ANTALYA. Some Accounts, Notices, References and Reports of the City of Antalya, and its History Published in English during the 19th Century, Together with Some Earlier References to the City, its Name and its History Published in English from the 16th to the 19th c.
Terrance Mikael Patrick DUGGAN
ISBN: 9786054483518
Sayfa: 745
Baskı Yılı: 2019
Baskı Yeri: Antalya
Yayınevi: Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü, Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalı Yayınları
LIBRI V (2019) 67-70
Geliş Tarihi: 05.06.2019 | Kabul Tarihi: 20.09.2019
Elektronik Yayın Tarihi: 01.11.2019
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2019
T.M.P. DUGGAN, ANTALYA. Some Accounts, Notices, References and Reports of the City of Antalya, and its History Published in English during the 19th Century, Together with Some Earlier References to the City, its Name and its History Published in English from the 16th to the 19th c.. Antalya 2019. Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü, Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalı Yayınları, 745 sayfa (VII+ 23 Resim+5 Harita+ 4 Plan+ 30 sayfa Dizin Eki’yle birlikte) ISBN: 9786054483518
Antalya üst başlıklı çalışma Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü tarafından Antalya Kent Tarihi’ne dönük arşiv ve kaynak koleksiyonu oluşturma amacıyla başlatılan yayın faaliyetlerinden ilki olarak okuyucuya sunulmuştur. E-kitap olarak yayımlanan çalışma (http://akdenizarastirmalari.akdeniz.edu.tr/?page_id=2122), Enstitü’nün Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalı’nda Öğretim Görevlisi olarak araştırmalarını sürdüren Sanat Tarihçi/Ressam T. M. P Duggan tarafından hazırlanmıştır.
Ortaçağlardan 19. Yüzyıla değin Antalya’ya odaklanan kitabın orijinal dili İngilizcedir. Bununla birlikte, Preface (III-IV), Acknowledgments (VII) ve her iki bölüme ait Introduction (Part I: 1-30; Part II: 421-429) kısımları Ö. Bozkurtoğlu Özcan tarafından Türkçe’ye çevrilerek Önsöz (V-VI), Teşekkür (VI-VIII) ve Giriş (Part I: 31-60; Part II: 430-436) başlıklarıyla okuyucuya sunulmuştur.
Metnin bütünü içerisinde, yazarın birinci tekil şahıs üzerinden kendisi ve eseri hakkında bilgi veriyor olması nedeniyle Preface/Önsöz ayrımına özel bir önem verilebilir. Zira dikkatli bir okuyucu burada ilkin Batı Avrupa seyahat geleneğini 20. yüzyıla taşıyan bir İngiliz/İrlandalı gezginle karşılaşır ve onun gözünden “öteki yer” olan Antalya’yı izler. Ardındansa 1990’lı yıllardan itibaren Antalya’da yaşayan bir sanat tarihçi ve ressamın kenti içeriden bir bakışla tanıma çabasını ya da “öteki yeri yurt seçmiş” bir kimsenin kenti algılama, deneyimleme ve yorumlama sürecine tanık olur (III-VI). Bu “ikili” bakış, bugüne değin ya dışarıdan “izlenmiş” ya da daima içeriden “gözlemlenmiş” bulunan Antalya kent tarihi için özgün bir durum sunar ve kitap iki temel soru ile bu sorunu akademik araştırmanın konusu haline getirir: “İngilizce konuşulan dünyada Antalya hakkında ne tür bilgiler bulunuyor?”, “Bu kaynaklarda, karşımıza çıkan “öteki yer” tasviri kentin doğal, kültürel ve tarihsel arka-planı ile ne denli uyumludur?”.
T. M. P. Duggan, bu iki soruyu 16-19. Yüzyıllar arasında İngilizce yazılmış ya da İngilizce’ye çevrilmiş gazete haberleri, seyr-ü sefer klavuzları, İncil rehberleri, ticari yazışmalar, okul kitapları, konsolosluk raporları, gezgin ve seyyah aktarımları gibi farklı türdeki materyal ve kaynak koleksiyonu aracılığıyla iki bölümde ele alıyor (Introduction/Giriş [1-60]). 19. Yüzyıl yazılı kaynaklarına ayrılan ilk bölüm, yüzyılın başından sonuna değin kronolojik olarak sunulmuş 689 aktarım aracılığıyla İngilizce konuşan dünyanın kenti izleme biçimini ortaya koyuyor (Part I. Mention and Accounts concerning the Port-City which is today called Antalya, published in English in the 19th century, including translations into English. Nos. [1-689]). Bu aktarımlar, salt sayısal açıdan değil Antalya kentinin resmi olmayan gündelik tarihine dair okuyucuya sunduğu içerik açısından da şimdilik elimizdeki en geniş koleksiyonu oluşturuyor olma vasfına sahipler. Böylece, bugün bizim Antalya olarak adlandırdığımız toprak parçasının isimlerinden onun sivil ve dini mimari özelliklerine; nüfus ve demografik yapısından mevsimlik göçlere; idari memurlardan liman ve alınıp satılan mallara; deprem ve salgın hastalıklardan münferit doğa olaylarına; kentin çeperinde gezinen alageyiklerden mucizelere değin kentin kollektif hafızasında yitip gitmiş çok ve çeşitli unsurları yeniden hatırlama ve eksik olan parçaları birleştirme fırsatı bulmaktayız.
