LIBRI
Epigrafi, Çeviri ve Eleştiri Dergisi
  • tr
  • en
  • Ana Sayfa
  • Dergi Hakkında
  • Son Sayı
  • Arşiv
  • Yayın Etiği
  • Yayın Gönderme
  • Yazım İlkeleri
  • Yayın Süreci
  • İletişim
Anasayfa » 2015 » Uygarlık Anadolu’da Doğdu

Uygarlık Anadolu’da Doğdu

Uygarlık Anadolu’da Doğdu

Fahri IŞIK

ISBN: 9786055607890
Çeviren: Fahri IŞIK – Erhan BOZKURT
Sayfa: 499 (536 resim ile birlikte)
Baskı Yılı: 2012
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Ege Yayınları

LIBRI I (2015) 33-35
DOI:  10.20480/lbr.2018115460
Geliş Tarihi: 21.08.2015  Kabul Tarihi: 25.08.2015
Elektronik Yayın Tarihi: 28.12.2015
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2015

pdf  PDF indir

references  PDF görüntüle

info  Atıf Düzeni

F. IŞIK, Uygarlık Anadolu’da Doğdu. İstanbul 2012. Ege Yayınları, 499 sayfa (536 resim ile birlikte). Çev.: Fahri IŞIK – Erhan BOZKURT. ISBN: 9786055607890

Fahri Işık’ın neredeyse çeyrek asır boyunca yazdığı makalelerden oluşan eser, Anadolu’nun özel­likle batısının gelişim ve varoluşunun Hellen temellerine dayandırılmasındaki ön yargıları kırmak amacıyla derlenmiştir. Eser yoğun bir resim derlemesiyle belgelendirilerek bize sunulmaktadır. Genel olarak mimari, resim, yontu, yazı ve biçem irdelemeleri yer almaktadır.

Uygarlık Anadolu’da Doğdu adlı çalışma çeviri ve yayın hazırlıkları tamamlandıktan sonra Ege Yayınları tarafından 2012 yılında İstanbul’da basılmıştır. Eser İçindekiler (7), Başlarken (9-21), yirmi makale ve makale başlıkları içerisinde bulunan eklemelerin yer aldığı bölümlerden (23-379) oluşarak devamında bunu takip eden Kısaltmalar (403), Resim Kaynakçası (405-408), Dizin (409-442) ve Levhalar (499-588) ile sonlanır.

