve mimari özelliklerine değinilmiş bu özelliklerine göre değerlendirmeler yapılmış ve bir sonuca ulaşılmıştır. Söz konusu kabristanlar hakkında; görsellerin, planların ve çizimlerin kullanılması da okuyucular tarafından daha kolay anlaşılmasını sağlamıştır.
Eserin ikinci bölümü olan Eskiçağ Tarihi Çalışmaları başlığının ilk kısmı olan Yazıtları Işığında Sillyon’un Romalılaşması Üzerine Bazı Düşünceler (223-231) adlı çalışma N. Gökalp-Özdil tarafından işlenmiştir. Bu kapsamda Sillyon kentinin Romalılaşma süreci ele alınmış, çevre kentlerin de yazıtlarına başvurarak kentin siyasi, sosyal, dini ve ekonomik anlamda Roma’nın yeni düzenine değişimi hakkında paylaşımlarda bulunulmuştur.
İkinci bölümün son makalesi ise; H. Köker tarafından ele alınan 2009-10 ve 2019 Yılları Sillyon Yüzey Araştırmaları Sikke Buluntuları (233-245) başlıklı makaledir. Bu kısımda kentin daha erken tarihli sikkeleri olan Hellenistik Dönem, Roma ve Bizans sikkeleri tanıtılmış, tanımlanamayan bazı sikkelere de değinilmiş ve kısa bir değerlendirmesi yapılarak sikke kataloğu ile sonlandırılmıştır.
Koruma ve Onarım Çalışmaları olan üçüncü bölümün ilk çalışması; Sillyon Antik Kenti Örnek Yapı Grubunda Yapı Durumu ve Risklerin Değerlendirilmesi’dir (247-254). Y. H. Selekoğlu tarafından ele alınan çalışmada, Hellenistik kule, hamam ve ana kent kapısında bulunan riskler değerlendirilmiştir. Yapılan tüm değerlendirmeler de sonuç kısmında görseller ile desteklenerek okuyucuya sunulmuştur. Koruma ve Onarım ile ilgili çalışmalar içinde bir diğer makale, M. Eroğlu, A. Yaşar ve Y. K. Kadıoğlu tarafından ele alınan Sillyon Antik Kenti Roma Hamamı Yapısında Arkeometrik Analizler’dir (255-264).
Üçüncü bölüm içinde; A. Yaşar ve Y. S. Şener tarafından çalışılan, Karahisar-ı Teke Kale (Sillyon) Mescidi Yapı Malzemeleri, Bozulmalar ve Koruma Sorunları (265-277) adlı araştırma, bir başka kısımdır. Kısa bir giriş ile başlayan kısım, mescidin genel özelliklerinin tanıtılması ile devam etmektedir. Ardından yapı malzemeleri hakkında bilgi verilmekte yapıda meydana gelen bozulmalar ve nedenleri hakkında bilgiler aktarılmaktadır. Tüm bu anlatılanlar ışığında da yapılması gerekli koruma ve onarım müdahaleleri üzerine fikirler sunulmaktadır.
Dördüncü bölüm olan Kent Araştırmaları başlığı altında ilk kısmı, E. Erçetin, M. Küçükdemirci ve Z. M. Hisarlı tarafından Sillyon Antik Kenti 2019 Araştırma Sezonunda Yapılan Jeofizik Çalışmalar (279-290) başlığı altında okuyucuya sunulmuştur. Giriş kısmı ile kısaca çalışmadan bahsedildikten sonra uygulanan jeofizik yöntemler anlatılmış ve düşey gradiyent manyetik ve yer ölçüm sonuçları paylaşılmıştır. Yapılan tüm çalışmanın verisi ise sonuçlar ve tartışma kısmında değerlendirilmiştir. Ayrıca metin içinde kullanılan tüm görseller, yapılan ve uygulanan yöntemlerin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Yine jeoloji ile ilgili bir başka çalışma H. Kumsar tarafından, Sillyon Antik Kenti (Serik-Antalya) Yerleşim Alanını Etkileyen Jeolojik, Mühendislik Jeolojisi ve Hidrojeolojik Faktörlerin İncelenmesi (291-302) başlığı altında çalışılmıştır.
Ö. Uzunel tarafından ele alınan bir başka konu ise; Sillyon’da Yer Alan Hellenistik Kule’nin Fasadının Yapısal Analizi’dir (303-320). Bu kapsamda giriş ile başlayan bu kısımda, kulenin tanımına ilişkin bazı bilgiler sunulmuş, kuleye ilişkin görüşler ve duvar teknikleri üzerine veriler aktarılmıştır. Ardından kulede kullanılan mimari tekniklere değinilerek kulenin yapısal olarak incelemesi yapılmıştır. Tüm anlatılanların sonrasında metot da okuyucuyla paylaşılarak değerlendirme ve sonuç kısmına geçilmiştir. Metnin sonunda kullanılan 3D model üzerinde yapılan deneylerin, görsel olarak sunulması da; arkeolojik temelli çalışmalarda modern bir kullanım olarak karşımıza çıkmaktadır.
Birleştirici ve bütünleştirici olarak ele alınan bir diğer konu ise; G. Semiz ve B. Günal tarafından Sillyon Antik Kenti Florasına Genel Bir Bakış (321-337) adlı başlık altında incelenmiştir. Sillyon’da yapılan çalışmaları konu alan eserin son makalesi, D. G. Erdem tarafından ele alınan Mitik Yapıdaki Aksamanın Ritüele Etkileri -Bali Baba Türbesi Örneği- (339-349) adlı yayındır.
Belli yıllarda yapılan titiz, özenli ve özverili bir çalışmanın eseri olan Yüzey Araştırmaları Işığında Sillyon ve Çevresi; alanında uzman çok değerli bilim insanlarının emek ve çabaları sonucunda ortaya çıkan bir kitaptır. Açık, anlaşılır, sade ve net bir dilin tercih edildiği eser, gerek konu özelinde çalışan araştırmacılar gerekse meraklı okuyucular tarafından rahatlıkla kavranabilecek bir üslupta ele alınmıştır. Ayrıca arkeolojik olarak modern belgeleme yöntemlerinin kullanıldığı çalışmalar, ayrıca önem arz etmektedir. Gerek makaleler özelinde gerekse kitap özelinde zengin görsel malzemenin kullanılması (çizim, plan, kesit, harita, 3D model, restitüsyonlar) çalışmaların daha kolay anlaşılmasını kolaylaştırmıştır. Netice olarak; hem bilimsel olarak profesyonel araştırmacıların hem de meraklı okuyucuların sorularına cevap bulabilecekleri kaynak bir kitap niteliğinde olduğu söylenebilmektedir.
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
Uğurcan Orhan (PhD.)
orhanugurcan@gmail.com
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2021/lbr-0297