Antikçağ’da Korsanlık
Jules M. SESTIER
ISBN: 9789752410817
Sayfa: 234
Baskı Yılı: 2017
Baskı Yeri: Ankara
Yayınevi: Doğu Batı Yayınları
DOI: 10.20480/lbr.2018008
Geliş Tarihi: 08.01.2018 | Kabul Tarihi: 18.01.2018
Elektronik Yayın Tarihi: 25.01.2018
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2018
J. M. SESTIER, Antikçağ’da Korsanlık. Ankara 2017. Doğu Batı Yayınları, 234 sayfa. Çev. O. Adanır. ISBN: 9789752410817
Fransız tarihçi olan J. M. Sestier tarafından 1880 yılında La Piraterie Dans L’antiquite adıyla yazılmış olan kitap Antikçağ’da Korsanlık adıyla Oğuz Adanır tarafından Türkçeye çevrilerek Doğu Batı Yayınları tarafından Ekim 2017’de bastırılmıştır. Kitap İçindekiler, Çevirmenin Önsözü, Giriş, kısımlarının ardından sırayla numaralandırılmış 29 bölüm ve Dizinden oluşmaktadır. Kitapta aktarılan bilgiler 8 harita, 2 plan, 2 tablo, 45 fotoğraf ve 10 kronoloji tablosu ile desteklenmektedir. Yazar, Giriş (13-17) kısmında Antikçağda korsanlığın da denizcilik gibi insanlar tarafından nasıl doğal bir meslek olarak kabul edildiğine ve kitabında işleyeceği dönemden kısa kesitlere değinmiştir.
Antikçağ Korsanlığı Hakkında Genel Düşünceler İlkel Uygarlık – Denizciliğin Kökeni (19-24) ve İlkel Sosyal Devlet – Kaçırmalar ve Evlilik (24-28) adlı iki alt başlık içeren I. Bölüm‘de (19-28) insanoğlunun tarih boyunca gereksinimlerini karşılamak için verdiği uğraşlardan ve bu gereksinimleri karşılamak için denizcilik gibi korsanlığı da nasıl bir mesleğe dönüştürdüğünden bahsedilmektedir. Mitolojik ve tarihi kaynaklarda geçen kadın kaçırma ve korsanlık olaylarına da bu bölümde değinilmektedir. Bacchus Efsanesi (29-31), Argonotlar (31-34) ve Homeros’un Kahramanları (34-35) adlı üç alt başlık içeren II. Bölüm’de (29-35) Dionysos ve Argonotların korsanlarla olan maceralarına değinilmekte ve Homeros’un eserlerinde bulunan korsanlığa ait izler okuyucuya sunulmaktadır.
Karyalılar ve Fenikeliler başlığını taşıyan III. Bölüm’de (36-43) Karyalıların hâkimiyet kurduğu kıyılar ile dar ve yeterli kaynaklardan yoksun bir kıyı şeridine yerleşen ve korku nedir bilmeyen denizci Fenikelilerin denizcilik alanında eriştikleri başarılara değinilmektedir. Korsanlığı İlk Engelleme Girişimi Girit – Kral Minos – Rodos başlıklı IV. Bölüm’de (44-47) bilinen ilk donanmaya sahip olan Girit Kralı Minos’un geliştirmekte olduğu ilk deniz uygarlığını korumak amacıyla güvenli bir deniz oluşturmaya çalışmasından ve korsanlıklarıyla tehdit salan Karyalılar, Pelasglar, Lelegler ve Attikalılara karşı izlediği politikadan bahsedilmektedir.
Yunan Korsanları adlı V. Bölüm’de (48-51) denizciliği, halkları birbirine bağlayacak bir araç yerine yağma yoluyla zenginleşmeyi sağlayan bir araç olarak gören Yunanlıların korsanlığa bakışları irdelenmekte ve iki körfeziyle önemli bir deniz ticaret merkezi olan Korinthos’un korsanlara karşı izlediği politikaya dair bilgiler bulunmaktadır. Samos Adası – Tiran Polycrates – Tüccar Koleos başlığını taşıyan VI. Bölüm’de (52-58) Samos’ta kontrolü ele geçirerek hüküm sürdüğü sürede Anadolu kıyılarına korku salan tiran Polykrates ve onun icraatları anlatılmaktadır. Aynı zamanda Kolaios adlı Samoslu bir tüccarın denizlerde başından geçenler de bölümde aktarılmaktadır. Yazar, Yunan Korsanlığı – Salamis – Egina başlıklı VII. Bölüm’de (59-69) Atina ile Megaralılar arasında Salamis adasının hâkimiyetini ele geçirmek için vuku bulan çarpışmalar ve Atina ile Aegina arasındaki uzun süreli çekişmelerden bahsetmektedir.