Başlarken (9-21) kısmında çalışmanın amacı verilmektedir. Batı uygarlıklarının öğretilerindeki Doğu Yunan ve F. Işık ile duymaya başladığımız Anadolu-İon kavramları hakkında irdeleme ve Hellenleşme süreci üzerine eleştiri yer almaktadır. Sanatın ve yaratıcılığın çıkış yeri olarak gös­terilen Hellas’ın aslında bunu yaparken temelde birçok yerden olduğu gibi Anadolu’dan da etkilendiğine değinilir. M. Atıcı ve R. Tekoğlu ile kaleme aldığı Karabel Geçidi Yakınındaki Ka­rakuyu’dan Hitit Sonrası Kral Dikmetaşı (23-59) adlı ilk makale Küçük Menderes Vadisi üzerindeki Karakuyu Köyü’nde yer alan ve önemli bir doğal geçiş kapısı yakınındaki dikme taş üzerinedir. Bir parçası ele geçmiş kabartmanın Hitit Dönemi biçemine sahip diğer örnek kabartmalarla benzer­liği ve özellikle içerdiği özgün hatları karşılaştırmalı incelemelerle ele alınmaktadır. Üzerindeki Mira Kralı Takasnava’ya ait olduğu belirtilen Luvice yazıt sayesinde eserin kesin tarihi de sapta­nabilmiştir. Büyük Yontu Sanatının İonia’da Başlangıcı (61-70) başlığıyla, çoğu araştırmacı tara­fından Dedalik Dönem Girit yontu biçeminin öncü olarak kabul edildiği gerçeğinin zamanla değiş­tiğine, aslında Samos’un sanatsal ve anıtsal yapıtlarının ayrıntılarına bakılarak bu yaratıcılığın en erken örnekler olduğuna değinilmektedir. MÖ VII. yüzyılda heykel sanatının asıl yaratıcısı Mısır ile arasındaki bağları gelişmiş olan İon’un bunu sanatsal yorumu ile harmanlaması anlatılmakta­dır. Ege ve Samos’taki örnek azlığının ileride daha kesin yargılara varılmasına yardımcı olacağı çı­ka­rımı yapılmıştır. Kıvrımın ve Gülümsemenin Ege’de Ortaya Çıkışı (71-88) başlığında Anadolu iç­le­rindeki örneklerin kıvrım işlemelerinde doğalı yakalamaya çalışması ve kendine özgü örgeleri işleyişi; hatta doğal gülümsemenin doğulu biçemin içinde barındığı aktarılmaktadır. Phryg Erken Kybele Resimlerinin Ortaya Çıkışı ve İon Yontusuna Etkisi (89-119) adlı makalede İon ve Phryg yon­tularının giysi düzenlemesi, yüz, saç, başlık ve kullandıkları simge incelemeleri anlatılmakta­dır. Phryg yontusundaki karışık Anadolu ve Güneydoğu Anadolu kültürünün batıya aktarılışına deği­nilmektedir. Ephesos Artemis Tapınağı Fildişi Yontucukları (120-137) adlı çalışmada yerel İon yapıtı olan yontucukların yerel atölyeler tarafından nasıl da Anadolulu örgeleri işlediğine ve Doğu unsurunun bir ayrımdan ziyade değişim süreciyle alakalı olduğuna değinilir. Bu atölyelerin farklı ustalarla çalışmış olabileceğine yer verilmektedir. Elmalı D-Tümülüsü Yontucukları (139-158) baş­lığıyla yine Ephesos atölyelerinden çıkmış olması gereken yontucuklardaki İon ve yerel unsurları­nın birlikte işlenişi anlatılmaktadır. Yontucukların tanrısal mı, yoksa insan olarak mı verilmek is­tendiğine değinilmektedir. Buluntuların geldiği tümülüslerin sahipleri üzerine düşünceler aktarıl­maktadır. Pişmiş Toprak İon Kuşlu Korelerinin Biçem Gelişimi (159-173) başlığı altında pişmiş top­rak İon kuşlu kore’lerinin giysi üzerindeki doğal kıvrımın verilmesi ve diğer bölgelerin çağdaş bir şekilde bu sanat akımını takip edişi hakkında bilgiler bize sunulmaktadır. Hellen Mucizesi Var Mıydı (175-192) adlı makalede genel olarak yazarın tüm makalelerinde değindiği etkileşim ele alınır. MÖ 547 Pers egemenliği ile İon ustalarının bu baskıdan demokratik düzenin yaşandığı Atina baharına kaçmasının Hellen yaratıcılığının temelinde nasıl bir etken olduğuna değinil­mektedir. Keben Kaya Kabartmasındaki Hitit-İon Alaşımı Üzerine (193-202) adlı çalışmada Yeni Hitit Dönemi’ne tarihlenen kabartma, mihrap, duruş, yüz ve giysi gibi ayrıntılarla tamamen incelenerek etkilenmiş olabileceği unsurlarla birlikte neden Geç Hitit Dönemi’ne ait olması ge­rektiği sunulmaktadır. İğli Tanrıça (203-212) başlığında iğin Anadolu tanrıçası simgelerinden olu­şu ele alınmaktadır. İon etkilerinin Phryg ustaları üzerine etkisi incelenmekte; hatta İon yontu okullarında eğitim almışlığı olası Anadolu ustalarına değinilmektedir. Letoon’dan “eni mahana­hi”nin İnsansı Yarım Yontusu (213-220) başlığında Letoon’dan ele geçen yerel tanrı eni mahanni olması gereken yarım torso’nun Neolitik gelenekten bu yana yarı işlenmiş insansı betilerin tanrı­sal değeri anlatılmaktadır. Ayrıca yontunun Lykia Bölgesi’ndeki diğer yontular ile arasındaki farklılık ve benzerlikleri sunulmaktadır.

Bu kısma kadar yontu incelemelerinin yer aldığı makaleler bulunmakta, sonrasında mimari incelemelerin yer aldığı makalelerle devam etmektedir. Pişmiş Topraktan Duvar Kaplama Levha­larının Anadolu’da Ortaya Çıkışı Üzerine (221-246) adlı başlık altında özgün Phryg mimari beze­mesi olan pişmiş toprak duvar kaplama levhalarının kullanım amaçları ve alanları, çömlekçilik betileriyle olan alakası, kullanılan betimler ve bu betimler üzerinden karşılaştırmalar yapılarak tarihlenmesine yer verilmektedir. İon Mimarisinin Başlangıcı Üzerine (247-261) adlı çalışmayla Hellen tapınaklarındaki planın temelinde yatan megaron’un Troya ile olan ilişkisi ve Samos Hera­i­on’unda yaratılan İon mimari tasarımının öncü olarak kabul edilen diğer yapılarla olan bağlantılı incelemeleri, Anadolu’daki uygarlıkların kent uygulamaları ve mimarisine bakılarak diğer Hellen mimari sistemleri üzerine etkileri veya etkileşimleriyle anlatılmaktadır. Anadolu Revak’ından Hellen Stoa’sına (263-273) adlı makale İçindekiler kısmında basım hatası nedeniyle yer almamış olmalıdır. Çalışmada tapınak mimarisiyle bağlantılı olarak gelişmiş stoa’nın yine Hitit ve Urartu tapınaklarında yer alan revağın peripteral bir formdan ziyade stoa gelişimiyle olan alakası ele alınmaktadır.

