İbn Haldun’un Mukaddime’sinde Maişet Yolları
Ozan SAĞSÖZ
ISBN: 9786057947253
Sayfa: 171
Baskı Yılı: 2018
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Vakıfbank Kültür Yayınlar
LIBRI V (2019) 7-10
Geliş Tarihi: 28.12.2018 | Kabul Tarihi: 07.01.2019
Elektronik Yayın Tarihi: 17.01.2019
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2019
O. SAĞSÖZ, İbn Haldun’un Mukaddime’sinde Maişet Yolları. İstanbul 2018. Vakıfbank Kültür Yayınları, 171 sayfa ( 3 Tablo ile birlikte). ISBN: 9786057947253
Tarihin, diğer disiplinler ile diyalektik bir anlatı inşası çabaları genel olarak modern tarih çalışmalarına dair bir kaygıymış gibi görülmektedir. Bu doğrultuda geçtiğimiz yüzyılda özellikle batı menşeili tarih yazımında önemli çabalar gösterilmiş, geliştirilen kuramsal altyapılarla “tarih olgusu” yeniden şekillendirilmeye çalışılmıştır. Düşünce tarihinden, mekân-tarih ilişkisine kadar birçok mesele yapı sökümüne uğramış, yer yer bu söküm doğrultusunda yeni tarih anlayışları inşa edilmiştir. Tüm bunların temel sebebinin sosyoloji, felsefe ve siyaset bilimi gibi beşerî bilimlerin geçtiğimiz yüzyıllarda kendilerine yeni yollar çizmesiyle bağlantılıdır. Bu minvalde tarih “bilimi” de diğer beşerî bilimlerin dönüşümüne dâhil olmuş, tüm bu bilimlerin dönüştürülmesinde katkısı olduğu gibi, bu bilim dallarınca da büyük bir dönüşüme uğramıştır. Günümüz tarihçiliği tüm bu süreci “modern” tarihçilik ile açıklama eğilimi gösterse de tarihin diğer disiplinler ile etkileşiminin kökenlerini “moderniteye” atfetmek oldukça yetersiz bir çabadır. Zira henüz bu kavramların hiçbiri oluşmamışken yaşadığı dönemin tarih perspektifinin çok daha dışında bir metin ortaya koyan İbn Haldun hâlihazırda bu disiplinlerarası altyapıyı çok daha öncesinde kurmuştu. İbn Haldun’u doğrudan tarihçi olarak adlandırmak bu sebepten ötürü oldukça yetersiz görünmektedir. Günümüz perspektifinden bakıldığında onun için “antropolog”, “sosyolog” ve “siyaset bilimci” gibi yakıştırmalarda bulunmak abartılı değil, eksiktir. Bu açıdan bakıldığında onu disiplinlerarası bir beşerî bilimci olarak görmek bir mecburiyet olarak karşımıza çıkıyor.
1332 senesinde Tunus’ta dünyaya gelen İbn Haldun, uzun seneler siyasetle uğraşmış ve siyasetin doğal bir sonucu olarak siyasi çalkantıların ortasında kalmıştır. Hiçbir zaman ilimden uzak kalmamasına rağmen onun tam manasıyla eser üretmeye kendini adadığı dönem 1375-1383 seneleri arası olarak görülmektedir. 7 cilt olarak kaleme aldığı el-İber adlı eseri onun tarihe dair telif ettiği en ayrıntılı metindir. Fakat bu eseri giriş olmaksızın sunmak istemeyen İbn Haldun, eserine giriş mahiyeti taşıyan “Mukaddime”yi kaleme alır. 5 ayda kaleme aldığı bu eser İslâm tarih yazımında eşsiz bir nitelik taşımaktadır. Hatta Mukaddime’nin muhteviyatı günümüz bilimsel çalışmaları ile karşılaştırıldığında bir girişten daha çok teorik arka plan izlenimi uyandırmaktadır.
İbn Haldun kendisinden sonra yaşayan birçok düşünce insanı ve tarihçiyi etkilemiştir; hatta Osmanlı döneminde İbn Halduncu isimler karşımıza çıkmaktadır. Fakat İbn Haldun’un tam manasıyla uluslararası bir üne kavuşması geçtiğimiz yüzyılda olmuş, bu minvalde geniş bir İbn Haldun kitaplığı oluşmuştur. Bu açıdan Türkiye’de de telif metinler üretilmekle beraber, dünyanın diğer yerleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’de yapılan İbn Haldun çalışmaları niceliksel açıdan oldukça cılız kalmıştır. Tanıtımını yapmakta olduğumuz Ozan Sağsöz’ün İbn Haldun’un Mukaddime’sinde Maişet Yolları eseri bu açıdan dilimizde yapılan önemli bir telif çalışması olarak görülüyor. Kendisinin eseri Ahmet Tabakoğlu danışmanlığında hazırladığı yüksek lisans çalışmasına dayanmaktadır. Bizim bu kitabı tanıtmaktaki temel gayemiz, İbn Haldun kitaplığı açısından büyük önem arz ettiği kanaatinde olduğumuz bu kitabın daha geniş kitlelere ulaşabilmesi ve okuyucu adaylarının nelerle karşılaşacağına dair bir içerik oluşturmaktır.
Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan 2018 senesinde çıkan bu çalışma 3 ana bölümden oluşmaktadır. Eserin temel gayesi İbn Haldun’un maişet üzerine değindiği hususları iktisadi bir gözle incelemek ve değerlendirmektir. Çalışmanın “Giriş” bölümünde çalışmanın metodolojisi ve amacı açıklanır ve birinci bölüme geçilir. Birinci bölüm “İbn Haldun’dan Önce Yakındoğu’da Tarih Bilimi” başlığını taşımaktadır. Yazar bu bölümde antik çağdan başlayarak İbn Haldun’a kadar gelen süreçte tarih biliminin nasıl bir dönüşümden geçtiğini gözler önüne serer. Lakin bunu yaparken İbn Haldun’un perspektifi gözden kaçırılmamıştır. Zira ilgili bölümde İbn Haldun’un kendisinden önceki tarihçiler üzerine yaptığı sınıflandırmalar, eleştiriler ve övgüler perspektifinde bir anlatı sunulur. İbn Haldun’un “büyük tarihçiler” olarak atıfta bulunduğu tarihçiler titizlikle incelenmiştir. Bu bölümde İbn Haldun’un el-İber adlı eseri hakkında da bilgiler sunulmuş ve onun tarihçiliği incelenmiştir. Yazar bu bölümde İbn Haldun’un hayatı ve Mukaddime’yi yazma sürecini paralel ele almış ve onun deneyimlerinin esere katkısını gözler önüne sermiştir. İlgili bölümde Mukaddime’nin modern dillere yapılan çevirilerinden söz edilir. Ayrıca Mukaddime’nin tarihçiliğe getirdiği yeni perspektif ele alınır. Bölümün diğer bir konusu ise Mukaddime’nin kısımları ve nazariyelerinin incelenmesidir, burada İbn Haldun’un toplumsal kategorizasyonu incelenir ve onun perspektifinden bu kategorizasyona ışık tutulur. İlk bölüm esas olarak İbn Haldun’un tarihe nasıl baktığı ve onun Mukaddimesinin nasıl şekillendiği üzerine kurulmuştur.
İkinci bölüm ise “İbn Haldun’da İktisadî Vaziyetler” başlığını taşımaktadır. Bölüm, İbn Haldun’un tarihi nasıl disiplinlerarası incelediğinin anlaşılması bakımında büyük önem arz etmektedir. Zira İbn Haldun içerisinde bulunduğu ve kendisinden önce yaşayan devletlerin iktisadî vaziyetleri hakkında teferruatlı bilgiler sunmaktadır. Bu bölümde İbn Haldun’un iş bölümüne dair fikirleri, modern iktisat teorisyenlerinin fikirleri ile karşılaştırmaları bir şekilde ele alınmıştır. İbn Haldun ve öncesindeki İslamî yazarların iş bölümü meselesindeki örnekleri, modern teorilerle kıyaslanmış, benzerlikleri ve çelişkileri değerlendirilmiştir. İhtiyaçlar meselesi de ilgili bölümün önemli bir başlığıdır. Yazar bu başlıkta İbn Haldun üzerine telif edilen diğer eserlerdeki İbn Haldun ihtiyaçlar meselesini dikkatle ele alarak kendi anlatısını geliştirmiştir. Burada temel olarak İbn Haldun’un ihtiyaç türlerini sınıflandırma şekli ve bu sınıflandırmanın onun nazariyeleri kapsamında incelenmesidir. Bu bakımdan onun görüşleri Gazali gibi ilim insanları ile de kıyaslanmıştır.
Üçüncü bölüm’ün başlığı “İbn Haldun’a göre Geçim Yolları”dır. Bu bölümde İbn Haldun’un perspektifinden geçim meselesi ele alınır. Bu konu ele alınırken toplumsal kategorizasyon temelli görüşleri incelenir. İbn Haldun’un “tabiî” ve “tabiî” bulmadığı geçim yolları üzerin geliştirdiği fikirler incelenir. Bu bölümde geçim üzerinden vergi meselesi de ele alınır ve vergi/refah ilişkisi modern iktisat teorileri ile karşılaştırılarak anlatılır. Bu bölümde İbn Haldun’un fikirleri sadece iktisadi kuramlar ile karşılaştırılmakla kalmamış antropolojik verilerle de kıyaslamalar yapılmıştır. Geçim meselesi incelenirken İbn Haldun’unda bir parçası olduğu “İslâm” perspektifi incelemeye dâhil edilmiştir. Hatta yazar İbn Haldun’un geçim meselesine “dini” mi, yoksa “iktisadi” mi, baktığını dikkatle incelemiştir. Yazar bahsi geçen mesleklere de titiz bir bakış sunmuştur. Eser üçüncü bölümünün ardından sonuç bölümüyle son bulur. İlgili bölümde tüm bu meselelerin genel bir tartışması ve incelemesi bulunmaktadır.
Sonuç olarak ilgili eser ortaçağ iktisat tarihi ve İbn Haldun çalışmaları bakımından önemi haiz bir çalışmadır. Yazar İbn Haldun’un iktisadi durumlar hakkındaki görüşlerini “maişet” üzerinden inceler. Burada en dikkati geçen İbn Haldun’un geliştirdiği birçok nazariyenin sonraki yüzyıllarda habersiz bir biçimde erken modern ve modern iktisat teorisyenleri tarafından tekrarlanmış olmasıdır. Bu durum hem eserin önemini arttırırken hem de İbn Haldun’un çok bilinmeyen bir yönüne daha ışık saçar. Zira İbn Haldun’un “tarih”, “sosyoloji” ve “antropoloji” gibi alanlardaki öncül fikirleri uzun yıllardır bilinse de, onun iktisat üzerine olan fikirleri bu eser sayesinde daha anlaşılabilir kılınmıştır.
Akdeniz Üniversitesi
Tarih Anabilim Dalı
Doğan Mert DEMİR (PhD)
doganmdemir@gmail.com
Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2018/lbr-0177