Med Savaşları Döneminde Doğu Dünyası başlığını taşıyan VIII. Bölüm’de (70-83) Lydia’nın son kralı olan Kroisos’tan Marathon Savaşı’na kadar geçen dönemde Persler ile Yunanlar arasındaki politik ilişkiler ve siyasi tarih kısaca anlatılmıştır. IX. Bölüm (83-89) Med Savaşları Sonrasında Yunanistan başlığını taşımakta ve Kimon’un önderliğindeki Attika-Delos Birliği’nin Atina Deniz İmparatorluğu’na nasıl dönüştüğünü konu edinmektedir. Yazar, Birer korsanlık faaliyeti gibi görünen Atina’nın önceki seferlerinin filosu ile büyük bir deniz gücüne dönüştükten sonra birer deniz savaşına dönüşümüne de dikkat çekmektedir. X. Bölüm (90-94) iki alt başlıktan oluşmaktadır: ilk alt başlık Atina Egemenliği Altındaki Denizler, ikinci alt başlıksa Atina Deniz Örgütlenmesi olarak isimlendirilmiştir. Birinci alt başlıkta Atina’nı hâkimiyet kurduğu denizler üzerindeki politikası; ikinci alt başlıkta ise donanmanın örgütlenişi; mürettebat temini, askerler ve diğer ihtiyaçlar için yapılan harcamaların nasıl finanse edildiği anlatılmaktadır.
Philip ve Büyük İskender Döneminde Korsanlık başlıklı XI. Bölüm’de (95-98) II. Philippos’un deniz gücünü oluşturması, Büyük İskender’in doğu seferi esnasındaki denizcilik politikası ve korsanlığa karşı tutumu konu edilmiştir. XII. Bölüm (99-107) Kartacalılar – Romalılarla Gerçekleştirilen İttifak Anlaşmaları – Sicilya – Siraküza Kökenli Messina Silahşorları adını taşımaktadır. Bu bölümde Kartacalılar ile Romalıların anlaşmalarla oluşturdukları güç dengesi ve her birinin fırsat buldukça bu dengeyi lehlerine değiştirmek için giriştikleri eylemler konu edilmiştir. Etrüskler – Liguryalılar başlıklı XIII. Bölüm’de (108-112) şiddet ve yağmaya meyilli olan Etrüskler ile geçimlerini balıkçılık, ticaret ve korsanlıkla sağlayan ve Kuzey İtalya’da yaşayan Liguryalılar konu edilmiştir.
Roma ve Korsanlık (113-120) başlıklı XIV. Bölüm’de Kartaca ile mücadele içinde olan Roma’nın denizde hâkimiyetin önemini anlaması ile gemi yapımına hız vermesi, korsanlığa varan seferleri ve iki güç arasındaki Birinci Pön Savaşları konu edilmektedir. Roma’nın Korsanlarla Yaptığı Savaşlar – İllirya – Kraliçe Teuta – Pharoslu Demetrius – Kral Gentius başlıklı XV. Bölüm’de (121-128) Roma’nın Korsanlara karşı gerçekleştirdiği ilk sefer olan ve Romalıların üstünlüğü ile sonuçlanan İllyria Savaşı’nın aşamaları ve Kuzey Adriyatik’te huzurun nasıl sağlandığı anlatılmaktadır.
XVI. Bölüm (129-133) iki alt başlıktan oluşmaktadır: 1. Etolyalılar ve Yunan Haydutları, 2. Balear Adalarının Fethi. Birinci alt başlıkta Aetolialı korsanların Adriyatik Denizi’nde sebep oldukları problemlere ve Roma’nın Aetolialılara karşı tutumuna değinilmiştir. İkinci alt başlıkta ise Kartaca’nın gücünü kaybetmesi ile korsanlara dönüşen Balear Adaları halkının Roma tarafından nasıl dize getirildiği konu edilmiştir. Mithridates ve Korsanlar (134-139) başlıklı XVII. Bölüm’de Romanın en inatçı düşmanı olan Mihridates’in Roma’ya karşı gerek kara ve gerekse deniz seferleri kısaca anlatılmakta ve Mithridates’in Romalılara karşı deniz seferlerinde korsanlar ile işbirliğine değinilmektedir.
XVII. Bölüm (140-144) Korsanların Gücü – Caesar’ın Tutsaklığı başlığını taşımaktadır. Bu bölümde kendi iç karışıklıklarıyla bunalmış ve donanmasını ihmal etmesi sonucunda artık Akdeniz’e ‘Mare Nostrum’ diyemeyen Roma’nın durumuna, denizlerdeki korsan sayısının artışına ve korsanların yağma ya da adam kaçırma gibi eylemlerine Caesar’ın kaçırılması örneği verilerek değinilmiştir. Publius Servilius Isauricus’un Korsanlara Karşı Yürüttüğü Seferler (145-147) başlıklı XIX. Bölüm’de denizlerdeki korsan problemleri çözmek ve denizleri korsanlardan arındırmak amacıyla Roma senatosu tarafından görevlendirilen Publius Servilius’un Doğu Likya, Kilikya ve İsauriya’daki seferleri ve korsan başı Zeniketes’e karşı zaferi anlatılmaktadır.