Bu kısımdan itibaren ise tapınım ve din algısı üzerine yapılan çalışmalar yer almaktadır. Phryg Kaya Anıtlarının Ortaya Çıkışı Üzerine (275-292) başlığında Phryg kaya anıtlarının Urartu kaya mezarı ve Yeni Hitit yontu biçemi etkileriyle olan bağlantısı sunulmaktadır. Anadolu tanrılarının doğanın kendisinde oluşunun kabulü ve açık alan tapınımlarıyla yerel etkilerin bir sonucu olduğu anlatılmaktadır. Ayrıca Lykia ve Paphlagonia’yla olan etkileşime de değinilmektedir. Gömütleri Işı­ğında Phryg Hanedanlarının Tanrılaşması (293-310) adlı çalışmada Yeni Hitit krallarının Urar­tu’da olduğu gibi tanrısallaşarak kral kültü oluşumunda Anadolu üzerine olan etkisi ele alın­maktadır. Biçem ve gömüt geleneğinde yine bu etkilerin izleri örneklerle açıklanmaktadır. Karialı Dağ Egemeni ve O’nun Kbid’deki Kutsal Taşı (311-325) başlığında Neolitik Çağ, Çatal Höyüğü’nde gördüğümüz boğa üzerindeki, tanrısal güce sahip sakallı erkek betisinin zaman içerisinde Ana­dolu’daki tüm halklarda da devam ettiğine, hatta baş tanrı özelliğine sahip olduğuna deği­nilmektedir. Lykçe adı Kbid olan Kaunos’taki gök tanrıyı temsil eden kutsal taşın Hellen gele­neğinden ziyade Anadolu tapınım gelenekleriyle olan bağlantısı anlatılmaktadır. İlion Athena Ergane’si ve Pergamon Athena Nikephoros’u Işığında Anadolu Athena’sı Üzerine (326-336) adlı çalışmada İlias kült yontusu Ergane’nin giysi unsurlarının Hitit biçemiyle alakası, Pergamon’dan Athena Nikephoros’un Ephessos Artemis’ine benzer yapısı ve bu iki tanrıçanın temelindeki dü­şüncenin Anadolu’daki Ana Tanrıça Kybele tapınımının olduğu anlatılmaktadır. Neolitik Çağ’dan Klasik Dönem’e Anadolu-Eski Phryg Ana Tanrıçası (337-377) başlığı altında Neolitik Çağ’da Çatal Höyük ve Hacılar’da görmeye başladığımız toprağı ve bereketi temsil eden Ana Tanrıça kültünün verimli Anadolu topraklarındaki değerine ve sürekli varoluşuna, sonrasında ise erili temsil eden Gök Tanrı kültünün yanında devamlı yer alışına değinilmektedir. Ayrıca bu kültün diğer Anadolu toplumlarındaki isimsel ve biçemsel değişimiyle Hellen tanrıçaları üzerindeki etkisi sunulmaktadır.

Son makalede etkileşim son bir örnekle ele alınmaktadır. Polyksena Lahdi’nin Anadolu-İon Vasfı (379-404) adlı çalışmanın içeriğinde Kızöldün Tümülüsü’nde ele geçen Polyksene Lahdi’nin sipariş edeninin ve sahnelerdeki mitolojik betilerin diğer mezarlar ile olan bağlantısına değinil­mektedir. İonlu ustalarının daha öncesinde gelen yaratıcılığı işlediği ve ilerletmeye devam ettiği biçem irdelenmektedir. Bu gömüt geleneğini popüler yapanın ise, yine yaratıcı dokunuşları ya­pan Anadolu-İon’un kendisi olması gerektiği üzerine incelemeler aktarılmaktadır.

