LIBRI
Epigrafi, Çeviri ve Eleştiri Dergisi
  • tr
  • en
  • Ana Sayfa
  • Dergi Hakkında
  • Son Sayı
  • Arşiv
  • Yayın Etiği
  • Yayın Gönderme
  • Yazım İlkeleri
  • Yayın Süreci
  • İletişim
Anasayfa » 2016 » Doğu-Batı Arasında Bilgi Transferi: Geç Ortaçağlar

Doğu-Batı Arasında Bilgi Transferi: Geç Ortaçağlar

Doğu-Batı Arasında Bilgi Transferi: Geç Ortaçağlar

Pınar ÜLGEN

ISBN: 9786053963981
Sayfa: 495
Baskı Yılı: 2016
Baskı Yeri: İstanbul
Yayınevi: Arkeoloji ve Sanat Yayınları

LIBRI II (2016) 553-555
DOI: 10.20480/lbr.2016055
Geliş Tarihi: 12.12.2016 | Kabul Tarihi: 26.12.2016
Elektronik Yayın Tarihi: 31.12.2016
Telif Hakkı © Libri Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi, 2016

pdf  PDF indir

references  PDF görüntüle

info  Atıf Düzeni

P. ÜLGEN, Doğu-Batı Arasında Bilgi Transferi: Geç Ortaçağlar. İstanbul 2016. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 495 sayfa (22 resim ile birlikte). ISBN: 9786053963981

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tarih Bölümünde 2010’dan bu yana doçentlik yapmakta olan Pı­nar Ülgen, Orta Çağ Tarihi üzerinde çalışmaktadır. Bu doğrultuda kaleme aldığı eserlerinden biri de Doğu-Batı Arasında Bilgi Transferi: Geç Ortaçağlar’dır. Eser karanlık olarak bilinen Orta Çağın as­lında günümüz dünyasının temelini oluşturan gelişmelerin ve olguların pek çoğunun temelleri­nin atıldığı, insanlığın büyük sıçrayışlarda bulunduğu dönemlerden biri olduğunu ve tüm bunların dö­nemin iki kutbu olarak adlandırabileceğimiz Doğu ve Batı Dünyalarının karşılıklı ilişki ve etkile­şimleri ile meydana geldiğini, bu etkileşimlerin hangi nitelik ve boyutlarda olduğunu ve bunların her iki taraf açısından sonuçlarını mukayeseli biçimde ele almaktadır. Çalışmada Kısaltmalar (8), Önsöz (9-12), Giriş (13-36), Sonuç (437-448), Bibliyografya (449-476) ve Dizin (477-495) kısımla­rıyla birlikte dört bölümden oluşmakta ve ikinci ve üçüncü bölümler arasında açıklamalı görseller bulunmaktadır.

Giriş: Teknolojinin Tanımı, Gelişimi ve Tarihçesi (13-36) kısmında yazar, teknik ve teknoloji kav­ramlarının genel kapsamından bahseder. Yazara göre teknoloji ve tekniğin temeli insanın alet kullanmaya başlaması ile atılmıştır ve taş ile başlayan bu serüveni metalin kullanılmaya başlan­ma­sı izlemiştir. Sonrasında önemi yadsınamayacak ölçüdeki ateş, tekerlek ve yazı insanın hayatı­na girmiştir. Bu eski dönemlerdeki teknoloji ise, bilim olmadan gerçekleşmiş olması bakımından gü­nümüzden farklıdır. İnsanoğlunun hayatta kalabilmek için giriştiği uyum sağlama çabası doğa­ya üstün gelme halini almış, bu doğrultudaki ihtiyaçlar da uygarlığın gelişmesini sağlayacak buluş ve keşiflerin önünü açmıştır. Bir buluş yekdiğerinin temelini atacak bir başka ihtiyacı doğurmuş­tur. Bunlar her toplum ve yapıda farklı biçim ve zamanlarda meydana gelmiş olmakla birlikte her topluluk bir şekilde sürece ve ortak mirasa katkıda bulunmuştur. Yazar, Orta Çağın sonlarında mey­dana gelen değişikliklerin de ancak daha önceki çağlara dair böylesi verilerin anlaşılması ile kavranabileceğinden bahsetmektedir.