Çalışmanın ikinci bölümü, 16. Yüzyıldan 19. Yüzyılın sonuna kadar İngilizce yayınlanmış, ya da Yunanca, Latince, Arapça, Osmanlıca, Fransızca, İtalyanca ve Almanca gibi dillerden İngilizce’ye çevrilerek basılmış edebi ve tarihsel kaynaklardan temin edilen aktarımlara ayrılmıştır (Part II. Introduction/Giriş [421-436]). Bu metinler aracılığıyla 19. Yüzyılda Antalya’yı ziyaret eden kimselerin kenti “görme biçimleri” çalışmanın odağına çekilmiştir. Başka bir deyişle, acaba 19. Yüzyıl gezginlerinin neredeyse tümü istisnasız bir şekilde Hadrianus Kapısı’na atıfta bulunurken neden birkaçı dışında hiçbiri 13. Yüzyılda kentin siluetinin anıtsal bir parçası olan Selçuklu Yivli Minare’sinden bahsetmiyorlardı?. Yazar araştırma kapsamında derlenen 619 aktarımı analiz ederek İngilizce kaynaklar ile onları okuyan kimselerin gördükleri ve zihinlerinde canlandırdıkları Antalya arasındaki ayrımı berraklaştırır: “Kent’e olan bu farklı bakış açılarının (Hristiyan, Yunan ve Latin ve Latin Haçlı) sonucu olarak, İngilizce yazanlar ve onların okurları açısından kent yalnızca belirli dönemlerde ve belirli zaman dilimlerinde var olmuşken; 19. Yüzyılda kentin nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar, belirli seçilmiş, ayarlanmış ya da hayal edilmiş durumlar haricinde pek görülmeyen, “diğer” olarak lanse edilen ve tarihleri ve böylece meşruiyetleri bulunmayan kişilerdi. 19. Yüzyıl İngilizce yazar, yayıncı ve okuyucular için, Avrupa’nın, Hristiyanlığın ve Haçlı Seferlerinin hayali geçmişi ile kentin ilişkisini hatırlatan, bilinen ve önemli tarihi unsurlar bulunmaktaydı. Bu yüzden de, kentin azınlıkta olan Hristiyan nüfusu ile daha fazla irtibat sağlanmış ve böylece, seyyahların, Yunanca ve Latince yazıtları kaydederek, belirli türden bilgilere ulaşması” sağlanmıştı (436).
Genel bir değerlendirme için elimizdeki kitabın İngilizce konuşan dünyada Antalya’ya dair aktarımları içeren basit bir seçkiden fazlasını sunduğu söylenebilir. Bununla birlikte, araştırmanın akademik açıdan ortaya koyduğu doyurucu içeriğinin özenli bir editoryal çabayı da hak ettiği vurgulanmalıdır. Bu bağlamda, Türkçe metin ve dipnot çevirilerinin yer yer yazarın üslup ve akıcılığından uzaklaşması; tashih hataları; metinde kullanılan resim, şekil, harita ve çizimlerin yayın kaliteleri; alıntı yapılan kaynakların yayın türü dikkate alınmaksızın karışık bir düzende verilmesi; kaynakça ekinin eksikliği ve dizin ayrımının yetersizliği ilk göze çarpan unsurlardır. Öte yandan, Antalya Kent Tarihi açısından bu denli önemli bir kaynak koleksiyonunun e-kitap yanında basılı kopyalarının da akademik dünyaya sunulması 745 yapraklık metnin okunması açısından faydalı olacağından kuşku yoktur. Son olarak, İngilizce yazılmış ya da İngilizceye çevrilmiş kaynaklarda Antalya konulu bir yerel tarih çalışmasının iki ana bölümünün de okuyucuya İngilizce olarak sunulması kenti tarihsel geçmişiyle birlikte tanımak isteyen azımsanamayacak sayıdaki Türkçe okuru bu çalışmadan mahrum bırakacak görünüyor. Her halükarda, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü’ne Antalya Kent Tarihi’ne yönelen kurumsal ilgileri nedeniyle teşekkür ediyor, serinin titizlikle yayına hazırlanmış diğer yayınlarını merak ve heyecanla beklediğimizi bildirmek istiyoruz.
Akdeniz Üniversitesi
Arkeoloji Bölümü
S. Gökhan TİRYAKİ (Dr. Öğr. Üyesi)
gtiryaki@akdeniz.edu.tr
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2019/lbr-0189