Sonuç olarak, şu anki çalışma ve materyal kültür kalıntılarıyla desteklenen Anadolu ve Batı Anadolu halklarının Neolitik Çağ’dan bu yana bu topraklarda olduğu açıktır. Batı Anadolu halk­larının Karanlık Çağ ile bir anda ortadan kaybolup yerine Hellenlerin gelip toprağı bereket­lendirmesiyle sanat ve düzen getirmiş olduğu kabul edilemez. Aksine sanatta esinlenmeleri ve biçemin temelini bu topraklardan aldığı görülmektedir. Batı’nın çalışmalarını medeniyet addede­rek bunları bilimin temelindeki sorgulayıcılık olmaksızın kabul etmenin yanlışlığına düşmemek gerektiğini sadece arkeolojide değil, her bilim dalında geçerli olduğunu yadsımamak gerekir.

 

Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü

Osman Çağlar EKİZ (M.A.)
osman.c.ekiz@gmail.com

  • Makale Atıf Düzeni
  • Makaleye Direkt Link

F. IŞIK, Uygarlık Anadolu’da Doğdu. İstanbul 2012. Ege Yayınları, 499 sayfa (536 resim ile birlikte). Çev.: Fahri IŞIK – Erhan BOZKURT. ISBN: 9786055607890 Tanıtan: Osman Çağlar EKİZ, Libri I (2015) 33-35.

Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2015/lbr-0001

13 Temmuz 2016 Aykan A.
← Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens – İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi
In Pursuit of Excellence: Works of Art from The Museum of Turkish and Islamic Arts İstanbul →

eISSN: 2458-7826

Yayın Gönderme

Çalışmalarınızı Editöryal Prensiplere ve Yazım İlkelerine göre düzenledikten sonra,  libri@akdeniz.edu.tr
adresine gönderebilirsiniz.

SCImago Journal & Country Rank

eISSN: 2458-7826

    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb

    SAYI I (2015)

    SAYI II (2016)

    SAYI III (2017)

    SAYI IV (2018)

    Search for Publication

    En çok okunanlar

    • The Treaty Between Rome and Lycia of 46 BC
      The Treaty Between Rome and Lycia o...
    • Bizanslılar
      Bizanslılar
    • Savaşçı Kadınlar Amazonlar
      Savaşçı Kadınlar Amazonlar
    • Lycia and Classical Archaeology: The Changing Nature of Archaeology in Turkey
      Lycia and Classical Archaeology: Th...
    • Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Eser Koleksiyonu: Grek, Roma ve Bizans Sikkeleri
      Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi...
    • Müslümanların İktisadi Düşünce ve Analize Katkıları
      Müslümanların İktisadi Düşünce ve A...
    • Intercession and Succession, Enlightenment and Reflection: The Inscriptional Program of the Karatay Madrasa, Konya
      Intercession and Succession, Enligh...
    • Roma: Kartalların İmparatorluğu
      Roma: Kartalların İmparatorluğu
    • Kahramanın Doğuş Miti: Mitolojinin Psikolojik Yorumu
      Kahramanın Doğuş Miti: Mitolojinin ...
    • Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu
      Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu
    • Mitolojiden Alegoriye
      Mitolojiden Alegoriye
    • Kapadokya’da Zeus Kültü
      Kapadokya’da Zeus Kültü
    • Senatus’ta Adaylık Toga’sıyla Rakipleri C. Antonius ve L. Catilina Aleyhine Konuşma
      Senatus’ta Adaylık Toga’sıyla Rakip...
    • Büyük Konstantin: Yenilmez İmparator, Muzaffer Hıristiyan
      Büyük Konstantin: Yenilmez İmparato...
    • Jül Sezar’ın Ölümü: Tarihteki En Ünlü Suikastın Öyküsü
      Jül Sezar’ın Ölümü: Tarihteki En Ün...

    PhaseKapakWeb

    eISSN: 2149-7826

    Libri

    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim

    Creative Commons Lisansı
    Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

    Son Çıkan Yayınlar

    • Strabon, Geographika (Coğrafya): Kitap XI.1-14 20 Mart 2025
    • Stamped Amphora Handles from Magarsus 18 Şubat 2025
    • New Dedications from Phaselis to Apollon Epidamos, Artemis Pergaia and Hephaistos 28 Aralık 2024
    • New Inscriptions from Olympos (Lykia) 21 Aralık 2024
    • New Inscriptions from Nikaia XVI: Votives to Zeus (Bronton and Gorzaios) 18 Aralık 2024
    • New Reading of I.Mylasa I, 403 15 Aralık 2024
    • A Wandering Jewish Tombstone 9 Aralık 2024
    • Eine Gruppe neuer Grabinschriften aus Kestel bei Bursa 27 Mart 2024

    Yayın Arama

    Arşiv

    Flag Counter
    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yayın Etiği
    • Yayın Gönderme
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim
    Copyright © 2015 www.libridergi.org
    • Türkçe
    • English (İngilizce)