Geç Ortaçağlarda Avrupa’da ve Yakındoğu’da Enerji, Mekanik ve Askeri Alanlardaki Teknolojik Gelişmeler (37-150) adlı ilk bölümde Avrupa ve Doğu’da ortaya çıkan ve derin etkiler sağlayan çeşitli icatlar ele alınmıştır. Su gücünün öneminin idraki sonrasında, Doğu Akdeniz’de I. yüzyılda bu­lunmuş olan su değirmeninin her iki coğrafyada tanınması sürecini, un üretimiyle başlayan iş­le­vinin zamanla pek çok alana genişlemesi izlemiştir. Bunu sulama kanalları ve akabinde baraj ya­pımı izlemiştir. Benzer şekilde yel değirmeni, gelgit değirmeni, vitesli değirmen, bıçkı değirmeni gibi gelişmeler gerçekleşmiştir. Enerji alanındaki gelişmelerden başka su saati başta olmak üzere mekanik alanda da ilerleme kaydedilmiştir. Bu atılımların pek çoğunun temeli Doğu’da atılmış ve Yakındoğu aracılığıyla Avrupa’ya tanıtılmıştır. Yakındoğu’nun yetiştirdiği önemli isimlerden olan mü­hendis El-Cezeri’nin içecek servisi, hacim ölçümü, fıskiyeler, kilit mekanizmaları gibi alanlarda gerçekleştirdiği, günümüz robotlarının prototipleri sayılabilecek çalışmalarından örnekler detay­lan­dı­rılmıştır. Savaş olgusunun teknolojik gelişmeye katkısından bahseden müellif askeri teknolo­jilerin ortaya çıkışı, iki toplumdaki yeri ve tasarrufu anlamında açıklamalarda bulunmuş; ortak kul­lanılan savaş aletleri, bunlar arasındaki farklılıklar, iki kültürün bu alana kazandırdıkları ve fark­lılık gösteren uygulamalarına değinmiştir. Örneğin kılıç, Karolenj Şövalyelerinde kabzası mücev­her ve değerli madenlerle süslenmiş uzun bıçak biçiminde iken Arap kabilelerinde yaygınlıkla Fildişi kabzalı ve kavisli tercih edilmiştir. Grek ateşinin ve barutun tanınması bambaşka bir geliş­me olarak karşımıza çıkmaktadır.

İkinci bölüm Geç Ortaçağlarda Avrupa’da ve Yakındoğu’da Yapı Teknolojisi ve Diğer Alanlar­da­ki Teknolojik Gelişmeler (151-274) adını taşımaktadır. Avrupa ve Yakındoğu, mimari teknoloji yönünden iki ayrı alt başlıkta karşılaştırılmıştır. Her dönemde olduğu gibi Orta Çağlarda da za­man, coğrafya ve kültürden bağımsız bir inşa anlayışından söz etmek imkân dâhilinde değildir. Taş malzemenin noksanlığı Yakındoğu’da sur yapımının kil, kerpiç ya da tuğla ile gerçekleştirilme­sine neden olurken Avrupa’da taşlarla örülmüş şatolar ve surlar mevcut olagelmiştir. İki coğraf­yanın ev, yerleşim, süsleme, inşa gelenekleri pek çok farklılığı bünyelerinde barındırmakla bera­ber etkileşim halinde olmanın kaçınılmaz sonucu olarak benzer noktalar da görülmektedir. Av­rupa’da Romanesk mimari yerini Gotik akıma bırakırken İslam’ın nüfuz bölgesinde olan yerlerde İslami ve lokal unsurlar harmanlanarak parlak dış cepheli, çinili, desen yönünden zengin farklı bir mimari anlayış gelişmiştir. Tarım alanında ise her iki tarafta da öküzün yerine at kullanılmaya baş­lanmış, Avrupa üç tarla dönüşümü sisteminde ekime geçilmiş, pulluk sıçraması gerçekleştiril­miş, değirmenler tarımda yaygınlaşmıştır. Elde edilen ürünün miktarı ve kalitesinde artış görül­müştür. Bir başka önemli husus ise tekstildir. Bu alanda Doğu tartışmasız önde olsa da çıkrığın ve sonrasında tezgâhların evriminin Avrupa’da yarattığı etki son derece önemlidir. Keten ve pamuk daima pazardaki yerini korumuştur, sonradan dâhil olan ipek ve yün ise büyük değere sahip ol­muştur. Çin’den ve Yakındoğu’dan öğrenilen teknikler neticesinde İtalyan ve Fransız ipeği, İngiliz yünü, Felemenk dokumaları başta İskenderiye kumaşları olmak üzere pek çok merkezle rekabet edebilecek seviyeye erişmiştir. Denizcilik alanında da pek çok atılım gerçekleştirilmiştir. Akde­niz’de önceleri Yakındoğu söz sahibiyken özellikle Haçlı seferleri dönemi ve ertesinde Avrupa, özellikle İtalyan -gemiciliği ivme kat ederek rakipsizleşmiştir. Denizciliğe paralel biçimde her iki tarafta da gelişme gösteren limanlar, adından söz ettirecek kentlerin oluşup büyümesinde rol al­mıştır. Metal işleme ve kimya alanlarında da çok büyük adımlar atılmıştır. Yakındoğu maden ba­kı­mından oldukça zengindir, petrol bilinmekte ve çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Avrupa da ben­zer zenginliklere sahip olmakla birlikte zengin demir yataklarının kullanımını askeri alan dışı­na da taşıyarak muazzam bir gelişme kaydetmiştir. Kimya alanında Müslümanlar dönemin otori­tesi sayılabilecek kadar ileridedirler. Laboratuvarlar oluşturmuşlar, damıtma ve imbik gibi keşifler yapmışlardır. Sabun Arapların keşfidir ve Avrupa’ya onlardan geçmiştir. Yakındoğu kökenli cam imalatı ve işleyiciliği de Avrupa’da tanındıktan sonra Venediklilerce zirveye ulaştırılmıştır. Camın gelişmesine paralel olarak optik bilimi de gelişme göstermiştir. Pusula, müzik notaları ve satranç gibi buluşlar da yine Müslümanlara ait olup Avrupa’ya sonradan geçmiştir. Bir başka önemli ge­lişme Çinlilerden öğrenilen kâğıt yapımının ve baskı tekniklerinin Avrupa’ya aktarılmasıdır.