Giritli Korsanlar – Antonius ve Metellus Komutasında Gerçekleştirilen Seferler (148-152) adlı XX. Bölüm Publius Servilius Isauricus’un seferinden sonra Asya kıyısındaki barınaklarını kaybettikten sonra Girit’e yelken açan korsanların faaliyetlerini ve bunu engellemeye çalışan Roma’nın politikasını içermektedir. Korsanların Kahramanlıkları – Şatafatlı Yaşamları ve Küstahlıkları başlıklı XXI. Bölüm’de (153-156) Afrika ve Sicilya buğdayına muhtaç olan Roma’nın (korsanların verdikleri zararlar, insan kaçırma vakaları ve tapınak yağmaları gibi nedenlerle) güç kaybetmesi ve ticaret yapamayacak hale gelmesi sebebiyle hayat pahalılığın son raddeye ulaşması konu edilmektedir.
Gabinus Yasası – Pompeius – Kilikya (157-163) başlığını taşıyan XXII. Bölüm’de Gabinus’un önerisiyle Pompeius’a verilen yetkilerden sonra Pompeius’un denizdeki güvenliği sağlama stratejisi ve korsanlara karşı üç ay içerisinde nihayete erdirdiği Doğu Seferi konu edilmektedir. Kıbrıs Adası ve Mısır’ın Fethi (164-166) başlıklı XXIII. Bölüm zayıflamış durumda bulunan Kıbrıs’ın Cato tarafından Ptolemaios hanedanından alınması ile başlayan ve Caesar’ın Mısır’ı örgütleyip Kleopatra’yı iktidara getirmesi ile tamamlanan Mısır’daki Roma egemenliğinin tesis edilmesi hususunu içermektedir.
General Sextus Pompeius ve Korsanlık – İmparator Augustus (167-185) başlıklı XXIV. Bölüm’de babasının ve ağabeyinin ölümünden sonra İspanya sularında saklanarak korsanlık faaliyetleri yürüten Sextus Pompeius’un Caesar’ın ölümünden sonra triumvirlere karşı seferleri ve sonu konu edilmektedir. Sextus’un ölümü ve Octavius’un Actium Zaferi’nden sonra son bulan korsanlıktan sonra Augustus’un Akdeniz politikası da işlenen bir diğer konudur.
Roma İmparatorluğu Döneminde Korsanlık (186-196) adlı XXV. Bölüm’de korsanlığın artık deniz kıyısında hayatta kalmak amacıyla başvurulan bir yöntem, savaşın yol açtığı zorunlu belalardan biri ya da tüm mağlupların galibe karşı birleştikleri son çare olma konumundan çıktığı Augustus’tan Valerianus ve Gallienus iktidarına kadar geçen zamana (MS 249-268) değinilmektedir. XXVI. Bölüm, Korsanlık ve Barbar İstilaları (197-203) başlığını taşımakta ve III. yüzyıl ortalarından itibaren başlayan ve Roma İmparatoru olan Büyük Constantinus’un iktidarı ele alışına kadar geçen süre içinde meydana gelen barbar istilaları ve barbarların başvurduğu korsanlık faaliyetlerine ve değinilmektedir. Antikçağ’da Korsanlık ve Denizcilik Yasaları (204-211) başlıklı XXVII. Bölüm kapsamında antikçağda Hellenler, Rodos ve Roma’nın korsanlığa karşı oluşturduğu yasalar ve korsanlara karşı takındıkları tavır incelemektedir.
Korsanlık ve Köle Ticareti (212-215) başlıklı XXVIII. Bölüm’de yazar yüksek köle talebi sebebiyle köle talebini karşılamak için yapılan korsanlığın temel amaçlarından biri olan köle ticaretinin nasıl yapıldığına; Delos, Side ve Korinthos gibi köle ticaret merkezlerindeki duruma değinmektedir. Korsanlık ve Edebiyat – Tiyatro ve Hitabet Okulları (216-224) başlıklı XXIX. Bölüm’de tiyatro yazarlarının eserlerindeki insan kaçırma sahnelerinin bolca görülmesi; hukuki türde tartışmalara dayalı contraversiae denilen tartışma biçimlerinde korsanlık faaliyetlerinin konu edilmesi irdelenmektedir.
Kitap yaklaşık bin yıllık bir dönemdeki korsanlık faaliyetlerini kapsamakla birlikte dönemin siyasi olaylarına da değinmektedir. Bu özelliğiyle kitap, korsanlık faaliyetlerinin ortaya çıkışını, nelere sebep olduğunu ve nasıl son bulduğunu okuyucuya kolaylıkla aktarabilmektedir. Çevirmenin bazı terimlere tam anlamıyla hâkim olamaması nedeniyle çeviride bazı yanlışlıklar olmasına rağmen, eser akıcı bir üsluba sahiptir.
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
Yaşar İsmet DEMİRÖZ (MA)
yasar@eontours.com
Y. İ. Demiröz, Antikçağ’da Korsanlık. Yazar: J. M. Sestier, Libri IV (2018) 39-43. DOI: 10.20480/lbr.2018008
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2018/lbr-0138