Geç Ortaçağlarda Teknolojinin Avrupa’da İlerlemesinin ve Yakındoğu’da Gerilemesinin Sebep­leri (273-322) başlıklı üçüncü bölüm Haçlı Seferlerinin finansmanı neticesinde Avrupa ekonomisi­nin geçirdiği dönüşümü ele alarak başlar. Sefere destek vermek ya da bizzat katılmak için insan­ların pek çok varlıklarını satınca yoğun bir likit para akışı yaşanmıştır. Sefere katılan krallıklar dini motivasyonun da etkisiyle merkezi gücünü arttırmıştır. Seferlerin baştaki başarıları ekonomik ge­ti­ri sağlamıştır. Sonraki yenilgiler ise başta kilise prestiji olmak üzere pek çok yerleşik yargıyı sor­gu­lat­mıştır. Bunun yanında yakından görülen Doğu’nun kültürel ve bilimsel yönden keşfedilmesi ve İspanya’daki İslam mirasının etkisi de Avrupa’nın yararına olmuştur. Haçlı seferleri dönemin­de Akdeniz’deki İslam gemiciliği de gerilemiştir. Bu durum da yine maddi anlamda Avrupa’nın ka­zancına olmuştur. Haçlı Seferlerinden başka bir yandan da Moğol istilaları ile meşgul olan Ya­kındoğu aynı zamanda iç çalkantılarla da boğuşmaktadır. Tüm bunlar hem ekonomik hem de si­ya­si istikrarsızlığa sebep olmuş, bu da bilimsel çalışmaların sekteye uğramasında etkili bir diğer sebep olmuştur. Batının tarımsal, ekonomik, endüstriyel, kültürel ve teknik anlamında gelişmeyi devam ettirecek yatkınlığına karşılık Yakındoğu’da bunun benzeri bir girişimci orta sınıfın yokluğu gelişmeye ket vuran bir başka durum olmuştur.

Dördüncü bölüm Geç Ortaçağlarda Avrupa’da ve Yakındoğu’da Teknolojik Gelişmelerin Sos­yo-Ekonomik ve Kültürel Etkileri (323-436) olarak adlandırılmaktadır. Bu bölümde Avrupa’da bur­ju­vazinin doğuşu ve kentlerin yükselişine bağlı düşünsel ve ekonomik gelişmeler, madencilik ve endüstri alanındaki atılımlar, tarımsal ilerlemelerin sağladığı refah, ticaretin hacminin büyümesi gibi, toplumlar arası etkileşim ve aktarım, kâğıt ve matbaanın katkısı, inanç sisteminin toplum içerisindeki rolünün değişimi gibi olguların birbirini beslemesi ve topluma etkisi irdelenmektedir.

Sonuç (437-448) kısmında ise Avrupa ve Yakındoğu’nun Orta Çağlarda yaşadığı değişim ve dö­nü­şümün kısaca özetlenmesinin ardından bunların arkasındaki, Orta Çağın karanlık olarak algı­lan­masının da en önemli sebeplerinden olan fikrî yapı tartışılmaktadır. İki tarafın etkileşimleri göz ardı edilmeksizin, Orta Çağın bilimsel çalışmalar yasaklanmamış olmakla birlikte bu alanlara ilgi­nin de duyulmadığı bir dönem oluşu, Avrupa’nın merak duygusu, girişim ruhu ve maddi destek sağlayacak sınıfı var edebilmesine karşılık Yakındoğu’nun giderek bundan uzaklaşmış olduğu ger­çeği belirtilmiştir.

Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü, Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalı, Antalya.

Ceren Gül YALÇIN (MA.)
cerengulyalcin@gmail.com

  • Atıf Düzeni
  • Direkt Link
C. G. Yalçın, Doğu-Batı Arasında Bilgi Transferi: Geç Ortaçağlar. Yazar: P. Ülgen. Libri II (2016) 553-555. DOI: 10.20480/lbr.2016055

Kalıcı bağlantı adresi: http://www.libridergi.org/2016/055

1 Ocak 2017 Fatih YILMAZ
← Savaşçı Kadınlar Amazonlar
Selahaddin: Kutsal Savaşın Politikaları →

eISSN: 2458-7826

Yayın Gönderme

Çalışmalarınızı Editöryal Prensiplere ve Yazım İlkelerine göre düzenledikten sonra,  libri@akdeniz.edu.tr
adresine gönderebilirsiniz.

SCImago Journal & Country Rank

eISSN: 2458-7826

    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb
    PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb PhaseKapakWeb

    SAYI I (2015)

    SAYI II (2016)

    SAYI III (2017)

    SAYI IV (2018)

    Search for Publication

    En çok okunanlar

    • The Treaty Between Rome and Lycia of 46 BC
      The Treaty Between Rome and Lycia o...
    • Bizanslılar
      Bizanslılar
    • Savaşçı Kadınlar Amazonlar
      Savaşçı Kadınlar Amazonlar
    • Lycia and Classical Archaeology: The Changing Nature of Archaeology in Turkey
      Lycia and Classical Archaeology: Th...
    • Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Eser Koleksiyonu: Grek, Roma ve Bizans Sikkeleri
      Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi...
    • Müslümanların İktisadi Düşünce ve Analize Katkıları
      Müslümanların İktisadi Düşünce ve A...
    • Intercession and Succession, Enlightenment and Reflection: The Inscriptional Program of the Karatay Madrasa, Konya
      Intercession and Succession, Enligh...
    • Roma: Kartalların İmparatorluğu
      Roma: Kartalların İmparatorluğu
    • Kahramanın Doğuş Miti: Mitolojinin Psikolojik Yorumu
      Kahramanın Doğuş Miti: Mitolojinin ...
    • Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu
      Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu
    • Mitolojiden Alegoriye
      Mitolojiden Alegoriye
    • Kapadokya’da Zeus Kültü
      Kapadokya’da Zeus Kültü
    • Senatus’ta Adaylık Toga’sıyla Rakipleri C. Antonius ve L. Catilina Aleyhine Konuşma
      Senatus’ta Adaylık Toga’sıyla Rakip...
    • Büyük Konstantin: Yenilmez İmparator, Muzaffer Hıristiyan
      Büyük Konstantin: Yenilmez İmparato...
    • Jül Sezar’ın Ölümü: Tarihteki En Ünlü Suikastın Öyküsü
      Jül Sezar’ın Ölümü: Tarihteki En Ün...

    PhaseKapakWeb

    eISSN: 2149-7826

    Destekleyenler

    Libri

    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim

    Creative Commons Lisansı
    Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

    Popüler Yayınlar

    • The Treaty Between Rome and Lyci...
    • Bizanslılar
    • Savaşçı Kadınlar Amazonlar
    • Lycia and Classical Archaeology:...
    • Ege Üniversitesi Edebiyat Fakült...
    • Müslümanların İktisadi Düşünce v...
    • Intercession and Succession, Enl...

    Son Çıkan Yayınlar

    • Weihungen aus dem Museum von Uşak 14 Ekim 2023
    • Feriale Duranum: XX. Palmyrenorum Cohors’unun Takvimi 28 Nisan 2023
    • A Newly Discovered Two Tomb Inscriptions from Eskişehir / Dorylaion and a Corrigendum 9 Mart 2023
    • Zwei neue Inschriften aus Dorylaion 7 Mart 2023
    • Two New Epitaphs from Termessos 30 Aralık 2022
    • The Physicians of Nikaia (Bithynia) in Light of the Inscriptions 30 Aralık 2022
    • New Inscriptions Found During the Survey in Melli (Kocaaliler) 28 Aralık 2022

    Yayın Arama

    Arşiv

    Flag Counter
    • Ana Sayfa
    • Dergi Hakkında
    • Son Sayı
    • Arşiv
    • Yayın Etiği
    • Yayın Gönderme
    • Yazım İlkeleri
    • Yayın Süreci
    • İletişim
    Copyright © 2015 www.libridergi.org
    • Türkçe